HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu ve Ahmet Türk'ün görüştüğü iddialarıyla ilgili bir soruya yanıt veren Kurtulan, "Bu bizim partinin yetkili kurumlarınca alınan bir karar değil, biz de görüşme gerçekleştikten sonra öğrendik. Görüşmeyi yapanlar da yalanlamadığına göre demek ki böyle bir durum oluşmuş. İçeriğini ve kapsamını henüz biz de bilmiyoruz" dedi.

Kurtulan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Afrin’de büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Afrin’e dönük Türkiye’nin uygulamasının insanlık dışı bir uygulama olduğunu, insanların büyük bir trajedi yaşadığını birçok kez söyledik. Son iddialara göre sokak isimlerinin dahi Türkçe olarak değiştirildiğini görüyoruz. Yakın bir zamanda 80 yaşında bir kadının ÖSO tarafından boğularak öldürüldüğünü duydu kamuoyu. İnsanların kaçırıldığını, kadınların kaçırıldığını, çocukların zorla evlendirildiğini duyuyoruz. 

Bunlar yetmiyormuş gibi zeytin tarlaları talan ediliyor. MİT ile ÖSO arasında zeytinlikleri pazarlamak için bir protokolün imzalandığı iddia ediliyor. Bunu Ticaret Bakanı’na sormak isteriz. Binlerce zeytinin Tarım Kredi Kooperatifi tarafından pazara sunulduğu söyleniyor, bu doğru mu? Bu hem uluslararası hukuka aykırıdır hem de savaş suçudur. Dinen de haramdır. Haram boyutuna baktığımızda bu iktidarın kursağında bir hayli haram olduğunu görüyoruz.

Meclis Sağlık Komisyonu’ndaki tartışmalar kamuoyunun gündemindeydi. Bu durumun teşhir edilmesi noktasında komisyon üyesi vekillerimiz büyük bir çaba içinde oldular. Genel Kurul sürecinde de bu çabamız devam edecektir. İhraç edilen hekimler SGK ile sözleşmesi olmayan hastanelerde ancak iş bulabilecekler. Çok sınırlı sayıda SGK ile sözleşmesi olmayan hastane olduğunu hesaba kattığımızda bunun hekimleri açlığa mahkum etmek olduğunu görebiliriz. Kanun teklifinde TTB’nin yetkileri de sınırlandırılmak isteniyor. AKP’nin çeşitli meslek odalarına dair düşmanca yaklaşımını bu teklifte de görüyoruz. Yetkili olan Eczacılar Birliği’nin yanı sıra ilaç ithalini başka kurumlara verme düzenlemesi de var, bunu yolsuzluk ve özelleştirmenin önünü açacak bir düzenleme olarak görüyoruz.

DAHA ÇOK SÖMÜR Kİ AKP YAŞASIN

Sağlıkta şiddeti önlemeye dönük bir uygulama olduğu söylense de bununla ilgili sadece bir maddede bir ibare var. Bu da toplumun hafızası ile dalga geçen maiyettedir. Şiddete uğrayanların sorgulanması, karakola götürülmesi kanunen zaten var olan bir durumdur. Tekrar buraya yansıtmak toplumu yanıltmaktan başka bir şey değildir. Bu yasa ile birlikte AKP bir kez daha “daha çok sömür ki AKP yaşasın” demiştir. 

Sîsê Bingöl Nine’nin durumunu çok kez dile getirdik, Genel Kurul’da da gündemleştirmeye çalıştık. Hasta mahpusların durumuna ilişkin verdiğimiz önerge de AKP’nin “bu konu istismar ediliyor” diyerek reddetmesi ile sonuçlanmıştır. Sîsê Bingöl’ün durumu neyi istismar ediyor? Sîsê Nine çocuklarının isimlerini hatırlayamaz durumdadır. Hem yaşlılığa, hem sağlık problemlerine dayalı olarak hastaneye kaldırılmasının ardından tekrar hapishaneye getirilmesinin mantığı nedir? Sîsê Nine toplumu nasıl tehdit etmektedir? 

Yakın zamanda Anayasayı çiğneyen bir durumla karşı karşıya geldik. Vekillerimizin yargılanma süreci bitmiyor. Daha önceki süreçte eş genel başkanlarımız ve milletvekillerimiz tutuklanmıştı, bu durum hala devam ediyor. Yeni seçilen arkadaşlarımızın da yargılamaları devam ediyor. Bunun sorumlusu kimdir? Bizim bildiğimiz Adalet Bakanlığı'dır ancak herkes kör ve sağır. Tek adamın talimatı ile yapılan bir uygulama olduğu görülüyor. Bu durumun bir an önce giderilmesi gerekmektedir.

LEYLA GÜVEN'İN YANINDAYIZ

DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven tutuklu. Emsal teşkil eden bir durum olmasına rağmen, tutukluluğu devam ediyor. Leyla Güven şu an açlık grevinde, Güven “Sayın Öcalan üzerindeki tecridin Türkiye’deki barışı tehdit ettiğini düşünüyorum ve bu tecridi protesto ediyorum” demiştir. Biz de Güven’in bu talebinin yerinde olduğunu düşünüyoruz. Leyla Güven’in yanındayız. Türkiye’nin geleceğini düşünen herkesin Güven’in bu talebi üzerine çaba sarf etmesi gerektiğini düşünüyorum.

Soru: Basına yansıyan haberler var, Kılıçdaroğlu ile Ahmet Türk’ün görüştüğüne dair. Bu görüşme gerçekleşti mi, gerçekleştiyse içeriği ne? 

Bu bizim partinin yetkili kurumlarınca alınan bir karar değil, biz de görüşme gerçekleştikten sonra öğrendik. Görüşmeyi yapanlar da yalanlamadığına göre demek ki böyle bir durum oluşmuş. İçeriğini ve kapsamını henüz biz de bilmiyoruz.