Halkların Demokratik Partisi (HDP), son bir kaç aydır uygulanan sokağa çıkma yasaklarına ilişkin rapor hazırlayarak, Meclis'e sundu.

Konuya ilişkin HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek, açıklamalarda bulundu.

'SİLVAN VİRANEYE ÇEVRİLDİ'

Sokağa çıkma yasağı uygulamaları nedeniyle neredeyse 20 bin insanın Silvan'dan göçertildiğini belirten Baluken, ilk yasaktan bu yana Silvan'da 16 sivilin öldürüldüğünü söyledi.

Yasağı, ‘büyük savaş ve yıkım operasyonu’ olarak nitelendiren Baluken, bu saldırılar sonrasında neredeyse hedef alınmayan tek bir evin kalmadığını dile getirdi.

Baluken, ilçede işkence yapıldığını, gazeteci ve STK temsilcilerinin tehdit edildiğini belirterek, "Orada gazetecilerin kafasına silah dayandı. Can Dündar ve Erdem Gül'ü cezaevine gönderen süreç Silvan'da gazetecilerin kafasına silah dayandırılmasıyla başladı. Bir darbe uygulaması adeta Silvan'ı viraneye çevirdi," dedi.

ESADULLAH TİMİ’ AÇIKLAMASI

Baluken, ilçede her türlü insan hakkının ve hukukun askıya alındığını ve ilçede paramiliter güçlerin devreye sokulduğunu da söyledi.

Bölgeye gönderilen güçleri "IŞİD'in Türkiye kolu" olarak nitelendiren Baluken, "Türkiye'nin IŞİD kolu olan Esadullah TİMİ ve gladyonun işbirliği ile bu süreç yaşanıyor" diye konuştu.

Sokağa çıkma yasağının ilan edildiği yerlerdeki duvar yazılamalarında sıkça karşılaşılan ‘Esadullah TİMİ'ne ilişkin şimdiye kadar çok sayıda önerge verdiklerini belirten Baluken, ancak hükümetin bu konuda herhangi bir yanıt vermediğini belirterek, hükümetin sorumluluktan kaçtığını savundu.

Baluken bu durumu da, "Halkın yaptığı 'IŞİD'in Türkiye kolu' değerlendirmesinin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor" sözleriyle değerlendirdi.

'IŞİD TİMİ HDP'LİLERİ DE ÖLDÜRMEYE ÇALIŞIYOR'

"Üzülerek belirtmek isteriz ki Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de IŞİD'in Türkiye kolu olan Esadullah Timi suç işlemeye devam ediyor" diyen Baluken, milletvekillerine de bu birimler tarafından "öldürücü" saldırılar yapıldığını belirterek, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'a yönelik saldırıları hatırlattı. Baluken, Yüksekdağ'a yönelik saldırıların öldürmeye yönelik olduğunu dile getirerek, bu uygulamalara son verilmesini istedi.

117 GÜNLÜK SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise şimdiye kadar çok sayıda kent merkezinde toplam 117 gün süren sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini ve neredeyse 6 ayın, son 4 ayının sokağa çıkma yasağı ilan edilerek geçirildiğini söyledi. Nusaybin'de en son 13 Kasım'da başlayıp 26 Kasım'da sona eren sokağa çıkma yasağının en yıkıcı yasak olduğunu söyleyen Sancar, bu uygulamaların savaş konseptinin bir devamı olduğunu söyledi.

“BU UYGULAMALAR SUÇTUR”

Bu uygulamalarla halkın ve HDP tabanının cezalandırıldığını dile getirerek, hangi koşullarda sokağa çıkma yasağı ilan edilebileceğini belirten Sancar, yapılan uygulamanın yasal olmadığını ve bunun AİHS'yi de ihlal ettiğini söyledi. "Bu uygulamalar hukuksuzdur, anayasaya aykırıdır" diyen Sancar, Valilerin bu kararı verme yetkisine sahip olmadığını belirterek, "Hükümetin savaş politikalarının bir tür hamallığını yapıyorlar. Yaptıkları uygulamalar suçtur. Verilen kanunsuz emirdir verilen kanunsuz emir fili suç olmaktan çıkarmaz" dedi.

‘KOLEKTİF CEZALANDIRMA YÖNTEMLERİ’

Uygulamanın "her türlü ihtiyaçtan yoksun bırakan kolektif cezalandırma" uygulaması olduğunu belirten Sancar, devletin ağır silahlarla evlere ve yerleşim yerlerine saldırı düzenlendiğinin hatırlattı. Keskin nişancı uygulamasının da bir savaş uygulaması olduğunu vurgulayan Sancar, Yugoslavya ve Suriye pratiklerine dikkat çekerek, "Boşkanlara yönelik yapılan soykırımda da keskin nişancılar rol oynadılar" dedi.

“HİZBULLAH, JİTEM, GLADYO ATIKLARI İŞ BAŞINDA”

Nusaybin örneğini de anlatan Sancar, keskin nişancıların tek kurşunla insanları katlettiğini belirterek, "Hükümet bu konuda verilen her türlü soru ve araştırma önergelerini reddediyor" diye konuştu. Sancar, yine yaşadığı örneklerden hareketle bölgedeki güvenlik gücü adı altında görevlendirilen güçlerin karanlık olduğunu ve kim olduklarının bilinmediğini belirterek, "Eski Hizbullah, JİTEM, gladyo artıkları veya bizzat onların öncüleri bölgede görev yapıyorlar" diye konuştu.

“KÜRT İLLERİ TAMAMLANDIKTAN SONRA SAVAŞ UNSURLARI BATIYA KAYDIRILACAK”

Musa Çitil'in 90'lı yıllardaki failli meçhullerden yargılandığını daha sonra beraat ettirilerek rütbesinin büyütülüp yerinden bölgeye gönderildiğini söyleyen Sancar, "Hükümet korkunç suçlarla anılan bu kişileri yeniden görevlendiriyor" ifadesinde bulundu.

Sancar, bölgede; "sorumsuz, sınırsız bir savaş ortamı yaratıldığını" belirtilerek, "Şuanda Kürt illeri laboratuar olarak kullanılıyor yarın öbür batıda herhangi bir bölgede de bunlar kullanabilir" diye konuştu. Sancar, bölgede konumlandırılan savaş güçlerinin yarın öbür gün batıda da kullanılabileceğini dile getirdi.

SİYASİ PARTİLERE ÇAĞRI

Sancar'dan sonra yeniden söz alan Baluken, bütün siyasi partileri öz yönetim taleplerinin dile getirildiği bütün ilçelere çağırarak, "Buralara gidip halka soralım halk ne istiyor, onu bir rapor olarak sunalım. Halkın bir öz yönetim talebi var, bunu aydınlatılması gereken meclis şuan sorumluluktan kaçıyor" diye konuştu. Çağrıyı Avrupa ve dünyaya da yaptıklarını belirten Baluken, "Buraya gelip raporlarını hazırlasınlar. Hükümetin verdikleri bilgilerle değil halkın talebinin ne olduğun halkın talebine göre raporlarını hazırlasınlar" dedi. Baluken, son olarak milletvekillerinin yine öldürücü müdahaleye uğradıklarını Leyla Birlik'in araçtan indirilip yere yatırıldığını ve ölümle tehdit edildiğini söyledi. (DİHA)