Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkezi Eğitim Komisyonu, “Türkiye’de Eğitimin Durumuna İlişkin Genel Değerlendirme Raporu” başlıklı bir rapor yayımladı.

Raporda, UNICEF tarafından çocukların yaşam koşullarına yönelik birçok kategoride hazırlanan ülkelerin performans raporuna göre de Türkiye'nin genel sıralamada 41 ülke arasında 36’ncı sırada, eğitim kalitesi kategorisinde ise son sırada olduğu kaydedildi.

BirGün'ün haberine göre, Türkiye'nin PISA sonuçlarının irdelendiği raporda, şu ifadeler yer aldı:

"PİSA 2015 sonuçlarına göre Türkiye 70 ülke arasında Fen alanında 52’inci, Matematik alanında 49’uncu ve Okuma alanında ise 50’inci oldu. Sonuçlar geçmiş yıllar ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin 2003’deki puanların gerisine düştüğü görülmektedir. 2003’de ülke ortalaması 434 olan Fen puanı 425’e, 423 olan Matematik puanı 420’ye ve 441 olan Okuma puanı 428’e gerilemiştir. Diğer bir ifade ile AKP iktidarları döneminde eğitimde nitelik ciddi anlamda gerilemiştir. Maalesef bu puanlar ülkenin batısından doğusuna, merkezinden kırsalına gittikçe daha da düşmektedir. PİSA sonuçları AKP’nin 14 yıllık eğitim karnesidir.

AKP'nin demokrat eğitimcilere yönelik baskı uyguladığının ifade edildiği raporda, şunlar denildi:

"Muhalif, demokrat öğretmenler üzerinde sürekli baskı kuran AKP, öğretmenlerin yandaş sendikaya üye olmaları konusunda sistematik müdahaleler geliştirmiştir. Özellikle 20 Temmuz 2016 tarihinden sonra inşa edilen OHAL rejimi ile öğretmenler üzerindeki siyasi baskılar had safhaya ulaşmıştır."

Raporda, AKP döneminde okulların dini cemaat ve vakıflara açılmasına ve MEB'in protokol imzaladığı vakıf ve derneklere vurgu yapılarak, şu tespitler yer aldı:

"AKP’nin eğitime yönelik ideolojik müdahalelerinin en önemli boyutlarından biri de “tek din, tek mezhep” anlayışı üzerinden inanç istismarına dayanan pratik uygulama ve söylemlerin eğitimin her alanında yaygınlaştırılması olmuştur. Eğitim politikalarının oluşturulması ve uygulanması sürecinde Diyanet'in, dini vakıf ve cemaatlerin belirleyiciliği ve etkinliği artmıştır. MEB, Diyanetle, Ensar, Birlik, Hikmet, Hayrat, İHH, TÜRGEV gibi dini vakıf ve derneklerle sayısız protokoller imzalayarak, eğitimi dinselleştirme sürecinde cemaatlere “Özel görevler” vermiştir."

"Müfredat değişikliği Türkiye’de 15 Temmuz Darbe Girişimi ardından yürürlüğe konan OHAL rejimi ile resmi ideolojiye AKP’nin politik hedefleri ile örtüşecek şekilde format atılmasının eğitimdeki yansımasıdır." denilen raporda, eğitim müfredatının laiklik ve demokratik eğitimden uzaklaştırıldığı savunularak şunlar denildi:

"Hali hazırda fazlasıyla sorunlu ve ötekileştirici içerik ve uygulamalarla dolu olan eğitim müfredatı, AKP iktidarının yaptığı son müdahale ile daha da dinci, milliyetçi, cinsiyetçi bir içerik ile donatılmıştır. Bu müdahale yakından incelendiği zaman müfredatın birçok yönden 1980 Askeri darbesini gerçekleştiren paşaların müdahalesinden bile geri bir noktada olduğu görülmektedir."

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.