Meclis'te gazetecilerle sohbet toplantısı yapan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, İç Güvenlik Paketi ve çözüm sürecinin seyrine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın milletvekili aday adayı olmak için istifa etmesinin iktidarın kendi içindeki değerlendirme olduğunu ifade eden Yüksekdağ, " Çözüm süreci kişiler ve kadrolardan bağımsız gelişen alandır. Fidan'ın siyasete adım atma kararının, çözüm sürecinin yürütülmesinde ve organizasyonunda belirleyici değişikliğe yol açacağına inanmıyorum" diye konuştu.

radikal.com.tr'de yer alan habere göre, İç Güvenlik Paketi'nin çözüm sürecini berhava edici özellikte olduğunu savunan Yüksekdağ, bu nedenle paketin baştan itibaren tartışılır hale geldiğini söyledi. Yüksekdağ, hükümetin, muhalefetin kaygılarını paketin geri çekilmesi yönünde dikkate almasını dilediğini belirtti.

Paketin TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesinin ertelenmesini "hükümetin kararsızlığı" olarak niteleyen Yüksekdağ, "Bu halkın hayrınadır. Şer getirecek siyasi kararı uygulama konusunda kararlı davranmak, siyasi iktidarının gücünün otoritesinin ifadesi değildir" dedi.

SEÇİM BARAJI

Figen Yüksekdağ, 7 Haziran'da yapılacak genel seçimde HDP'nin barajı aşacağını öne sürerek, "Yüzde 15'in üstüne çıkarsak kimse şaşırmasın. Türk siyaseti güzel sürprizlere hazır olmalı" dedi.

HDP'nin barajı aşamayacağı öngörüsünün "uğursuz ve dayanaksız kehanet" olduğunu ifade eden Yüksekdağ, "Uğursuzdur çünkü bu öngörüye dayanırsanız toplum için kötü bir şey murad ediyorsunuz demektir. Dayanaksızdır çünkü bize göre barajı aşamamak gibi güçlü ihtimal yok" diye konuştu.

Barajı aşamamaları halinde özerk parlamento kuracakları iddialarını parti içinde hiç tartışmadıklarını anlatan Yüksekdağ, "Başkaları tartışıyor. 'Barajı aşamazsak şu olur' diye tek laf söylemedik" dedi.

Seçimde barajı aşmaya ve parlamentoya girmeye odaklandıklarını dile getiren Yüksekdağ, "HDP'nin Meclis'e girmesine engel olacak tek güç, iktidar eliyle girişilecek darbe olabilir sadece. İktidar halkın hak ettiği bir mevziye ulaşmasını engellemek için komploya başvurmazsa, demokrasiye darbe teşebbüsünde bulunmazsa HDP'nin barajı aşmasının önünde hiçbir engel yok" diye konuştu.

Yüksekdağ, bu konuda kendilerine ulaşan bir bilgi ya da duyumları olup olmadığı sorusuna ise "Somut bir darbe, komplo duyumumuz yok. Nasıl HDP'nin barajı aşamaması olasılıksa barajı aşamamasına dönük komplo da olasılıktır. İç Güvenlik Paketi'ni genel seçim öncesinde gündeme getirerek, devlet terörünü artırma hesaplarınız mı var? Şiddeti artırma ve bu yolla kaos beklentisi içinde olanların elini rahatlatma eğiliminiz mi var? Seçimlere güvenlik ve huzurun sağlandığı ortamda gitmek zorundayız" cevabını verdi.

"DİLERİM HÜKÜMET CANA KANA GELİR"

Çözüm sürecinde olumsuza gidiş olarak tarif edeceğimiz bir durum olmadığını, ileriye gitme hazırlığı olduğunu belirten Yüksekdağ, şöyle devam etti: "İki taraftan da ' müzakere masasına oturduk ve taslak etrafında görüşmeye başladık' bilgisi geldiğinde artık yeni bir safha oluşacak. Bu sürecin, artık ivedilikle bir takvim çerçevesinde somutluğa kavuşturulması gerekiyor. Süreç müzakereye geçilme sürecidir. Müzakereye geçilmezse ortak açıklama da olmaz. Biz zaten hazırız. Müzakere hazırlıklarını hükümet tamamlayamadı. 2 hafta içinde hükümet tarafından bu kararın verilmesini ve müzakereye geçilmesini bekliyoruz. Çerçeve yasaya ek olarak bazı yasal adımların atılması gerekiyor. Hasta tutsakların serbest bırakılması bunlardan biri. Bunun yapılmaması müzakereye geçilmesini zorlaştırıyor. Dilerim bir iki haftada hükümet biraz kana cana gelip krizi ve tıkanmayı aşar. Sayın Öcalan, 'seçimden önce bu sorunu istikrar kazanacak şekilde ilerletelim' çabasında. Tek taraflı çabaların doğal ömrü vardır. Sadece niyet ve tek taraflı çabalarla gidilemez. Öcalan iki yıldır iyi niyetle, tek taraflı çabayla bu zamana kadar getirdi. O nedenle artık tek taraflı olmaktan çıkması ve hükümetin çıkış yapması gerekiyor. Hükümet artık ciddi ve sonuç alıcı sorumluluk üstlenmek durumundadır."

HDP HEYETİ BAŞBAKANLIKTA

Öte yandan HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'la çözüm sürecini görüştü.