HDP şu ana kadar açıkladığı belediye başkan adaylarını Diyarbakır'da düzenlenen toplantı ile tanıttı. Toplantıda Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Sezai Temelli konuştu.

Temelli batı illerindeki anketlerde iki ittifakın başa baş olduğunu ve sonucu HDP seçmeninin belirleyeceğini söyledi.

DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, DDKD’den Halim İpek, Devrimci Parti Genel Başkanı Özgür Oran, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, Halkevleri Eş Genel Başkanları Dilşat Aktaş ve Nuri Günay, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, KKP’den Emel Çiftyürek, PDK’den Sertaç Bucak, SYKP Eş Başkanı Cavit Uğur, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, İnsan ve Özgürlük Partisi’nden Ahmet Kaya, KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik ile çok sayıda davetli ve belediye başkan adayının katıldığı programda ilk olarak sinevizyon gösterimi yapıldı.

Daha sonra kürsüye gelen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

‘LEYLA GÜVEN’İN SÖZÜ BİZİM SÖZÜMÜZDÜR’

Partimizin değerli eşbaşkan adayları, ittifak partilerimizin sayın genel başkanları, eski belediye eşbaşkanlarımız, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Aday tanıtım toplantımıza hepiniz hoş geldiniz. 78 gündür Diyarbakır Cezaevi’nden inanç ve kararlılıkla sürdürülen bir direniş var ve bu direnişi sürdüren Sevgili Leyla Güven’e buradan kucak dolusu sevgi ve selam gönderiyorum. Eşitlik ve adalet için, özgür yarınlar için bedenini 78 gündür açlık grevine yatıran Sevgili Leyla Güven’i selamlıyorum.

Yine bir çok cezaevinde bedenini açlık grevine yatıran ve cezaevlerine yayılan bu onurlu yaşam için bedenlerini açlık grevlerine yatıran sevgili Sebahat Tuncel’e Hewlêr’e, Strazburg’a ve bütün yoldaşlarımıza sevgi ve selamlarımızı gönderiyoruz. Leyla Güven’e destek amaçlı sevgili Sebahat Tuncel ve Selma Irmak da bedenlerini açlık grevine yatırdılar.

Sevgili Aysel Tuğluk 10 günlük açlık grevi başlatmış durumda. Bütün arkadaşlarımıza sevgi ve saygılarımı iletiyor ve buradan birlikte kazanacağımızın sözünü veriyoruz. Leyla Güven’in taşıdığı bayrak hepimizindir. Onun talebi hepimizin talebidir. Onun sözü hepimizin sözüdür. Zindanlarda, bulunduğumuz her yerde mücadelemiz birdir.

Zafer direnenlerin olacaktır. Mutlaka kazanacağız arkadaşlar. Mutlaka kazanacağız, yine cezaevlerinde rehin olarak tutulan ve sevgili Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere bütün siyasetçi arkadaşlarımıza buradan sevgi ve selamlarımızı gönderiyorum.

Tutsak olan bütün yoldaşlarımıza sevgilerimizi gönderiyoruz. Partimizin belediye başkanları iken görevlerinden alınan sevgili Gülten Kışanak, Tuncer Bakırhan, Dilek Hatipoğlu, Bekir Kaya başta olmak üzere bütün belediye başkanlarımıza sevgi ve selamlarımızı gönderiyoruz.

‘KAYYUMLARI GÖNDERECEĞİZ’

Kayyumların yolsuzlukları ve halka karşı yaptıkları gün yüzü gibi ortadadır. Tutuklanan belediye eşbaşkanlarımızın hiçbir şekilde yolsuzluklara bulaşmadıklarını biliyoruz, ama bunu bilmelerine rağmen onları rehin aldılar ve yerlerine kayyumlar atadılar. O kayyumlar 31 Mart günü gidecekler, hep birlikte göndereceğiz onları. Çünkü halkımız 31 Mart tarihini büyük bir sabırsızlıkla bekliyor. Bu halk kendisine de kentine de her zaman sahip çıkarak 31 Mart tarihinde bir kez daha yöneteceğini gösterecektir. Halkımız çok kararlıdır. AKP’ye sandıkta gereken cevabı vereceğini şimdiden belli etmiştir. Bunu bildikleri için hileye başvuruyorlar. Seçmenleri silip, onların yerine hayali seçmenleri getirip, kendilerine göre kazanmanın yollarını arıyorlar.

‘SANDIKLARI UZAYA DA TAŞISANIZ’

Ama şunu bilsinler ki Kürt halkı onlara geçit vermeyecekler, sizler sandıkları uzaya da Saray’a da taşısanız, halkımız iradesine ve oyuna sahip çıkacaktır, tıpkı 7 Haziran, 1 Kasım ve 24 Haziran’da olduğu gibi bütün hilelerinize karşı halkımız el ele verecek ve sizlerin oyunlarınız ve usülsüzlüklerinizle baş edecektir. Kürdistani partileri ile yaptığımız ittifakın büyük bir önem taşıdığını belirtmek istiyorum. Adaylarımızı bugünden itibaren halkımıza emanet ediyoruz. HDP olarak belirlemiş olduğumuz eşbaşkan adaylarımızı, ittifaklarımızın kendilerinin belirlemiş olduğu adayları halkımıza emanet ediyor, onlarla birlikte bu sürecin üstesinden geleceğimizi bir kez daha ifade ediyorum. Bu karar ve inançla hepimizin yolu açık olsun.

Eş Genel Başkan Sezai Temelli’nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

‘BASKILARA KARŞI REFERANDUM’

31 Mart seçimleri, Türkiye’de faşizme karşı, faşizmin halklara uyguladığı baskılara karşı, kayyumlara karşı, Kürtlere, tarihsel-kültürel değerlerine ve Kürtçe’ye yönelik baskılara karşı demokrasi referandumudur. Kürtlerin önünde büyük bir fırsat vardır. Kürdistani partiler ve yapılar ittifakı ile ortaya çıkan birlik iradesinin 31 Mart’ta onaylanması, Kürtleri tarihin en şanlı sayfalarına; AKP-MHP ittifakını ise tarihin kara kaplı sayfalarına yazdıracaktır. 31 Mart’ta gerçekleşecek seçimler sadece Kürtler için değil, aynı zamanda tüm Türkiye halkları için de bir demokrasi referandumudur. Türkiye’de diktatörlüğe özenen bu zihniyetin son bulması için halkların birlikte karar vereceği bir seçimdir 31 Mart seçimi. Bu kadar da önemlidir ve tarihi bir öneme sahiptir.

‘BATIDA DA KİLİT PARTİYİZ’

Kürt halkı 31 Mart gününe az önce söylediğim gibi bir referandum günü olarak bakıyor. O gün kayyumla hesaplaşma günü olacak. O gün AKP-MHP ittifakıyla hesaplaşma günü olacak. Hangi partiden olursa, hangi düşünceden olursa olsun Kürt halkı faşizme karşı, kayyuma karşı yekvücut olmuş, özlenen ittifakını sağlamıştır. HDP, Batı’da da kilit parti konumundadır. Anketler geliyor önümüze görüyoruz. Her yerde ittifaklar başa baş. AKP ve CHP adayları Ankara ve İstanbul’da başa baş gidiyor. Bu seçimlerin kaderini belirleyecek olan parti HDP’dir. Halkımız bu tarihi süreçte rolünü her yerde oynayacak, AKP-MHP ittifakına, faşizme büyük bir darbe vuracaktır. 96 belediyemize kayyum atayan halkın iradesini yok sayan, vesayetçi, faşist anlayışa karşı 31 Mart bizim için bu anlayışı tarihin çöp sepetine süpürüp atma günüdür. Bu ülkede Kürtlerin olduğunu, Kürtlerin kendi seçtikleri ile kendilerini yönetme hakkı olduğunu, Kürtlerin kendilerini yöneterek bu baskıcı, sömürücü düzene son vereceğini ilan etme referandumudur 31 Mart seçimleri.

‘SEÇİM DİRENİŞİN BİR YANI’

31 Mart’ta sandığa gittiğimizde, pusulayı elimize aldığımızda Kürt sorunu devam etsin mi, etmesin mi sorusunun cevabını da vereceğiz. Savaş ve inkâr sürsün mü, sürmesin mi sorusunun cevabını vereceğiz. Her gün evimizden, aşımızdan çalan bu iktidarın ekonomide krize yol açan uygulamaları sürsün mü sürmesin mi sorusunun da cevabını vereceğiz. Anadilinde eğitime karşı olanlara sözümüzün olup olmadığını göstereceğiz. AKP-MHP ittifakı işgal ile seçim gündemini birlikte işletiyor. Kan, barut kokusu ve baskı ile sandık iradesini teslim almaya çalışıyor. Yetmiyor, hayali seçmenlerle hırsızlık yapıyor. Bunların hepsine itirazlarımızı yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Bizler iktidarın bu savaş çığırtkanlığına, halklar arasına bin yıllık düşmanlık tohumu ekmesine karşı her yerde direneceğiz. Bu direnişin bir yanı 31 Mart yerel seçimleridir. AKP-MHP ittifakını geriye püskürtmek için, savaş tamtamlarını ellerinden almak için 31 Mart’ta büyük bir ders vereceğiz.

‘TARİHİN EN BÜYÜK YENİLGİSİNE UĞRATACAĞIZ’

Öte yandan yüz yıllık geçmişle yüzleşme ve Ortadoğu’nun yüzyıllık geleceğinin barış içerisinde yaşanmasının manifestosu olarak yazılan Seçim Bildirgemizi nihayete erdireceğiz. Son olarak ise en sevdiğimiz yerde olacağız: Sokaklarda, halkımızın yanında olacağız… Sokaklarda halkımızla buluşacağız, dertleri ile dertleneceğiz; neşelerine ortak olacağız. Geçmişteki hatalarımızdan dersler çıkartarak halkımızın sorunlarını çözmeye talip olacağız. Yönetimi kayyumlardan alıp halkımıza vereceğiz. Batı’da AKP-MHP ittifakını tarihin en büyük yenilgisine uğratacağız. Bize ait olanı almaya geliyoruz. Alacağız da.

‘BİZ KAZANACAĞIZ’

Sözlerime son verirken, başta Leyla Güven olmak üzere cezaevlerindeki tüm yoldaşlarımı selamlıyorum. Gültan ve Fırat başkanları da buradan selamlıyorum. Amed’i ve tüm kentleri kayyumun ve Saray’ın elinden mutlaka alacağımızın sözünü de buradan tüm yoldaşlarıma vermek istiyorum. Bizler tarihe değer verenleriz, özgürlük için yanıp tutuşanlarız, adalet ve eşitlik için yan yana mücadele edenleriz. Yarınları kurmak için, geçmişin takipçisi, şimdinin emekçileriyiz. Bizler suyuz, dereyiz, ağacız, dağız, ırmağız, patikayız, cadde ve sokağız, yankıyız, zılgıtız, müziğiz, kadınız, genciz, velhasıl yaşamı kuranlarız… Bizler irade gaspına, hafızasızlaştırmaya, kimliksizleştirmeye, talana, yolsuzluğa, merkezi dayatmalara ve kırım kültürüne karşı teslim olmayıp, demokrasiye cesaret edenleriz… Bizler ekmeğimizi, emeğimizi, davamızı, inançlarımızı, onurumuzu, sanatımızı, köylerimizi, pazarımızı, bahçemizi, sözümüzü, özümüzü, aşkımızı,  Başûr, Bakur, Rojhilat ve Rojava’mızı savunmaya devam edeceğiz. Onların hepsi bizimdir. Bundan dolayı “Ya Me Ye” diyoruz…. Yola “Ya Me Ye” diyerek çıkıyoruz… Diyoruz ki zulme karşı direniş “Ya Me Ye”, barış “Ya Me Ye”, kent “Ya Me Ye”, gelecek “Ya Me Ye”, özgürlük “Ya Me Ye”… Tecridi de kıracağız, kentlerimizi de biz yöneteceğiz. Dost ve düşman bilsin ki biz kazanacağız mutlaka kazanacağız. Hepimizin yolu açık olsun, serkeftin hevalno.