Diyarbakır Müftüsüyken emekli olarak HDP’den aday olan Nimetullah Erdoğmuş, iktidarın dini söylemlerine tepki gösterdi. Erdoğmuş, iktidarın tekfir söyleminin nasıl bir çürümüşlük yaşadıklarını göstergesi olduğunu söyledi.

Genel Başkanları Selahattin Demirtaş’ın ülkeye nefret söylemini yaygınlaştırmak isteyenlere her gün çok ciddi cevaplar verdiğini anlatan Erdoğmuş, “Pozitif tutum ve davranış sergilemesi Türkiye toplumları ve halkları açısından çok değerlidir. Yaptığı çağrı, belli bir merkeze değil vicdanlara yapılan çağrıdır. Herkes bu soruyu kendi vicdanına sormalıdır” dedi.

'MÜSLÜMANA KAFİR DEMEK TEKFİR SİLAHIDIR VE BU SİLAH KULLANANA DÖNER'

Müslüman kişiye kâfir demenin bir tekfir silahı olduğunu anlatan Erdoğmuş, "Bu tekfir silahı tarihin her döneminde kullanılmış. Özellikle dini skandalların yaşandığı, kaos ve krizlerin yaşandığı, din ve mezheplerle ilgili sıkıntıların yaşandığı dönemlerde bu tip tekfir silahı çok kullanılmış. Tarih bunun açık şahididir ki; bu silah en son kendilerine döner, kullanana döner. Daha sonra kendi aralarında bu silahı kullanırlar. Tarihte örnekleri çokça görüldüğü üzere, önce kendilerine muhalif gördükleri, beğenmedikleri kişi ve gruplara karşı bu tekfir silahını kullandılar. Sonra kendi aralarında ihtilafa düştüler ve birbirlerine karşı bu tekfir silahını kullanırlar. Bu silah öyle bir tefrika silahıdır ki kullanan adam eninde sonunda bu silahın maktulü olur. Ben bugün bu silahın artık demode olduğunu, devre dışı kaldığına inanıyorum.” diye konuştu.

'ÇÜRÜMÜŞLÜK YAŞADIKLARININ İFADESİDİR'

İslam ümmetinde bu tekfir silahını kullananların genellikle marjinal kesimler olduğunu anlatan Erdoğmuş, “Bizim ülkemizde kitleleri muhatap alan ve iktidarı elinde tutan güçlerin bu silaha başvurmaları, zahiren çok güçlü görünmelerine rağmen iç yüzünde onların nasıl bir çürümüşlük yaşadığının ifadesidir.” dedi.

'İSLAM ULEMASI DOĞRU SAFTA YER TUTACAK'

Din ve Kur’an’a yönelik hakaretlere karşı ulemanın tavrı ile ilgili soruya ise Erdoğmuş şöyle yanıt verdi: “Ulemanın sessizliği genel anlamda şuna benzeyebilir. Mesela tarihte peygamberlerin susma oruçları vardır. Hz. Meryem'in ve diğer peygamberlerin susma oruçları vardır. Genellikle üç gündür. Ulemanın 30 yıla tekabül edebilir. Ama gün gelecek ulema o sessizliğini bozacak, o susma orucunu bozacak ve ulema şuanda tarihin yeniden rayına oturduğu bu dönemde İslam uleması genelde, özelde Kürdistan uleması doğru yerini alacak ve doğru safta yer tutacak.”

'NEFRET SÖYLEMLERİNE AYIRACAK VAKTİMİZ YOK'


Emekli Müftü Erdoğmuş, Cumhurbaşkanının kendisini meydanlarda eleştirmesiyle ilgili ise şunları dile getirdi: “Biz herkese barış müjdesini ulaştırmakla mükellefiz. Ömrümüz ve zamanımız sınırlı fakat önümüzde çok tarihi ve yüksek bir hedef var. Ona doğru tırmanmaya çalışıyoruz. Nefret söylemlerine ayıracak zamanımız yok.”

*isim Kâfir sayma