Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), 10 Ekim Ankara Katliamı’nın ikinci yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, “Ankara Katliamı, Suriye ve Irak’ta IŞİD, El Nusra gibi El Kaide türevi örgütlerin desteklenmesinin Türkiye halklarına ödettiği bir bedeldir. Ülke içinde ve dışında savaşa ve şiddete dayalı politikaların bir sonucudur. Barış ve demokrasi mücadelesini başarıya ulaştırmak, başta Ankara Katliamı’nda “Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi” şiarıyla bir araya gelen ve sonsuzluğa uğurladığımız canlarımız olmak üzere, bu mücadelede yaşamını yitiren tüm insanlarımıza karşı bir sorumluluğumuzdur. Onları bir kez daha saygıyla anıyor, ailelerinin ve tüm sevenlerinin acılarını ve yasını paylaşıyoruz” denildi.

HDP’nin açıklaması şu şekilde:

2 yıl oldu. 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı önünde toplanan Türk, Kürt, Alevi, Sünni, kadın, emekçi, genç, yaşlı on binlerce insana Cumhuriyet tarihinin en kanlı saldırısı yapıldı. Barbar IŞİD’in canlı bombaları ile 102 insanımız yaşamını yitirdi, 419 insanımız yaralandı.

Onbinlerce insan AKP iktidarının ülkeyi adım adım sürüklediği çatışma, savaş ve baskı ortamından çıkılması; diyalog ve müzakereler ile kalıcı ve adil barışın sağlanabilmesi talebiyle Ankara’ya gelmişti. KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin çağrısı ve onlarca kurum ve kuruluşun katılımı ile gerçekleşen bu buluşmaya tahammül edilmedi. Uğursuz bir saldırı planlandı ve adım adım sonuçlandırıldı.

Soruşturmanın ilk anından itibaren, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarı, hiçbir hakikatinin olmadığını bile bile “kokteyl saldırı” ifadesinin arkasına sığındı. Katliamı IŞİD’in yaptığını söylememek için ellerinden geleni yaptılar. Ama gerçekler örtülemedi. Hem saldırganların kimlikleri hem de saldırı ile ilgili onlarca bağlantı Ankara Katliamı’nı IŞİD’in gerçekleştirdiğini kanıtladı. Kokteylci zihniyet etkin bir soruşturma yürütülmesini engelledi.

Aynı zihniyet uğursuz planın ortaya çıkarılmasını ve davanın sonuçlanmasını da engelliyor. Bu saldırının devlet içindeki kimi grup ve odakların işbirliğiyle; Emniyet başta olmak üzere hükümet yetkililerinin gerekli ve yeterli güvenlik önlemlerini almamalarıyla yapıldığına dair çok güçlü emareler ortaya çıkmış olmasına rağmen, hukuk alanında henüz herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Suçluları cezalandırmak yerine canlarını yitiren ailelere saldırmaktan geri durulmadı.

Unutmayalım ki, bu saldırı Türkiye’de gerilim ve çatışma siyasetinin adım adım yükseltilmesinin; 7 Haziran 2015 seçimi sonrasında AKP’nin iktidar çoğunluğunu kaybetmesi ile birlikte erken seçim sürecinin şiddet ve savaş politikaları ile birlikte devreye alınmasının bir merhalesidir. Ankara Katliamı, Suriye ve Irak’ta IŞİD, El Nusra gibi El Kaide türevi örgütlerin desteklenmesinin Türkiye halklarına ödettiği bir bedeldir. Ülke içinde ve dışında savaşa ve şiddete dayalı politikaların bir sonucudur.

Barış ve demokrasi mücadelesini başarıya ulaştırmak, başta Ankara Katliamı’nda “Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi” şiarıyla bir araya gelen ve sonsuzluğa uğurladığımız canlarımız olmak üzere, bu mücadelede yaşamını yitiren tüm insanlarımıza karşı bir sorumluluğumuzdur. Onları bir kez daha saygıyla anıyor, ailelerinin ve tüm sevenlerinin acılarını ve yasını paylaşıyoruz.