Paris’te gerçekleşen saldırıları değerlendiren HDK Eş Genel Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, Türkiye’nin İŞİD'e karşı savaşan Rojava güçleriyle ilişiklerini gözden geçirmesi gerektiği söylediler. Açıklamada IŞİD’in Türkiye’deki saldırılarının aydınlatılmadığı ve Silvan’da saldırıların da “öç alma harekâtlarına dönüştüğü” ifade edildi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu toplantısı öncesi Demokratik Bölgeler Partisi Genel Merkezi’nde açıklama yapan HDK Eş Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, Paris katliamını lanetlediler. HDK Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Paris’teki saldırıya ilişkin “Türkiye’nin ve Fransa’nın bu savaşta önemli bir payı var. Bunun gökten zembille inmiş bir saldırı olmadığını düşünüyorum” dedi.

Katliamdan saatlerce sonra Erdoğan'ın konuyla ilgili yaptığı açıklamada aba altından sopa göstermekten vazgeçmediğini belirten Kürkçü, Erdoğan’ın saldırıdan Suriye politikası için kar üretme çabasını ibretle izlediklerini söyledi. IŞİD dünyanın korkulu rüyası olmuşsa, tüm devletlerin izlediği sömürgeci siyaseti düşünmeleri gerektiğini ifade eden Kürkçü, Suriye halklarının dış baskı ve müdahalelerden bağımsız olarak kendi geleceğini belirlemesi gerektiğini söyledi.

Kobani’ye verilen destekle IŞİD karşısında bir tutum aldıklarını belirten Kürkçü, iktidarı eleştirerek “IŞİD’in Cerablus’tan çıkarılma çabalarına karşı çıkmalarıyla IŞİD’in yanında olduklarını görüyoruz” dedi.

‘DEVLET Mİ, DEVLETİ ELE GEÇİREN FANATİK DİNCİLER Mİ?’

Öte yandan IŞİD’in Türkiye’de düzenlediği saldırıları üstlenmediğini dile getiren Kürkçü, bu saldırıların hedefinin devleti yönetenler değil, onun anti-demokratik uygulamalarına karşı mücadele eden kesimler olduğunu söyledi.

Diyarbakır, Suruç, Ankara katliamlarının arkasındaki örgütlenmelerinin ortaya çıkartılmadığını kaydeden Kürkçü, ayrıca HDP’ye yüzde 90’lara varan oy verilen Silvan ve diğer ilçelerdeki halka öç alma harekâtları yapıldığını dile getirdi.

Buralarda özel harekât polislerinin kendilerini kaymakamlardan daha yetkili görüp öyle hareket ettiklerini gözlemlediklerini kaydeden Kürkçü, “Yasaklı mahallelere girip yerinde görmek istedik ancak kim olduğu belli olmayan güvenlik güçleri buna engel oldu. Hatta üstümüze ateş açılarak bir arkadaşımız yaralandı. Bir kenti şiddet  yoluyla rehin aşma ve yönetme yetkisini kendilerinde gördükleri bir rejimle karşı karşıyayız. Bu terörizm değil de nedir? Holiganlar gibi ellerinde spreylerle, delik deşik ettikleri duvarlara 'devletin gücü, Türk’ün gücü'nü yazanlar, iç güvenlik yasasını bile aşıyorlar. Kimlikleri belli olmayacak biçimde yüzlerini kapatıyorlar” diye konuştu.

Tüm bunlara rağmen halkın barışı savunuyor olmasının bir mucize olduğu söyleyen Kürkçü, duygusal olarak ülkedeki ortak yaşamdan vazgeçilmesi için halka birçok zulüm yapıldığını belirterek “Silvan da özel harekâtçılar la ilahe illallah sloganları atıyordu. Biz devletle mi, yoksa devleri ele geçirmiş fanatik dinci bir ekiple mi karşı karşıyayız” dedi.

ÇÖZÜMSÜZLÜK KAZANDIRMAZ, KAYBETTİRİR

Sebahat Tuncel, IŞİD’in  tüm ülkeler için büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.

Paris’teki saldırıyı ilk kınayanlar arasında Türkiye olduğunu belirten Tuncel, yakın zaman içerisinde Türkiye’de yapılan 3 bombalı saldırının aydınlatılmadığını vurguladı.

Fransa basınının katliamın hemen ardından Türkiye’nin IŞİD ile ilişkisini konuştuğuna dikkat çeken Tuncel, bunların olmaması için Türkiye’nin IŞİD'le ilişkilerini gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Tuncel, “Adı konuşmamış bir 3. dünya savaşı var. IŞİD çetelerine karşı enternasyonalist mücadeleyi hep birlikte yükseltmemiz gerekiyor. IŞİD’in Türkiye’de yaptığı katliamları sorgulamak, Türkiye’nin Rojava politikasını tekrar gözden geçirmesini gerektiğini söylüyoruz. Seçimler de bize 90’lı yılları hatırlatan AKP, çetelere karşı mücadele edeceğini söyledi. Ancak bölgede yaşanan hak ihlallerini görüyoruz. Barış, demokrasi ve özgürlük isteyen herkese karşı iç güvenlik yasasının kullanıldığını görüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı’nın “çözüm süreci yok, masa yok” sözlerini hatırlatan Tuncel, bu politikaların Türkiye’ye kazandıracağı bir şey olmadığını ama kaybettireceği çok şey olduğunu söyledi. Tuncel, Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılarak görüşmelere başlanması gerektiğini de vurguladı.

Kaynak: Evrensel