İSTANBUL- Halkların Demokratik Kongresi, Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde Anayasa Kurultayı düzenledi. Salona, HDK'nin yeni anayasadan taleplerinin yer aldığı pankartlar asıldı. HDK, tutuklu vekillerin serbest bırakılmasını, parasız, nitelikli sağlık hakkı, özerk üniversite, nefret ve ayrımcılığın son bulmasını, demokratik özerklik, kadınlara eşit temsil hakkı istedi.

 

Kurultaya, BDP İstanbul milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, akademisyen Beyza Üstün, Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey üyesi Hüseyin Demirdizen ve çok sayıda demokratik kitle örgütü yöneticisi katıldı.

 

'KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEYEN ANAYASAYI NE YAPALIM?'

Kurultayın açılış konuşmasını yapan Prof. Gençay Gürsoy, yeni Anayasa ihtiyacının esas olarak Kürt sorunundan doğduğunu belirterek, "Eğer yeni Anayasa, Kürt sorununun demokratik temelde çözümüne hizmet etmeyecekse, toplum için bir ihtiyaç değil" diye konuştu.

 

BDP'yi temsilen Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda yer alan Sırrı Süreyya Önder, komisyondaki deneyimlerini aktararak, AKP'nin tutuklu vekiller konusundaki tutumunun Anayasa'yla ilgili tavrını yansıttığını ifade etti.

 

'HERKES BİLİYOR, AKP BİLMİYOR'

Önder, şöyle konuştu: "Her kesimin yeni Anayasa'dan ne beklediğini biliyoruz. Yeni Anayasa'dan ne beklediğini bilmediğimiz tek kurum AKP. Komisyondaki vekilleri bile ne istediğini bilmiyor. Fukaralar, neyi savunacaklarını şaşırıyor."

 

TUNCEL: KRİZ YARATACAĞIZ

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ise yeni Anayasa'nın gerekliliği üzerine yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sorunlarını çözecek yeni Anayasa'nın yapılması için kriz yaratılması gerektiğini dile getirdi. Tuncel, "Yeni Anayasa'yı kriz yaratarak yaparız. Eğer başarısız olursak halklarımıza, 'Faşist anayasalarını onaylamadık' diyeceğiz" diye konuştu.

 

'YOL TEMİZLİĞİ ŞART'

Anayasa hukukçusu İbrahim Özden Kabaloğlu, yeni Anayasa yapılmadan önce yol temizliği yapılması gerektiğinin altını çizerek, bu kapsamda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun kaldırılması gerektiğini, ancak AKP Hükümeti'nin Afet Yasası ve 4+4+4 kademeli eğitim yasası gibi antidemokratik yasalar çıkarmaya devam ettiğini kaydetti.

 

Kabaloğlu, yeni Anayasa'nın temel ilkelerinin, "eşitlik, yurttaşlık ve laiklik" olmasını istedi.

 

Faili meçhul cinayetlerde yakınlarını kaybedenlerin kurduğu Toplumsal Bellek Platformu'ndan Canan Kaftancıoğlu, aynı cinayetlerin tekrar yaşanmaması için geriye dönük yargılamaların yapılmasını istedi.

 

'FEZLEKE HUKUKU'

Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Mehmet Emin Aktar, Kürtçe selamlamayla başladığı konuşmasında, tüm dünyada yargının bağımsızlığından ve tarafsızlığından bahsedildiğini ancak Türkiye'de yargının yürütmenin bir organı gibi davrandığını ve yargıçların muhalif olanlara karşı tahammülsüz davrandığını kaydetti.

 

Dosyalara konulan avukat kısıtlaması ve gizlilik kararlarıyla savunma hakkının ihlal edildiğini vurgulayan Aktar, polis fezlekelerinin savcı iddianamelerine dönüştüğüne işaret ederek, "Türkiye'de artık 'fezleke hukuku' var" dedi.

 

'HAKLAR SINIRLANMAMALI'

Anayasa Kadın Platformu'ndan Gönül Dinçer, 130 kadın örgütünün bir araya geldiğini ve Anayasa'dan sadece kadınlar için değil, feminist bakış açısıyla tüm toplum için ne istediklerini tartıştıklarını söyledi. Dinçer, yeni Anayasa'dan beklentilerini şöyle tanımladı: "Kapsayıcı, kadınları da kapsayan, farklılıkları zenginlik olarak tanımlayan, herkese eşit haklar temelinde yaklaşan bir Anayasa istiyoruz."

 

Yeni Anayasa'da milliyetçilik, ırkçılık istemediklerini vurgulayan Dinçer, anayasal vatandaşlığın önemine dikkat çekti, bireysel ve toplumsal haklar ve özgürlüklerin 'kamu düzeni, genel ahlak, milli güvenlik' gibi muğlak kavramlarla sınırlanmaması gerektiğini belirtti.

 

'TÜRK-İŞ BİZİ TEMSİL EDEMEZ'

Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, AKP'nin yeni Anayasa yapım sürecinde toplumun her kesiminin görüşlerini aldığı iddiasına tepki göstererek, "Her yere gittik diyor. Sen beni temsilen Türk-İş'e gidersen, benim fikirlerimi alamazsın. Sen Türk-İş'e gidersen, var olan statükoyu korumak, işçi sınıfını kontrol altında tutmak dışında amacı olmayan Türk-İş'ten ne öğrenebilirsin" diye konuştu.

 

"Türk-İş'in iradesinin üzerindeki devlet ipoteği kalkmadan, bünyesindeki bireylerin fikirlerini özgürce söylemesi mümkün mü" diye soran Ayçin, ezilenlerin, iktidar olması gerektiğini söyleyerek, yeni Anayasa yerine yerel yönetim seçimleriyle ve iktidarı almakla ilgilenilmesini istedi.

 

'DOĞA YOĞUN BAKIMDA'

Suyun metalaştırılmasına karşı çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Beyza Üstün, "Doğa yoğun bakımda" diyerek sözlerine başladı. Suyun metalaştırılma kararının 1990'lı yılların başında uluslararası kurumlar tarafından verildiğini kaydeden Üstün, Anadolu halkının su hakkı için direndiğini sözlerine ekledi.

 

Üstün, su hakkını savunan köylülerin hem polis ve jandarma saldırısına maruz kalmasını hem de haklarında dava açılmasını kınayarak, yeni Anayasa'da ekolojinin yer almasını istedi.

 

'YARATMAK İSTEDİKLERİ GENÇLİK İTİRAZ ETTİ'

Antikapitalist Müslüman Gençler adına konuşan Sedat Doğan, "Bağcılar'da namazdan çıkan hacı amcaya derdimizi anlatamayacaksak bir anlamı yok" dedi. Ortak mücadelenin önemine vurgu yapan Doğan, "Bir hocamız az önce 'su ve hava doğanındır' denmişti. Biz de 'su ve hava Allah'ındır' diyoruz. Sizin doğa, bizim Allah dememiz sorun değil. Hepimiz doğanın insanın sömürüsünden kurtarılmasını istiyoruz" diye konuştu.

 

1 Mayıs'a katılarak Müslümanların kendi duvarlarını yıktığını dile getiren Doğan, "Ben İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Kendi yaratmak istedikleri gençlik itiraz etti. Yeni bir toplumsal sürece Müslümanların da katılımıyla ilerleyeceğimizi düşünüyoruz" diyerek sözlerini noktaladı. (ETHA)