Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) güncel konulara ilişkin Diyarbakır il binası Vedat Aydın Konferans Salonu'nda DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, sivil toplum örgütü temsilcileri ve halkın katılımıyla toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle, HDP Diyarbakır milletvekilleri Çağlar Demirel, Sibel Yiğitalp, Feleknas Uca ve Nursel Aydoğan da katıldı. 

Burada konuşan Hatip Dicle, 1991 yılında devlet güvenlik güçleri tarafından evinden alınarak katledilen HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ı andı. 

'HURŞİT KÜLTER NEREDE?' 

Devletin politikalarında 90'lı yıllardan bugüne herhangi bir değişiklik olmadığını ifade eden Dicle, "En basitinden Hurşit Külter nerede diye soruyoruz ama cevap yok. Aradan 25 yıl geçmesine rağmen Vedat Aydın'ın katilleri ortada yok. Aynı şeyi bu dönemde de deniyorlar. Yeni dönemde aynı şeyleri yapmaya çalışıyorlar. 25 yıl öncede aynı saldırıları yaptılar. Örneğin Lice'yi başka gerekçeleri bahane ederek yakıp yıktılar. Lice o dönemde de şimdiki olduğu gibi büyük bir saldırıya maruz kaldı. Onlarca insan katledildi. Aradan 25 yıl geçmesine rağmen ne Vedat Aydın'ın katilleri bulunabilmiş ne de Lice'yi yakıp yıkma olayları son bulmuştur" dedi.

'İTTİHAT VE TERAKKİ'DEN BU YANA KULLANILIYOR'

Yine Madımak katliamının bir benzerinin geçen hafta Lice'de tekrarlanmasına ramak kaldığının altını çizen Dicle, adı duyulmamış yeni bir örgütlenmenin ortaya çıktığına ve gözaltına alınan insanları yakma girişiminde bulunduğuna vurgu yaptı. Dicle, "İttihat ve Terakki'den bu yana 90'lı yıllardan günümüze devlet bunları çete yöntemi olarak kullanılıyor. Bunların hiçbirinin de IŞİD zihniyetinden hiçbir farkları yok" diye ifade etti. 

'BU SAVAŞIN BAŞLAMASINDA ZERRE KADAR PAYIMIZ YOKTUR'

AKP'nin iktidara gelmeden önce sadece Kürt sorunu değil sorunu olan bütün kesimlere derman olacağını iddia ettiğini, ancak daha sonradan bu yoldan çıktığını belirten Dicle, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çabaları ile demokratik diyalog sürecinin başlatıldığını vurgulayarak, "Bugün izledikleri politikalar ile yalan konuştuklarını ve nabza göre şerbet vermeye çalıştıklarını anladık. İmralı'ya giden biri olarak konuşuyorum, bu diyalog sürecinin bitip hemen ardından savaşın başlamasında bu halkın ve öncü gücünün zerre kadar payı yoktur. Savaşın başlamasının nedeni Kürt halkının 100 yıllık kazancına göz dikmek istemeleridir" değerlendirmesi yaptı.

'DEMOKRATİK ALANLARIMIZA DA GÖZ DİKTİLER'

Kayyum tartışmaları ile ilgili konuya da değinen Dicle, her türlü saldırıya hazırlıklı olmaları gerektiğinin altını çizdi ve "Demokratik alanlarımıza, belediyelerimize ve parlamentodaki vekillerimize göz diktiler. Şuurunu yitirmiş bir hükümet ile karşı karşıyayız. Yarın öbür gün tutuklama çılgınlığı da yapabilirler. Kürt halkının özgürlüğüne yapılacak olan her tür saldırıya karşı hazırlıklı olmalıyız. Şehitlerimizin kanı ile bedel ödenerek kazanılmış bu alanları bizden almak istiyorlar. Bu alanlarımıza sahip çıkıp onlara asla ama asla teslim etmeyeceğiz" dedi.

'DİRENİŞ YERLERİNİ BOŞALTMAK İSTİYORLAR'

Dicle, devletin İttihat ve Terakki'den bu yana Kürtlerin öncü güçlerini batıya sürgün yapıp Kürdistan'ın yapısını değiştirmek istediğini, amacın demografik yapı ile oynamak olduğunu belirtti. Dicle, hükümetin Yüksekova ve Cizre başta olmak üzere özyönetim ilan edilen yerleri il yapmaya çalışarak etkisizleştirmeye çalıştığını ifade etti ve ekledi: "Bütün bu tuzaklara karşı nasıl hazırlanmamız gerektiğini çok iyi bilmeliyiz. Bu yaptıkları ve aldıkları kararlar ile direniş alanlarını boşaltmak istiyorlar. Öz yönetim alanları büyük bir yıkıma maruz kaldı. Bu bölgeler ile sonuna kadar dayanışma içinde olmak buraları sahiplenmek açısından oldukça önemlidir." 

'ÖCALAN İÇİN BAŞLATILAN KAMPANYAYA DESTEK OLMALIYIZ'

Dicle, Öcalan'ın uzun bir zamandır kimse ile görüştürülmediğini de hatırlatarak, Öcalan'ın çok ağır bir tecrit ve uygulama ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Dicle, "Avrupa'da Öcalan'ın özgürlüğü için kampanya başlatılmış durumda. Biz de Öcalan için başlatılan bu kampanyaya destek olmalıyız. Çünkü onun özgürlüğü aynı zamanda Kürt halkının özgürlüğüdür" dedi. 

Kaynak: DİHA