HDP Mardin Milletvekili Ali Atalan, genel kurulda konuştu. Ahmet Türk’ün tutuklanmasına tepki gösteren Atalan, “Türkiye'nin her darbesinde içeri alınıp daha sonra milletin iradesiyle tekrar seçilen bir şahsiyettir Ahmet Türk” dedi.

“Toplumun iradesi hapsedilmeye çalışılıyor” diyen Atalan, “Onur ve bir halkın iradesi zindanlara, dört duvar arasına sığdırılamaz” diye devam etti.
 
Atalan’ın genel kuruldaki konuşmasından satırbaşları şöyle:

7 Haziran genel seçimlerinden sonra halkın iradesi gasp edilmek üzere sistematik bir antidemokratik süreç başlatılmış, belediye eş başkanlarımız, birçok yöneticimiz ve daha sonra 4 Kasım’da Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimiz siyasi rehin olarak tutuklanmıştır.
 
Darbe teşebbüsü Allah'ın bir lütfu olarak görülerek OHAL uygulamaları ve kanun hükmündeki kararnamelerle kayyumlar atanıyor, görevden alınmalara gidiliyor, insanlar tutuklanıyor ve böylelikle toplumun tamamı büsbütün zapturapt altına alınmak isteniyor.
 
Sadece 22 Kasım’daki kanun hükmünde kararnameyle Mardin ve ilçelerinde işten çıkarılan belediye çalışanlarının sayısı 400'ü aşmaktadır. Belediyelere el koymakla yetinilmiyor, emekçinin hakkı da elinden alınıyor.
 
HALKIN İRADESİ ZINDANLARA SIĞDIRILAMAZ
 
74 yaşında, kalp hastası, barışın sesi, halkın seçilmiş iradesi ve ortak yaşamın sarsılmaz simgesi değerli Ahmet Türk bir darbe sonucunda alınıp hücreye konulmuştur. Türkiye'nin her darbesinde içeri alınıp daha sonra milletin iradesiyle tekrar seçilen bir şahsiyettir Ahmet Türk. Toplumun vicdanı ve iradesi, barışın çınarı zindana hapsedilmeye çalışılıyor. Ama, bir şey unutuluyor: Onur ve bir halkın iradesi zindanlara, dört duvar arasına sığdırılamaz.
 
İSRAİL'E YANGIN SÖNDÜRME UÇAĞI VAR MARDİN'E YOK
 
İlginç ve ibretlik olması açısından söylemek lazım: Kuşkusuz, ülkeler arası yardımlaşmaya hiç itirazımız yoktur ve olamaz. Ancak, birçok yerde olduğu gibi, Mardin'in Bagok Dağı'nda birçok sefer yangın çıkmış, bunun üzerine biz mülki amirlerle konuşmamıza rağmen maalesef yangın söndürme aracı ve özellikle uçak gönderilememiş ama nedense İsrail'e gönderilebiliyor. Burada ortaya çıkan gerçeklik şudur: Güçlüye yaranma ve itaat etme ama diğer yandan da mazlumu ezme siyaseti. Soruyoruz size: Bu olup bitenler ayrımcılık değilse, bölücülük değilse nedir? Başka bir izahatı var mıdır?
 
BU KAFAYLA BİLARDO KULÜBÜNE BİLE ÜYE OLAMAZSINIZ

 
Bu söylediklerimiz Orta ve Doğu Asya'da ve Afrika'nın herhangi bir ülkesinde değil bu ülkede gerçekleşiyor. Bir de kalkıyorsunuz bu koşullarda, Avrupa Parlamentosu’na veryansın ediyorsunuz. Bir kere bu kafayla değil Avrupa Birliğine üye olmayı, bir bilardo kulübüne bile üye olamazsınız. Burada halkı kandırmaya gerek yoktur. Biz mi Avrupa Birliğine üye oluyoruz, yoksa Avrupa Birliği mi bize üye oluyor? Uygulanan bildiğimiz objektif kriterler var, bunlar herkes için geçerlidir. Her gün popülist, demagojik söylemlerle halkın kafasını karıştırmaya, halkı kandırmaya gerek yoktur.
 
Bizler zaman demokrasiden, özgürlükten, barıştan ve eşitlikten yana olduk. Bu tutumumuzu her zaman aynı şekilde ortaya koyduk ve koymaya devam edeceğiz. Mevcut antidemokratik uygulamalara karşı halktan, haktan ve emekten yana bir duruşu ve tutumu sergilemek öncelikle bu Meclisin ve milletvekillerinin görevi olmalıdır. Bu haksızlık, hukuksuzluk ve irrasyonel siyaset anlayışı artık son bulmalıdır.