Ankara'da Alevi örgütleriyle biraraya gelen BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, "Önemli tarihsel bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç hepimizi ilgilendiriyor. Bir bütün olarak Türkiye halklarının geleceğini ilgilendiren bir süreçtir bu. Alevi toplumunun bu süreci çok daha yakından takip etmesi, katılması, yön vermesi ve anlaması gerektiğini düşünüyoruz. Özgürlük ve demokrasiye ihtiyacı olan Alevilerin bu süreçte aktif ve etkin olmaları önemlidir" dedi.

BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Ankara Neva Palas Otel'de Alevi örgütleriyle kahvaltılı toplantıda biraraya geldi.

Toplantıya; BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP Grup Başkan Vekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Başkanı Kemal Bülbül, Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Başkanı Engin Gündük, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Varto Derneği (Vartoder) Başkanı Ayten Gülsever, AK-EL Vakfı Başkanı İbrahim Yörük ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Turgut Öker katıldı.

Toplantıda konuşan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, sürecin anlaşılması için şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirterek, "Herkes için doğru bilgilerin paylaşılması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca toplumun tüm kesimleri de bu süreci anlayabilmesi için de bu sorumluğun bilincindeyiz" dedi.

Toplantının amacını belirten Kışanak, "Önemli tarihsel bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç hepimizi ilgilendiriyor. Bir bütün olarak Türkiye halklarının geleceğini ilgilendiren bir süreçtir bu" diye konuştu.

‘ALEVİLER BU SÜREÇTE AKTİF VE ETKİN OLMALI’

Alevi toplumunun Türkiye'de özgürlük ve demokrasiye en fazla ihtiyaç duyan kesim olduğunun altını çizen Kışanak, "Alevi toplumunun bu süreci çok daha yakından takip etmesi, katılması, yön vermesi ve anlaması gerektiğini düşünüyoruz. Özgürlük ve demokrasiye ihtiyacı olan Alevilerin bu süreçte aktif ve etkin olmaları önemlidir. Sürece ilişkin ortaya çıkabilecek sonuçlarda payına düşen özgürlükleri almada birinci derecede sorumludur" ifadelerini kullandı.

Kışanak, Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesi için bütün Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından emek veren bir parti olduklarını belirterek, "Türkiye'de demokratik bir yönetim tarzı benimsenmeden Kürt sorunu çözülemez. Aynı şekilde sorunu çözemeyen bir yönetim anlayışı da demokratik olamaz. Bu ikisini birlikte başarmak zorundayız. Birileri ısrarla bu ikisini birbirinden ayırmaya çalışıyor. Kürt sorunu ile Türkiye'nin demokratikleşmesi sorunu birbirinden ayrılamaz" diye konuştu.

‘YENİDEN TOPLUMSAL BİR İNŞA OLMASI GEREKİR’

Temel hak ve özgürlükleri teminat altına almayan yönetim anlayışının demokratik bir anlayış olmadığını ifade eden Kışanak, "Kürt sorunu bu ülkede yaşayan 20 milyon Kürdün temel hak ve özgürlükleri ile ilgili bir sorundur. Fakat bu hak ve özgürlükler belli kesimlere verilip, belli kesimlere verilmemesi anlayışına da karşıyız. Özgürlükler herkes için olmalıdır" vurgusunu yaptı. Türkiye'nin yeniden yapılanması demokratik bir cumhuriyete kavuşması ve şimdiye kadar cumhuriyetin eksik olan demokrasi ayağının tamamlanması gerektiğini belirten Kışanak, "Hem Kürtlerin hem de diğer kesimlerin temel ve özgürlüklerine kavuşabilecekleri yeni bir yönetimin olması gerektiğini düşünüyoruz. Yeniden toplumsal bir inşa olması gerekir" diye konuştu.

Kışanak, AKP hükümetinin sadece silahların susmasına odaklandığını dile getirerek, "Biz silahların susmasını istiyoruz. Artık hiç kimsenin ölmediği bir ortam istiyoruz. Bunun için toplumsal barış şart. Bu ülkede adaletin olmadığı yerde çatışma çıkar. Çatışmanın olmaması için temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması gerekir. Biz hem silahların susmasını hem de temel hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kalkmasını istiyoruz" dedi.

‘HERKES BU SÜRECİN AKTÖRÜ OLMALI’

Hükümetin bu süreci kendisi yönetiyor gibi görülmesinin yanlış olduğunu dile getiren Kışanak, şu değerlendirmeyi yaptı: "Biz buna katılmıyoruz. Hükümet bu sorunu tek başına çözmede başarılı olamaz. Bu süreci hükümet tek başına yürütmüyor. Hükümetin böyle bir dili kullanması yanlıştır. Sürecin içinde devlet konsepti de var. Bu sürecin kendisi topyekun bir değişim olursa anlam kazanır. Kürt sorunu çözüme evirilmiş ise bu ülkede direnen, yanlışa karşı çıkan duyarlı kesimlerin mücadelesi ile bu aşamaya geldi."

Bu ülkede Kürtlerin mücadelesi olduğu kadar Alevi ve emekçilerin demokrasi mücadelesinin de önemli olduğunu belirten Kışanak, "Bu sürece herkesin katkısı sunması lazım. Herkesin bu sürecin aktörü olması gerekir. Süreci sadece PKK ile devlet arasında bir gelişme olarak görmemeliyiz. Bundan dolayı herkesin bu çözüm sürecinin içinde yer alması anlamlı ve olumludur. Aksi taktirde hem Kürtler hem Aleviler hem de diğer kesimler yine bu baskıcı, otoriter yapı ile baş başa kalır" dedi.

‘ÖCALAN ORTADOĞU’DAKİ SAVAŞLARA KARŞI BİR SEÇENEK SUNUYOR’

Kürt hareketinin kendisini Türkiye'nin demokratikleşmesi için motor güç olarak gördüğünü ifade eden Kışanak, "Tarih böyle bir sorumluluk yükledi bize. Biz de bu sorumluluğun bilinci ile soruna yaklaşıyoruz. Bu süreç değişim ihtiyacından çıkmıştır" diye konuştu.

Kışanak, Abdullah Öcalan'ın Diyarbakır'daki tarihi Newroz'da verdiği mesajda Ortadoğu'daki savaşlara karşı bir seçenek sunduğunu ifade ederek, "ABD ve Rusya endeksli bir kutuplaşmaya karşı Öcalan'ın mesajı farklı bir konsept sunuyor. Biz birlikte eşit, özgür bir yaşamı savunuyoruz. Bize dayatılan savaşları da reddederek bu yaşamı inşa etmede Öcalan'ın mesajı önemlidir" dedi.

Kürt harekinin Aleviliği devrimci bir hareket olarak gördüğünü söyleyen Kışanak, "Alevilerin bu çözüm sürecinin içinde yer almasını istiyoruz. Çünkü bu değişim kaçınılmaz. Katılımların az olduğu yerde kazanımlar da az olur" değerlendirmesini yaptı.

Kışanak'ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti. (ANF)