Dersim’de yerel seçimler için kurulan Dersim Devrimci Güçbirliği, belediye eş başkan adaylarını açıklamak ve tanıtmak için Dersim Düğün Salonu’nda program düzenledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Partizan temsilcileri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Demokratik Aleviler Derneği (DAD) yöneticileri, HDP milletvekilleri, DBP ve HDP PM üyeleri programa katılmak üzere sabah saatlerinde kentte geldi.

Siyasi parti temsilcileri, Dersim halkı tarafından slogan ve zılgıtlarla kentin girişinde bulunan Aktuluk Kalan Petrol’de karşılandı, ardından oluşturulan araç konvoyu ile şehir merkezine gelindi.

YÜRÜYÜŞ YAPILDI

HDP İl Örgütü binası önünde bir araya gelen siyasi partilerin temsilcileri ve yurttaşlar, buradan yürüyerek programın düzenleneceği salona geçti.

Siyasi parti temsilcileri, üyeleri ve yurttaşlar, polis tarafından üzerleri arandıktan sonra salona alındı.

SALONA KÜRTÇE VE TÜRKÇE PANKARTLAR ASILDI

Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile tutuklu bulunan kimi belediye eş başkanlarının posterlerinin asıldığı görülen salon, yine “Kendimizi de kentimizi de bizler yöneteceğiz”, “İttifak kazandıkça güç birliği kazanacak”, “İrademize kayyum atanamaz” yazılı Kürtçe ve Türkçe pankartlarla donatıldı. 

TUTUKLU EŞ BAŞKANLAR MESAJ GÖNDERDİ

Tanıtım programı görevden alınıp, yerlerine kayyum atanan Dersim Belediye Eş Başkanları Nurhayat Altun ve Mehmet Ali Bul’un yanı sıra, kentte geçmiş dönemde belediye eş başkanlığı yapmış Edibe Şahin’in tutuklu bulundukları cezaevlerinde gönderdikleri mesajların okunmasıyla başladı.

SEZAİ TEMELLİ: AKP'YE CEVABI SANDIKTA VERECEĞİZ

Toplantıda söz alan HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, “Faşizme karşı çıkmak hepimizin önceliği olmalıdır. Çocuklarımızın geleceği bizim bu mücadele yan yana gelmemizle mümkündür. Bugün Dersim’de yaptığımız bunun için önemli bir adımdır. Türkiye’nin her yerinde devrimci, demokrat, emekçi, kadın bütün kesimlerle buluştuk. Güç birliklerini büyüttük. Bu yan yana gelmelerimiz bu ceberrut iktidara, bu faşist zihniyete en güçlü cevabı sandıkta verecek” dedi.

Temelli konuşmasında ayrıca açlık grevindeki Leyla Güven'e de selam gönderdi.

'TECRİT TÜM SORUNLARIN KAVŞAĞIDIR'

Açlık grevindeki herkesi saygıyla selamladığını belirten Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

-Biz ölümlerin olmasını istemiyoruz. Bu gidişatın çok daha kötü bir yere sürüklenmesini istemiyoruz. Tüm yetkilileri yasa tanımazlıktan vazgeçmeye çağırıyoruz. Ortada bir hukuk tanımazlık vardır. Anayasa tanımazlıktır. Bir an önce yasaların gereğini yapılmasını istiyoruz. Sayın Öcalan’ın avukatları ve ailesiyle görüşmesini istiyoruz. Bu talebin bir an önce karşılanmasını istiyoruz. Açlık grevi de böylece sonlanabilir. Bu uyarımızı ciddiye alsınlar. Bu ülkeyi kötü noktalara sürüklemekten vazgeçsinler. Ortada bir hak gaspı, insanlık suçu vardır.

-Bütün meseleleri tecride bağlıyorsunuz, başka bir şey söylemiyorsunuz diyorlar bize. Çünkü tecrit bütün meselelerin kavşağındadır. Kürt meselesini çözmek istemeyenler savaş, zulüm, şiddet politikalarıyla ayakta duranladır. Sürekli nefret söylemiyle bir toplumu gerenlerdir. Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir şiddet politikası altındayız.

'ZULÜM İKTİDARINA KARŞI BİR ARAYA GELMELİYİZ'

-Her gün kadınlar, emekçiler ölüyor. Şiddet her yerde.

-Kürt düşmanlığıyla toplumsal barışı yok etmeye çalışıyorlar. Zulüm iktidarını kurmaya çalışıyorlar. O yüzden Kürdüyle Türküyle, Alevisiyle Sünnisiyle bu zulüm iktidarına karşı bir araya gelmeliyiz."

-Her türlü kirli ittifak içerisinde olanlar, bizi de kendileri gibi sanıyorlar.

'HEPİMİZİN YOLU AÇIK OLSUN'

"Hep birlikte yan yana gelerek, sesimizi çok güçlü bir şekilde yükselterek diyoruz; Dersim Ya Me Ye” diyoruz. Dönen dönsün yolundan, biz dönmeyiz. Hepimizin yolu açık olsun.”

Toplantı, siyasi parti temsilcileri ve demokratik kitle örgütlerinin konuşmalarıyla sürüyor.

Temelli’nin açıklamaları şu şekilde:

‘KAYYUMLAR FAŞİST ZİHNİYETİN YERELLERDEKİ ATANMIŞ TEMSİLCİLERİDİR’

Bugün tam da bu bahsettiğim şiddet, zulüm ve hak gaspının cisimleşmiş hali bu kayyumlardır. Kayyumlar faşist zihniyetin yerellerdeki atanmış temsilcileridir. Tekçi anlayışın farklılıkları yok sayan halkı, ötekileştiren o tek millet, tek bayrak diye diye bu kavramların arkasına sığınarak her yerde şiddeti hakim kılarak talan ve sömürü düzenini var edenlerdir.

Belediyelerimiz bunlar tarafından gasp edilmiştir. 31 Mart’ta belediyelerimizi geri alacağız, bu kayyumları süpürüp alacağız. Sadece belediyeleri almak için bu seçimlere girmiyoruz. Yeni bir yaşamı var etmek için giriyoruz. Yerel demokrasiyi inşa etmek için giriyoruz. Yerinden yönetim anlayışımızla her yerelin tüm farklılıklarıyla, eşit ve demokratik yönetim anlayışını var etmesi için sandığa gideceğiz.

‘BU TEKÇİ ANLAYIŞ DEĞERLERİMİZİ EROZYONA UĞRATIYOR’

Bakın bu tekçi anlayış bu ceberut anlayış insanları ırkçı, milliyetçi girdaplara sokarak bütün değerlerimizi de erozyona uğratıyor. Doğasının kutsalıyla buluşturan, kutsalını topluma taşıyan Dêrsim'de bütün yaşanmışlıklar ortada. Bu zihniyet bütün o kutsala, o değerlere saldırıyor. Ziyaret yerlerini yok sayıyor, buradaki kadim halkın, kadim halkların değerlerini yıkıyor. Kutsallarını yakıyor. Sadece yok saymakla kalmıyor. Bir nefret söylemi içinde bunları yok etmeye çalışıyor.

‘BUNLARI ÖYLE BİR SÜPÜRELİM Kİ GERİ DÖNMEYİ BİR DAHA AKILLARINDAN GEÇİREMESİNLER’

Sevgili arkadaşlar, kentimize sahip çıkma zamanı, değerlerimize sahip çıkma zamanı. Bunu başaracağız, bundan kuşkumuz yok. Bunu öyle seçim hesaplarıyla değil, bunu bir hayatı değiştirme azmiyle başarmalıyız. Bu kayyumları öyle bir süpürmeliyiz ki burada kırıntısı bile kalmamalıdır. Bir daha dönüp buralara gelmeyi akıllarından geçirmeyecek şekilde bunları sürüp atmalıyız. Güç Birliği bugün çok önemli bir yan yana geliş, bir ortaklaşmadır. Ben inanıyorum ki bugün yan yana gelen bizler, seçimden sonra da birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz, hatta bugün yan yana gelemediklerimizle, yoldaşlarımızla 1 Nisan’dan sonra yan yana geleceğiz, bu güçlü mücadeleyi daha güçlü hale getireceğiz.

‘DERSİM TÜM TÜRKİYE’YE BİRLİK KONUSUNDA YİNE ÖRNEK OLACAK’

Dêrsim tüm Türkiye’ye bugüne kadar nasıl örnek olduysa yine örnek olacak. Bugün Türkiye’nin her yerinde güç birlikleri ittifakları yapabiliyorsak, bu biraz da Dêrsim’in mücadele tarihinden ve onun yol göstericiliğinden geliyor. Onu buradan selamlamak istiyorum. 31 Mart'a giderken her türlü hile ve şaibe ile karşı karşıyayız. Nasıl ki tecride karşı mücadelede kararlıyız, nasıl ki savaş karşıtı mücadelede kararlıyız, seçimlerde de o sandıklara gidip o sandıklardan barışı, demokrasiyi, özgürlüğü çıkarmak konusunda aynı kararlılığa sahibiz. Dêrsim’de o sonuca ulaşacağız.

‘YSK AKP'NİN BİLGİ İŞLEM MERKEZİ GİBİ ÇALIŞIYOR’

O denli gözlerini karartmışlar ki, herkese talimat yağdırıyorlar. Kaymakama, emniyet müdürlerine, valilere, jandarma komutanlarına... Sanırsınız ki bütün bu kamunun görevlileri, bütün bu kurum ve kuruluşlar AKP’nin yerel teşkilatı. Sanırsınız ki bunlar seçime giriyor. YSK bile AKP'nin bilgi işlem merkezi gibi çalışıyoruz. Nerede bu Cumhur İttifakı’na seçim kazandırılabilir, bunun mühendisliğini yapıyor. Her yerde teşhir ettik. Bütün her yerde binlerce sahte seçmen kaydını bulup önlerine koyduk, teşhir ettik, Hatalı işlem olduğunu belirtip düzelteceklerini söylüyorlar.

Bir kısmını düzeltip bir kısmını düzeltmeyeceklerini çok iyi biliyoruz. Bütün bunlara rağmen bizler sandıklarımıza sahip çıkacağız. Oylarımıza sahip çıkacağız, siyasi irademize, geleceğimize sahip çıkacağız. Sandık görevlilerimiz, okul görevlilerimiz, tabii ki herkes görevini eksiksiz yerine getirecek. Ama bunun ötesinde hep birlikte tüm halkımızla birlikte herkes o gün sandığa, oyuna ve geleceğine sahip çıkacak.

Çünkü bunlar hile ile şaibe ile bu tür oyunlarla seçim kazanmayı adet haline getirdiler. Ama 1,5-2 puanlık hile ve şaibe ile bir meşruiyet var edemezsiniz. Bu meşruiyeti var edemediği için de zulmüne ve şiddetine devam ediyor. Sanıyor ki bu yolla yol alabilecek. Bu yolla yol alamazsınız, bu yol yol değildir. Halka rağmen, emekçiye rağmen, kadına rağmen, insana rağmen, yol alamazsınız. İşte bu yolu sonlandırmak, halkın önünün açmak 31 Mart’ta seçimlerde kararlı bir şekilde sandıklara sahip çıkmaktan geçiyor.

‘BİZİ SUÇLU İLAN EDEREK OYLARIMIZI ALABİLECEKLERİNİ SANIYORLAR’

Her türlü suçlamayı bize yöneltiyor. Terör örgütü olarak nitelendirip halkın gözünde suçlu hale getirerek aklınca HDP'nin oylarını alabileceğini sanıyor. Biz çok net bir şey söyledik, biz demokratik siyaset içinde, barıştan, demokrasiden yana mücadelemizi verme kararlılığımızı ortaya koyduk. Geçmiş seçimlerde de olduğu gibi bu seçimlerde de demokratik siyaset içinde barış siyaseti için mücadelemizi sürdürüyoruz. 

‘TERÖR ARIYORLARSA KENDİ TEŞKİLATLARINA DÖNÜP BAKSINLAR’

Eğer bir terör arıyorsa, bir suç arıyorsa, kendi teşkilatlarına dönüp baksın. Nasıl halka şiddet uyguladığını o yereldeki baskı politikalarına baksın. HDP'nin tüm siyaseti açık siyasettir. HDP'nin sözü kürsüde neyse sokakta odur, meydanda odur, bütün kurumlarında da odur. Bizim hiç öyle saklı gizlimiz yok. Biz dedik ki iktidara geleceğimiz her yerde kayyumları süpürüp atacağız, tek başımıza iktidara gelemeyeceğimiz yerlerde karar halkındır. Karar yerelindir, halkındır, halkın önünü açmak için de ne yapmamız gerekiyorsa o sorumlulukla hareket edeceğiz. Her yerde çalışma yaptık, herkese ulaştık, STK'lara, sendikalara, tüm toplumsal kesimlere ulaştık, görüşlerini önerilerini aldık.

‘ŞİMDİ BAZI KENTLERDE 24 HAZİRAN’IN İKİNCİ TURUNU YAPACAĞIZ’

Hala da çalışmalarımız sürüyor ve tüm Türkiye’de iktidar olma olanağının olmadığı yerde biz demokrasi güçlerinin gücüne güç katacağımızı söyledik. Olanca gücümüzle faşizme karşı AKP-MHP blokuna karşı yan yana geleceğimizi söyledik. Nasıl ki 24 Haziran seçimlerine giderken bir ikinci tur vardı, o zaman da tüm demokrasi güçlerine, toplumsal muhalefete seleniyorduk; İkinci tur için demokrasi mücadelesini yükseltin. Bunu yükseltirseniz zaten ikinci turda halklar ve emekçiler bir araya gelir. Seçimler ikinci tura kalmadı ama şimdi öyle kentler var ki bu ikinci turu gerçekleştirecek. O yüzden de diyoruz ki bazı yerlerde aday çıkartmıyoruz. Çünkü orada demokrasi güçlerinin, emekçilerin, kadınların bu yönde kararları vardır. Biz de o kararlara saygı gösteririz. Şimdi bunun bütün bordrolu gazetecileri televizyonlara üşüşmüşler, sabahtan akşama kadar bizim ittifakımızı konuşuyorlar.

‘BİZ KİMSEYLE PAZARLIK YAPMADIK, İTTİFAK YAPMADIK’

Biz kimseyle pazarlık yapmadık, ittifak yapmadık. Biz Ankara kulislerinde zaman harcamadık. Biz bütün zamanımızı halkla beraber, sokaklarda, meydanlarda, iş yerlerinde demokrasi barış mücadelesi için harcadık. Bunu bilmeyenler her türlü kirli ittifak içinde yoğrulanlar, bizi de kendileri gibi bir parti sanıyorlar. Öyle olmadığımızı 24 Haziran’da o barajı onların başlarına nasıl yıktıysak 31 Mart’ta da kayyumları göndererek göstereceğiz.

O yüzden de diyoruz ki, şimdi hep birlikte yan yana gelerek sesimizi çok güçlü bir şekilde yükseltiyoruz. Bajar ya me, Munzur ya me ye, Dêrsim ya me ye. Dönen dönsün yolundan biz dönmeyiz, hepimizin yolu açık olsun, serkeftin hevalno…

Kaynak: Artı Gerçek