Eski BDP Genel Başkanı ve Hakkâri Bağımsız milletvekili adayı Selahattin Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin önümüzdeki hafta yapacağı Diyarbakır mitingleri öncesi, “Onlara nasıl davranılacağına Diyarbakır halkı karar verecek. Ne ekerlerse Diyarbakır’da da onu biçerler. Göreceğiz bakalım bu üç liderin ne ektiğini” dedi.

Demirtaş, “Diyarbakır halkının bu üç liderden de beklentisi yoktur. Önerim, üç liderin birlikte miting yapması. Platforma birlikte çıksınlar” diye başladığı sözlerini şöyle sürdürdü:

“MHP bölgede etkisiz elemandır. Diyarbakırlı etkisiz bir elemana karşı bir etkinlikte bulunmaya gerek duymaz. Ancak Başbakan geliyor diye de sevinç olmaz, tepki konulur, kepenkler kapanırsa da bunun adı zorbalık olmaz.

Kürtlere önyargı

Türklerin kimisinde ‘Kürtler, dış güçlerin de desteğiyle ülkeyi bölmek istiyor’ hissiyatı var. Bu Kürtlerden kaynaklı bir hissiyat değil. Aksine Kürtlere karşı haksız ve önyargılı bir değerlendirme. Bizim söylediğimiz şu: Türk halkı artık Kürtlerden devlete karşı kayıtsız şartsız biat etmesini beklemesin. Kürt halkının problemi devletle, Türk halkıyla değil. Kürtlerin devletle yürüttüğü mücadeleyi Türk halkı üzerine alınmasın. Bu mücadelenin hepimiz için olduğunu görebilmeli. Biz Türkiye halkının hassasiyetlerini dikkate alan bir partiyiz. Ancak Türk ve Kürt halkının hassasiyetlerinin de aynı olduğu görülmeli. Türk ve Kürt halkı beraber kazanacak ya da beraber kaybedecek. Kürtlerin kazanıp Türklerin kaybettiği, Türklerin kazanıp Kürtlerin kaybettiği bir anlayışı reddediyoruz.

Ancak Başbakan bunun tersini söylüyor. ‘Kürtler kazanacak, Türkler kaybedecek. Kürtler, Türk Devletine zarar vermeye çalışıyor’ mesajı vermeye çalışıyor. Başbakanın söylemi, 12 Haziran akşamında da sürerse kaos doğar. Başbakan kendi eliyle büyüttüğü milliyetçi söyleminin de bedelini öder. Bizim için Başbakanın bugün değil, 13 Haziran sabahında ne söyleyeceği, 12 Haziran akşamı nasıl bir ‘balkon konuşması’ yapacağı önemli.

Erdoğan için iyi olmaz

Yeni Anayasanın Türk’ü ve Kürt’üyle hep birlikte yapılacağını söylemeli, savaş ve çatışma istemediğini vurgulamalı. Barıştan yana olduğunu açıkça ifade etmeli. Kürt siyasi hareketini tasfiye etmekten vazgeçtiğini, askeri ve siyasi her türlü operasyona son verileceğini açıklamalı. Toplumun tüm kesimlerinin sorunlarının çözüleceğiyle ilgili net mesajlar vermeli. Biz de buna göre 15 Haziran’da ne söyleyeceğimize karar veririz. Beklentiler karşılanmazsa ne olur? Türkiye için kötü olmaz. Ancak AKP ve Başbakanın siyasi kariyeri için iyi olmayacağı açıktır.”

Hürriyet