CHP İstanbul İl Başkanlığı'ndan istifa eden Nebil İlseven’in istifasının perde arkasını aralayan haberimizde Gürsel Tekin’in yayın organı Gerçek Gündem adlı internet sitesinin Nebil, İlseven, Ercan Karakaş gibi bazı CHP’lilere yönelik suçlayıcı ifadelerine yer vermiştik. (BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ)

Bugün Nebil İlseven ve Ercan Karakaş birer açıklama yaparak CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in yayın organı Gerçek Gündem’in iddialarını yalanladılar.

İşte o açıklamlar;

CHP İstanbul İl Başkanlığı'ndan istifa eden Nebil İlseven’in Gerçek Gündem’e yanııtı:

İlseven, CHP İstanbul İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, partideki görevinden istifa ettiğini bildirdi. İlseven, şunları kaydetti:

''Burada yönetim yaklaşımlarımızdaki, anlayışlarımızdaki farklılık nedeniyle genel merkezimizin elini rahatlatmak, İstanbul'daki çalışmayı daha etkin ve daha etkili olarak yürütmek konusundaki düşünce ve planlarını daha rahat uygulamaya koymasını teminen benim geri çekilmemin uygun olacağını düşündüm ve bunu kendilerine bildirdim.''

İLSEVEN'DEN GERÇEK GÜNDEM'E CEVAP

İlseven Gerçek Gündem'de yayınlanan istifa süreciyle ilgili habere göndermede bulundu. Göreve geldiğinde belli ilçelerde yönetim boşluğu bulunduğunu, bunları giderdiklerini anlatan İlseven, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu süreçte, ben tek başımayken, genel merkezle yaşadığımız herhangi bir sorun olmamıştır. Tabii ki bir genel merkezin en doğal hakkıdır bir isim önermek veya strateji önermek ve o süreç layıkıyla çalışmış ve bugünkü 20 kişilik ekip o süreç içinde tam bir uyum ve anlayış beraberliği de sağlanmıştır. Dolayısıyla burada bir sorun yok. Bunu bir zafiyet ve önceden sarkan bir sorun gibi gösteren arkadaşlarımızın farklı bir gündemleri olduğunu düşünüyorum. O gündemin, Gerçek Gündem veya farklı bir gündem olduğunu sizin taktirlerinize bırakıyorum.''

Kendilerinden istenen seçim programını yapmadıkları ve bu nedenle istifa ettiklerinin iddia edildiğini belirten İlseven, ne böyle bir program istendiğini ne de kendilerinin böyle bir programı vermemek konusunda zafiyet gösterdiklerini söyledi.

İlseven, ''Bizden böyle bir şey istenseydi, biz bunu en iyi en etkili şekilde Ankara'ya iletirdik. İlettiğimiz programın da başarılı-başarısız olduğunu taktir edecek insanlar o siteye bu haberleri yazdıran insanlar olmazlardı. Onun taktiri için farklı nitelikler gerekir'' şeklinde konuştu.

Kendisinin farklı oluşumlar içinde arayışa girdiği, farklı kökenlerden gelen CHP'li üyelerle temaslar içinde olduğu için genel merkezden uyarı aldığına yönelik söylemler olduğunu da belirten İlseven, ''Böyle ne bir oluşum arayışı vardır ne bir süreç yaşanmıştır ne de genel merkez bizi uyarmıştır. Tüzük hatırlatma konusu da tamamen hayal ürünü bir şeydir. Biz tüzüğün ne olduğunu biliyoruz. Tüzüğe aykırı en küçük bir farklı hareketimiz olmamıştır'' dedi.

53 günlük görevi süresince tüzüğü, kuralları, gereğince yerine getirdiklerini vurgulayan İlseven, ''Buradaki tek konu iki yönetim biriminin birbiriyle yönetim anlayışı açısından olan farklılıklarının giderilmesine yönelik daha etkin, daha tek sesli bir şekilde yürütülmesine yönelik bir tasarruftur'' diye konuştu.

İş bulduğu için istifa ettiğine yönelik iddiaları da yalanlayarak, il başkanlığının zaten bir iş diye değerlendirilemeyeceğini, dolayısıyla böyle bir durumun söz konusu olamayacağını söyleyen İlseven, ''Bütün bunlar lüzumsuz, bir bahane yaratmak için, dün 15.00-20.00 saatleri arasında 'Ne yapalım da bu gidişi biraz çarpıtalım da dikkatleri dağıtalım' diye bir arayış sonucu çalakalem dile getirilmiş konulardır.'' dedi.

ERCAN KARAKAŞ'TAN AÇIKLAMA

'Nebil İlseven'den randevu istedim, vermedi.'

CHP Parti Meclisi Üyesi (PM) Ercan Karakaş, Gerçek Gündem’de yer alan haber sonrası bir açıklama yaptı. Karakaş, "İlseven'le iddia edildiği üzere bir ilişkim yok. Kendisinden randevu istememe rağmen görüşemedim" dedi. İşte Karakaş'ın açıklaması:

Gerçek Gündem’de, İstanbul İl Başkanı’nın istifasıyla ilgili bir haberde adım zikredilerek, gerçekle ve benimle ilgisi olmayan bazı yorumlar yapıldığını gördüm.

Öncelikle, bir süre yazarlığını yaptığım Gerçek Gündem’in, şahsımın da adının geçtiği bir haberi yaparken, benden görüş almamış olmasını yadırgadığımı belirtmek isterim.

Telefonda da söylediğim gibi;

1- Siyasete ve partiye ilişkin görüşlerimi her zaman, yazılı olarak da ifade ediyorum. Çünkü söz uçar, ama yazı kalır. Bu kültürün yerleşmesini çok yararlı görmekte ve elimden geldiğince bunu teşvik etmeye çalışmaktayım.

2- Sosyal demokrasinin ilkelerini ve etik değerlerini benimseyen birisi olarak, açık ve demokratik siyasetten yanayım. O nedenle, siyasete ve partiye “gizli toplantılarla” yön verilmeye çalışılmasını doğru bulmam. Böyle bir çalışmanın içerisinde de olmam. Benim adıma kimsenin toplantı düzenlemesi de söz konusu olamaz.

3- Buna karşın, partide demokrasiyi benimseyen tüm sol partilerde olduğu gibi “fikir kanatları” olmasını doğal kabul ederim. Çünkü farklı bakış açılarının ve çözüm önerilerinin uygarca tartışılmasının partinin daha sağlıklı politikalar geliştirmesine katkı sağlayacağına inanırım.

4- Parti reformuna ve onun aracı olan tüzük değişikliğine ilişkin görüşlerimi yayınlamış bulunuyorum. Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu’na da ilettiğim bu önerilerin seçimlerden sonra ele alınacağını ummaktayım.

5- Başından beri CHP’nin bir, “üye, örgüt ve program partisi”ne dönüşmesini savunmaktayım. Kalıcı başarının buna bağlı olduğu görüşündeyim. Bu görüşümü onlarca makalede, partinin üst organlarında ve örgüt toplantılarında defalarca dile getirdim. Dile getirdiğim bu görüşleri kamuoyunun da dikkatine sundum. Bugün de; Sayın Genel Başkan’ın kurultayda vurguladığı gibi, Türkiye’de siyasal yaşamın tüm yasalarının ve parti içi işleyişin demokratikleşmesi ve saydamlaşması için köklü reformlara ihtiyaç olduğuna inanıyorum.

6- Bu anlamda sosyal demokrat bir parti olan CHP’de üst yönetimlerin, alt yönetimleri çeşitli bahanelerle görevden almasına karşıyım. Üç kez seçimle geldiğim SHP İstanbul İl Başkanlığı dönemimde de aksi yöndeki tüm taleplere rağmen bu ilkeye bağlı kaldım. Bugün de aynı görüşteyim. “Çalışmadığı” düşünülen yönetimleri yenilemek hakkı, onları seçenlere ait olmalıdır. Ayrıca, örgütlerin tüzüksel haklarını özgürce kullanabilmelerinden yanayım.

7- Aynı çerçevede, tüm yerel yönetim adaylarının ve milletvekili adaylarının, -belli uzmanlıklar için makul oranda kontenjan hakkı saklı kalmak üzere- önseçimle belirlenmesinin en sağlıklı ve en demokratik yol olduğuna inanıyorum.

8- Haberinizde yer alan, “CHP içinde SHP’lilerin gruplaşması” gibi bir şeyden haberim yok. SHP ve CHP’nin birleşmesinden bu yana 16 yıl geçti. SODEP ve SHP 12 Eylül’ün en baskıcı döneminde, sosyal demokrasi bayrağını yere düşürmeyerek tarihi görevlerini yaptılar. O nedenle bizler 1995 yılında SHP-CHP bütünleşmesine öncülük yaptık. Bugün tüm sosyal demokratların görevi, CHP’yi güçlendirmek, onu yeniden halkla bütünleştirmek ve iktidar yapmak olmalıdır.

9- Dolayısıyla ben Sayın Karayalçın’ın da, başka arkadaşların da parti içinde “SHP’liler” diye bir çalışma yürüttükleri yönündeki haberlerin de gerçekle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Karayalçın’ın Zeytinburnu toplantısından haberim olmadı. Bir davet almadım. İstifa eden İl Başkanı Nebil İlseven arkadaşımızla 53 günlük görev süresinde ise bir kez görüşme fırsatım oldu. Seçim hazırlıklarına ilişkin görüşlerimi aktarmak için telefonda ilettiğim randevu talebim gerçekleşmeden de kendisi istifa etti.

Sonuç

Benim siyasete ve partiye ilişkin görüşlerim, topluma açıktır ve tümü yazıya dökülmüştür. Bu görüşlerimi, açık toplantılarda partililerle ve toplumla paylaşmaktayım. Nitekim son 2 ayda; Adana, Mersin, İzmir, İstanbul, Ankara, Bursa, Berlin, Londra vb. kentlerde yapılan açık oturumlarda ve konferanslarda da aynı şeyi yaptım.

Ayrıca şu anda; iki sitede, Sosyal Demokrat Dergi’de ve zaman zaman da günlük gazetelerde makaleler yazarak, siyasete ilişkin görüşlerimi açıklıyorum. Bunların dışındaki görüşler ve değerlendirmeler elbette bana ait olamaz.