HDP Korona Virüs Kriz Koordinasyon Merkezi Sözcüsü Garo Paylan, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek Korona Virüse ilişkin aldıkları kararları ve önerilerini paylaştı.

Paylan ayrıca Erdoğan tarafından dün açıklanan paketi de değerlendirerek “Paketten patronlara 100 milyar TL destek, yoksullara da kolonya çıktı” dedi.

Cumhurbaşkanına seslenen Paylan, “Bütün bütçe kaynaklarını sağlık için seferber edin. Yoğun bakım ve solunum destek üniteleri hazır hale getirilmeli. Bütün vatandaşlarımızın mahallesinde eczaneden ya da aile hekiminde ücretsiz uygulayabileceği Korona test kitine ulaşabilmesini bekliyoruz. Bunu yapmazsanız bu salgın kontrol edilemez ve bunun sonucunda oluşan on binlerce vaka tedavi edilemez. Hastalık konusunda iki çağrımız daha var. Özel hastanelerin de hemen İspanya'da olduğu gibi kamunun uhdesine alınması gerekiyor. Özel ve kamu hastaneleri ayrımı kaldırılmalı, kapalı bulunan devlet hastaneleri hemen yoğun bakım hastanelerine dönüştürülüp, bu olağanüstü dönemde kamu yönetimine devredilmelidir. Bu anlamda bu seferlik çağrısını Cumhurbaşkanına yapıyorum. Sağlık alanında vatandaşa güven veren adımlar atsınlar” dedi.

Paylan’ın açıklamaları şu şekilde:

Korona Virüs dünyada ve ülkemizde bir salgın halini almış durumda. Vatandaşlarımız büyük kaygı içinde. Kaygının iki boyutu var. Birinci boyutu elbette sağlığımız yani vatandaşlarımızın sağlığı; herkes çoluğu çocuğu, evlatları, annesi, babası, ailesi için kaygı içinde. İkinci boyutu ekonomik kaygılar, iş ve aş kaygısı. Şu anda dünyada ve Türkiye’de hayat durma noktasında. İş aş konusunda hiç kimse kendisini güvende görmüyor, 8 milyon işsizimizin üzerine yüz binlerce hatta kriz daha da derinleşirse milyonlarca işsizin ekleneceği bir tablo ile karşı karşıyayız.

‘PATRONLARIN KEYFİ YERİNDE 82 MİLYONUN DEĞİL’

Bu iki kaygı konusunda günlerdir çağrılar yapıyoruz, Maalesef ne Meclis'te ne diğer alanlarda gerekli toplantı yapılmadı, STK’lar, sendikalarla herhangi bir istişare yapılmadı ama dün Saray’da bir toplantı yapıldı. Saray'daki toplantıda bu iki kaygı konusunda yani sağlık ve ekonomik alana ilişkin bir şeyler duymaya çalıştık ama maalesef toplumun hem sağlık konusunda hem ekonomi konusunda kaygılarını giderecek bir şey olmadı. Yalnızca patronlarla toplanmıştı Tayyip Bey. Patronlarla yapılan toplantıda yalnızca patronların kısmen keyfini artırmayı amaçlayan ve Rıfat Hisarcıklıoğlu’na “Keyfin yerinde değil mi?” diye seslenen bir cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız. Ama 82 milyonun keyfi yerinde değil.

‘SAĞLIKÇILAR VE EMEK ÖRGÜTLERİ TOPLANTIYA ÇAĞRILMADI’

Neden bu toplantıdan toplumun kaygılarını gidecek bir sonuç çıkmadı? Çünkü sağlıkla ilgili büyük bir sıkıntı yaşanırken bu toplantıya sağlık emekçileri, TTB ve SES çağrılmadı. Meslek örgütlerinin çağrılmadığı bu toplantıda maalesef sağlık alanındaki kaygıları giderecek öneriler de çıkmadı.

Peki emek alanından işçilerin emekçilerin seslerini duyuracak bir temsilci var mıydı? Maalesef yoktu, DİSK ve KESK bu toplantıda yoktu. Sendikaların olmadığı bir toplantıda da maalesef işçinin, emekçinin sesine ses verecek bir açıklama çıkmadı.

‘DÜNYA PARLAMENTOLARI KRİZ İÇİN ÇALIŞIYORKEN TBMM’DE AKP-MHP KRİZ ÖNERGELERİNİ REDDEDİYOR’

Öte yandan, bütün dünya parlamentoları şu anda devrede. Bütün dünya parlamentoları ortak bir akılla vatandaşlarının kaygılarını gidermeye çalışıyorlar. Hem sağlık konusunda hem de ekonomi konusunda kaygılarını gidermeye çalışıyorlar. TBMM’de ise şu anda krizle ilgili verilen bütün önergeler AKP ve MHP oyları ile reddediliyor. Az önce Plan Bütçe Komisyonunda partimizin Korona Virüs’le ilgili verdiği bir önerge reddedildi.

Yani Meclis devre dışı, sivil toplum, sendikalar STK’lar ve meslek örgütlerinin devre dışı olduğu bir toplantıdan, sadece patronların olduğu bir toplantıdan yalnızca patronların keyfini yerine getiren sonuçlarla karşı karşıya kaldık.

‘İŞÇİ, EMEKÇİ, YOKSULA BİR KURUŞLUK DESTEK YOK; SAVAŞA, YANDAŞA VAR’

Bütün vatandaşlarımıza buradan sesleniyorum. 83 milyon vatandaşımızın büyük çoğunluğu, işçi, emekçi, yoksul. Onlara bir kuruşluk destek yok. Açıklanan 100 milyarlık pakette onlara bir kuruşluk destek yok. Bu 100 milyar TL’lik paket, dolar karşılığı yaklaşık 15 milyar dolardır. Paketi gerçek farz edelim, karşılığı 15 milyar dolardır.

ABD krize karşı parlamentosunda, kongresinde 1,5 trilyon dolarlık destek açıkladı. Bizde 15 milyar dolar, ABD’de 1,5 trilyon dolar. Yani bizim 100 katımız bir destek açıkladı. Diyeceksiniz ABD çok büyük ekonomi. Almanya bizimle nüfusu aynı, biz 15 milyar dolarlık paket açıklarken, Almanya 600 milyon euro destek açıkladı. Yani 40 katı.

İspanya ve Fransa’nın paketleri 200-300 milyar Euro, yani yaklaşık 20 katı destekler açıkladı. Halka doğrudan destekler açıklandı. Biz niye bu destekleri açıklamıyoruz. Çünkü kötü yönetiliyoruz. AKP iktidarı yıllardır kaynakları, saraylara, silahlara, savaşlara ve yandaşlara harcadı.

Bir Plan Bütçe Komisyonu üyesi olarak söyleyeyim şu anda kasa tamtakır. Sadece yandaşlara yarayacak bir paket getiriyorlar, işçiye emekçiye bu paketten kuruş destek yok.

‘VATANDAŞ TEDBİRLERİ DUYMAK İSTERKEN O KOLONYA DİYOR’

İki konuda kaygı olduğunu söylemiştim. Birincisi sağlık konusundaki kaygı. Vatandaş haklı bir kaygı yaşıyor, vatandaş alınan önlemlerle Cumhurbaşkanın kendisini rahatlatmasını istiyor. Cumhurbaşkanı ekranlara çıkıyor ne diyor: Elinizi yıkayın. Ne diyor başka; dua edin. Olur, dua etsin vatandaş. Başka ne diyor; kolonya. Vatandaş başka şeyler bekliyor.

Tamam elimizi yıkayalım, dua edelim, tamam kolonya da döktük e sonra? Başka bir şey yok. Bu kadar. Dua, elinizi yıkayın, kolonya dökün. Bunun dışında sağlık konusunda bir önerisi var mı cumhurbaşkanının, yok.

Oysa vatandaş sağlık konusunda gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığını Cumhurbaşkanından duymak istiyor.

‘GERÇEK VAKA SAYISI 200 DEĞİL BİNLER’

Biliyorsunuz açıklanan rakamlarda vaka sayısı 200’e yakın. Benim tespitlerime göre bu rakam şu anda binler dahilinde ve 10 binlere doğru çıkma olasılığı çok yüksek. Bu durumda yoğun bakım ünitelerinin binlerle anılması lazım.

Vatandaş şunu merak ediyor: Türkiye’de yüz bin vaka olduğunda en az 10 bin yoğun bakım ünitesi, 10 bin solunum destek ünitesi lazım olacak, bunlar var mı yok mu onu merak ediyor. Bir yakını hasta olduğunda bir yoğun bakım ünitesine ulaşabilecek mi ulaşamayacak mı? Bir cumhurbaşkanının vermesi gereken güvence budur ama buna ilişkin hiçbir şey duymadık. Ne duyduk kolonya, dua, elinizi yıkayın.

‘BELİRTİ GÖSTEREN HASTAYA BİLE TEST YAPILMIYOR’

Başka vatandaş ne merak ediyor? Benim bir arkadaşım işçisini göndermiş hastaneye. Gidiyor, öksürüyor bütün belirtileri var Koronanın. Doktor reçete yazıyor gönderiyor. Değerli arkadaşlar bütün belirtileri gösteren hastaya şu an test yapılamıyor. Test yalnızca yurt dışından gelenlere yapılabiliyor çünkü o kadar test var. Test sayısı sınırlı. Ben Diyarbakır Vekiliyim, şu anda Diyarbakır'da tek bir test kiti yok. Vatandaş Cumhurbaşkanından şunu duymak istiyor, en yakın eczanede, en yakın hastanede bu teste ulaşabilecek miyim, ulaşamayacak mıyım?  Ama buna dair en ufak bir açıklama yok.

‘BÜTÜN BÜTÇEYİ SAĞLIK İÇİN SEFERBER EDİN’

Biz buradan Cumhurbaşkanına sesleniyoruz: Bütün bütçe kaynaklarını sağlık için seferber edin. Yoğun bakım ve solunum destek üniteleri hazır hale getirilmeli. Bütün vatandaşlarımızın mahallesinde eczaneden ya da aile hekiminde ücretsiz uygulayabileceği Korona test kitine ulaşabilmesini bekliyoruz. Bunu yapmazsanız bu salgın kontrol edilemez ve bunun sonucunda oluşan on binlerce vaka tedavi edilemez. Hastalık konusunda iki çağrımız daha var. Özel hastanelerin de hemen İspanya'da olduğu gibi kamunun uhdesine alınması gerekiyor. Özel ve kamu hastaneleri ayrımı kaldırılmalı, kapalı bulunan devlet hastaneleri hemen yoğun bakım hastanelerine dönüştürülüp, bu olağanüstü dönemde kamu yönetimine devredilmelidir. Bu anlamda bu seferlik çağrısını Cumhurbaşkanına yapıyorum. Sağlık alanında vatandaşa güven veren adımlar atsınlar.

‘PAKETTE YOKSULUN VE DAR GELİRLİNİN İHTİYAÇLARINI GİDERECEK HİÇBİR ŞEY YOKTU’

Diğer bir konu ekonomik tedbirler, iş ve aş konusunda vatandaşın kaygıları var. Vatandaş geleceğini görmüyor. Bu kriz ortamında işini kaybetmemek istiyor. İkincisi gıdaya ve temizlik malzemesine ulaşmak istiyor. Bununla ilgili Cumhurbaşkanı dün ne söyledi, pakette neler vardı? Yoksulun ve dar gelirlinin ihtiyaçları giderecek hiçbir şey yoktu. Rıfat Hisarcıklığı ve arkadaşlarının keyfini yerine getiren tedbirler vardı.

‘FATURA ÖDEMELERİ DURDURULSUN’

Yapılması gereken bütün vatandaşın kaygılarını giderecek tedbirler alınması gerekiyor. Bunun için biz ne önerdik doğalgaz elektrik, internet ve su faturalarının ödenmesinin durdurulmasını istedik. Pakette var mı yok. Vatandaşımız elektrik, doğalgaz, suyunun kesilmesi riskiyle karşı karşıya. Çünkü geliri durmuş durumda. Bu temel ihtiyaçlar yarın olup olmayacağını vatandaş bilmiyor. Bunlar pakette var mı yok.

‘GIDA VE TEMİZLİK ÜRÜNLERİNDEKİ KDV KALDIRILSIN’

Başka ne önerdik, kira ödemesinin durdurulmasını öneriyoruz. Vatandaş gelirinin ciddi bir bölümünü ya kiraya ya da ev kredisine ödüyor. Bu kriz döneminde bütün kira ödemelerinin durdurulmasını istiyoruz pakette var mı yok. Gıda ve temizlik ürünlerinden alınan KDV'nin kaldırılmasını önerdik, bu pakette var mı yok. Ne var pakette; dar gelirliye kolonya var. İşte patrona 100 milyar, vatandaşa yalnızca kolonya olan bir pakette karşı karşıyayız. İşsizler ve işçilere dönük tedbirlere ilişkin önerilerimiz oldu. Bu konuda da pakette maalesef bir şey göremedik.

‘HAYATİ ALANLARIN DIŞINDAKİ ÜRETİM VE PERAKENDE SATIŞ YERLERİ KAPATILSIN’

Neler önerdik biz işçi ve emekçinin işini aşını koruması için. Dedik ki en önemli tedbir bütün vatandaşlarımızın temel ihtiyaçları olan gıda, sağlık, ilaç, temizlik, enerji ve iletişim sektörleri dışında bütün üretim birimlerinin ve ilgili perakendenin kapatılması, bunu öneriyoruz. Bu hayati alanların dışındaki bütün fabrikaların kapatılmasını ve buradaki bütün işçilerin de ücretli izne ayrılmasını istiyoruz. Pakette bu var mı? Yok. Erdoğan ne dedi? “Üretime devam edeceğiz” dedi. Yani zengine evinizde kalın sizin paranız var diyor. Yoksula ne diyor gidin yüz binlerce insan bir arada üretim yapın birbirinize virüsü bulaştırın, o virüsü evinize götürün ve annenizi babanızı öldürün diyor. İşte böyle bir vicdansızlıkla karşı karşıyayız.

‘İŞÇİLER İÇİN ÜCRETLİ İZİN ŞARTLARI YARATILMALI’

Enerji, gıda ve ilaca ihtiyacımız var. Bu birimler de sağlık emekçileri gibi elbette çalışmalı çünkü bunlar temel ihtiyaçlar. Ama temel ihtiyaç olmayan buzdolabı, otomotiv, tekstil gibi sektörlerin kapatılması lazım. Bunları kapattığımız zaman vatandaş bir süre evde durur ve salgının yayılmasını engeller. Bütün işçilerimize ücretli izin şartlarının yaratılması lazım. Bunun finanse edilmesi için işsizlik sigortası fonun devre alınması lazım. 8 milyon işsizimiz var. Ben iddia ediyorum şu bir haftada en az 1 milyon işsizimiz daha oldu. Pakette işsizliğe yönelik bir tedbir var mı? Yok.

‘İŞÇİ ÇIKARMAMAK ŞARTIYLA KOBİ’LERE VE ESNAFLARA SIFIR FAİZLİ KREDİ VERİLSİN’

Bütün dünya parlamentoları buna ilişkin doğrudan destek öneriyor. Ama bu vicdansız iktidar maalesef doğrudan destek ile ilgili hiçbir şey yapmamış. Bütün işsizlerimize doğrudan destek verecek bir düzenlemeye gidilmeli ama bu pakette yok. Bütün KOBİ’lere esnaflara uzun vadeli ve sıfır faizli kredi verilmesini öneriyoruz. Sektör ayrımı yapmadan bunu bütün esnaflarımıza yapmalıyız. Ama bunun için bir şart olmalı. Bunun için tek şart işçi çıkarmaması olmalı. İşçi çıkarmayı yasaklayalım, bu şartla destek verelim diyoruz. Bu konuda da pakette hiç bir düzenleme yok.

‘EVDE DURUN DEYİP UÇAK BİLETİNDE KDV’Yİ DÜŞÜRÜYORLAR’

Pakette birbiriyle çelişen öneriler var. Sayın Cumhurbaşkanı ne diyor evden çıkmayın. Cumhurbaşkanı ayrıca diyor ki ben uçak biletinin KDV’sini düşürdüm, gidin uçağa binin, gezin tozun diyor. Böyle kendi içinde çelişen maddelerle karşı karşıyayız. Yapılması gereken temel ihtiyaçlara gıdaya, temizlik malzemelerine, ilaca indirim yapılmasıdır. Ama Cumhurbaşkanı uçak bileti indirimi yapıyor.

‘VATANDAŞ EKMEK DERDİNDE İKEN EV ALMAYA TEŞVİK ÇIKARILIYOR’

Diğer bir mesele ev alana teşvik veriyor Cumhurbaşkanı. Ya düşünebiliyor musunuz, böyle bir vicdansızlık olur mu?  Vatandaş ekmek derdinde o diyor ki ev alırsanız teşvik vereceğim. Bu ortamda kim ev almayı düşünüyor ey Erdoğan! Bırak ev almayı vatandaş ekmek alamıyor. Bu durumda insanlar ekmek almayı düşünüyor, sağlık ekipmanları alabilecek mi Korona Virüs test kiti alabilecek mi? Vatandaşın derdi bu ama Erdoğan'ın derdi inşaat sektörünü ayakta tutmak. Erdoğan’a gerçekten bu konudaki sorumluluğunu hatırlatıyoruz, önce vatandaşın sağlığını, işini, aşını, gıda güvenliğini, temel ihtiyaçların güvenliğini sağlayacak adımlar atılması lazım. 

‘ŞİMDİ DAHA DERİN BİR EKONOMİK KRİZLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

Son olarak; bu iktidar her krizde 'ben bilirim' dedi ve vatandaşlarımızın hem huzurunu hem de güvenini sarstı. Ben bilirim diyenler Suriye’de vatandaşlarımızı büyük bir felaketle karşı karşıya bıraktı. İdlib'de, Libya’da Türkiye’yi derin bir krizle baş başa bıraktı. İç barışımızı, huzurumuzu, ekmeğimizi kaybediyoruz. Ama şimdi daha derin bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. Saray'dan çıkan torbada size destek verecek hiçbir şey yok.

‘ARTIK SARAY’DAN BİR ŞEY BEKLEMEMELİ, DAYANIŞMA AĞLARI ÖRMELİYİZ’

Yapmamız gereken artık Saray'dan bir şey beklemek değil. Artık Sağlık Bakanı güzellemesi yapmak değil. Yapmamız gereken bütün sendikalar, STK’ler, meslek örgütleri ve muhalefet partileri ile dayanışma ağları örmektir. Partim adına çağrı yapıyorum; bütün vatandaşlar sendikalar, STK’ler, yerel yönetimler, yapmanız gereken mahallenizde dayanışma ağları örmektir, bu iktidara asla güvenmeyin. Bütün vatandaşlarımızı bu dayanışma ağlarını kurmaya davet ediyorum.