AK Parti'nin kurucu isimlerinden Dengir Mir Mehmet Fırat, 7 Haziran seçimlerinde HDP'den aday oldu. Fırat, bu değişimin sebebini Abbas Güçlü'nün Genç Bakış programında anlattı.

İşte Fırat'ın o açıklaması:

AK PARTİ’DEN NEDEN AYRILDI?  

2008’de Ak Parti MYK’da yaptığımız tartışma üzerine istifa ettim. İslami kesim üzerinde baskılar ortadan kalktı ama Alevi sorunu var. Kürtlerin de ana dilde eğitimini ve kimliğini belirleyecek ve bunun üstündeki yasakların da kaldırılması gerekir dediğimde, Tayyip Bey, bana şu cevabı verdi:

Ben bütün Güneydoğu’yu gezdim, hiçbiri benden Kürtçe konusunda bir talepte bulunmadı. İkincisi, Kürtlerin devleti mi var ki dili olsun?

İki tane absürt cevap.

Dedim ki ”Bir kere devlet ile dil arasında irtibat kurmanız yanlış, çünkü 170 taneye yakın BM’ye üye devlet var. Ama 5 bine yakın dünyada dil konuşuluyor. İkinci olarak da Kürtlerin devleti var dedim.” Hayretle sordu, “Hani nerede?” dedi.

Bunun üzerine dedim ki: “Siz Başbakanısınız. Türkiye Cumhuriyeti devleti de onların devleti.” 

Üçüncüsü, Atatürk’ün kurduğu Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde ölü diller olmasına rağmen Eti dili, Latince öğretiliyor. Ama Kürtçe yaşayan bir dildir. 20 milyona yakın vatandaşımızın ana dilidir. Onu yasaklamak, öğretmemek yanlıştır.

Ana dilimi öğrenmek temel hakkımdır. Kuran-ı Kerim meali gösteriyor ya Cumhurbaşkanı Kürtçe, onu ben okuyamıyorum. Kimse de okuyamaz. Türkçe okumaya mecbur muyum? Sen benim efendim değilsin ki. Resmi dili anlaşabilmek için öğrenmek zorundayım ama ana dilimi öğrenmek temel hakkımdır. İnkâr sömürgeciliktir.

TÜRK USULÜ BAŞKANLIK          

2008’de Ak Parti’den ayrıldım ama üyelikten istifa etmedim. Milletvekilliğinden sonra da istifa etmedim. En son Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Sayın Erdoğan “Türk usulü başkanlık” diye bir öneri ortaya attı. O gün bende ipler koptu. Esad “Suriye usulü başkanlık sistemi” ile ülkesini yönetiyor. Hali ortada...

HDP’Lİ OLMAYA NASIL KARAR VERDİ?

Benim HDP’ye girmiş olmam bir sol düşünceye sahip olduğum anlamına gelmez. Ben Ak Parti’deyken de liberaldim, Fazilet Partisi’ndeyken de. Bu partiye, Türkiye’deki devletin bütün kurum ve kuruluşlarının işgal altında ve özgürlüklerin tehdit altında olduğunu düşünerek girdim. Bugün beni azat etseler memnun olurum. Ben bir oyun peşindeyim. Biz HDP olarak Kürt partisi değil Türkiye partisiyiz. Her kesimden insanlar var. Bütün renkleri içinde barındırıyoruz.

Aslında birileri Türkiye’yi bölmek istiyor. Ama biz bu ülkeyi böldürmeyeceğiz. Birileri bizi Hakkari’de, Şırnak’ta yaşatmak istiyor. Ne İstanbul’u, ne Datça’yı birilerine bırakmak niyetindeyim.

HDP BARAJI AŞARSA NE OLUR?        

HDP barajı aşarsa şiddetle diktatoryal yöne kayan Türkiye o tehlikeden kurtulur. Meclis’teki ezici çoğunluk dengeli dağılıma tabi olur. TBMM’de daha sağlıklı bir tartışma meydana gelir.

Barajı aşamazsak HDP’nin alacağı bütün milletvekilleri Ak Parti’nin hanesine yazılacak.

PKK terör örgütü değildir. Devlet terör örgütü ile masaya oturmaz. Bizim ona terör örgütü deme imkânımızı Sayın Erdoğan kaldırdı.

“Teröristle aynı masaya oturulmaz” dedi. Oturduğuna göre demek ki PKK terör örgütü değilmiş.

Ben barajın tamamıyla kaldırılması taraftarı değilim. Ama yüzde 1 barajı alan dahi bir milletvekilini çıkarıp Meclis’e göndermesini isterim. Her fikrin Meclis’te kendini temsil etmesi dahilinde Meclis’te menfi enerji ortadan kalkar.

HDP VE SEÇİM VAATLERİ        

Bir insanın bugünkü asgari ücretle geçinebilmesi mümkün değil. 1500 - 1600 lira bir asgari ücret öngörülüyor. Buna sadece işveren değil, devlet de katkı sağlamalı.

Diyanet  bağımsız olmalı, siyasete bulaşmamalı, özerk olmalı ve seçimle gelmeli. Camideki imamın da, müezzinin de seçimle gelmesi lazımdır. Adil bir şekilde yargılanabilecek düşüncesinde değillerse o ülkede huzur yoktur. Şimdi kendi taraftarlarını oluşturacak mahkemeler oluşturuluyor. Devletin üst görevlerinde görev alanları Pensilvanya atamadı. “Ne istediler de vermedik” denmedi mi? Eğer orası bir suç örgütü ise o örgütün ortağı da bir Başbakan’dır. Yapılan şey doğru muydu? Hayır, yanlıştı. O zaman söyledim. Bana “Dengir Bey kıblemiz aynı olanlardan bize zarar gelmez” dendi. Bilmiyorum şimdi kıble değişti mi?