Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla AKP iktidarının, bugün Sabah Gazetesi'nin manşetinde yer alan DBP'li belediyelere el koyma planına bir tepki de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı'dan geldi. 

DİHA’nın haberine göre; görevden alınması planlanan DBP'li belediye eşbaşkanlarının yerine vali ve kaymakamların atanmasının da aralarında yer aldığı 6 madde halinde hazırlanan planı değerlendiren Anlı, aslında AKP'nin aklından geçen tek bir maddenin olduğunu, onun da Türkiye'yi bölmek olduğunu söyledi.

HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından şimdi de yerel yönetimlere ve belediyelere dokunulmak istendiğini belirten Anlı, "Şunu çok açık söylüyoruz. Belediyeler bizim olmadığı zamanlar da da biz bu şehirde irade ve iktidardık. Belediyelerin ellerimizde olmaması bizim irade ve iktidar olmamamızı etkilemez. Açıklanan maddeler Türkiye yönetiminin artık demokratik bir cumhuriyet olmadığını gösteriyor. Otoriter ve totaliter bir yönetim biçiminin tercihidir. Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nden, uluslararası kurumlardan artık vazgeçme arayışıdır" dedi. 

'AKP BUGÜN O DÖNEMİN CHP'SİDİR'

Türkiye'yi yöneten siyasi iktidarın, 1920'lere ve 30'lara gitmek istediğini kaydeden Anlı, sözlerinin devamında şunları söyledi: "O dönem de CHP il başkanları hem valiydi, hem de belediye başkanıydı. Bugün de aynı şey özleniyor ve aranıyor. AKP eleştirdiği ve yıkmaya çalıştığı sistemi yeniden canlandırıyor. O hayali yeniden yaşamsallaştırıyor. AKP bugün, o dönemin CHP'sidir." 

'BİNDİKLERİ DALI KOPARMASINLAR'

Anlı, bugün Türkiye'yi yöneten aklın ‘Baas rejimi’ anlayışından faksız olduğunu da kaydetti. Halktan aldıkları güç ve destek ile göreve geldiklerini vurgulayan Anlı, "Onların aldıkları oy oranlarından daha fazla bir oy oranı ile seçildik. Kendi bindikleri dalı koparmasınlar. Kendi geleceklerine dair bir meşruiyet zeminini hazırlamasınlar. Bizim meşruiyetimiz tartışılırsa onların meşruiyeti kat be kat tartışılır" diye konuştu.

'BAĞLAR TAMAMEN KOPAR'

Görevlerinden alınmaları halinde yerlerine vali veya kaymakamların atanmasının nasıl bir etkiye yol açacağını da değerlendiren Anlı, bu konuda şu yorumda bulundu: 

"Bunun bir karşılığı olmayacağını herkes çok iyi biliyor. Yüzde 72'lik bir halk desteği ile seçildik. Vali ve kaymakamların atanması, bu sistemin tartışılmasının önünü açar. Yarın bu ülkede çıkacak olan tablonun sorumlusu ve suçlusu elbette mağduru haline gelecek. Biz desteği Ankara'dan almadık. Bu iradeyi bize onlar değil, halk verdi. Biz halk adına mücadele veriyoruz. Asıl mağdur olacak olan da halktır. Bu maddelerle bölge ile Türkiye'nin batısı arasındaki son bağlar da kopartacaktır." 

MÜFETTİŞLER AYLARDIR BİRŞEY BULAMADI 

Son 10 ay içerisinde gönderilen onlarca müfettişin belediyeleri denetlediğini de paylaşan Anlı, bu denetimler sonucu hazırlanan raporlarda, hükümettin ve yandaş medyanın sürekli hedef gösterdiği hiçbir başlığın yer almadığının altını çizdi.

'AKP'Lİ BELEDİYELERDEKİ PİSLİK VE YOLSUZLUKLARIN HADDİ HESABI YOK'

Türkiye'nin en demokratik, yasalara uygun çalışma yürüten DBP'li belediyeler olduğunu söyleyen Anlı, "Bu durum bizzat gönderilen müfettişler tarafından da tespit edildi. Oysa ki en küçük bir eksikliğimizi görselerdi, çoktan çarşaf çarşaf kamuoyuna yansıtmışlardı. İddia ediyorum, İstanbul ve Ankara ve diğer birçok belediyeye tek bir namuslu müfettiş gönderilse orada açığa çıkacak pislik ve yolsuzlukların haddi hesabı yoktur " dedi.

Kendilerine yönelen bu yıldırma ve algı operasyonları ile kamuoyu nezdinde irtibatsızlaştırmak istediklerini de söyleyen Anlı, "Bu geçici bir süreçtir. Biz kendi birlikteliğimizi sürdürürsek bu süreç çok kısa bir zamanda değişecek" diyerek, halkı olası saldırılara karşı iradelerine sahip çıkmaya davet etti.