Financial Times, Arap dünyasındaki çalkantılar ve Avrupa'nın kendi içine kapanması yüzünden Türkiye'nin arafta kaldığını yazdı.

Yıllardır Türkiye'nin Orta Doğu'ya mı daha yakın olacağı ya da Avrupa standartlarındaki yolculuğuna mı devam edeceği sorgulanıyordu. Şimdi cevaba daha da yaklaşıldı: İkisi de değil.. Her iki bölgeyle olan ilişkiler oldukça zor durumda.

Financial Times'dan Daniel Dombey tarafından kaleme alınan makalede, Arap dünyasındaki çalkantılar ve Avrupa'nın kendi içine kapanması nedeniyle Türkiye'nin kendi bölgesinde müttefiksiz kaldığı kaydedildi.

Türk polisinin Haziran ayında protestoları bastırış yönetimi Almanya Başbakanı Merkel tarafından eleştirildiğinde AB Bakanı Egemen Bağış, Alman başbakanın siyasi varlığını çantada keklik sanmaması gerektiğini dile getirmişti. Merkel'in rahatlıkla yeniden seçildiği görüldüğüne göre Bağış'ın tahmininin hatalı çıktığı söylenebilir.

Bu sırada Bağış yakınlarda Avrupalıların önyargılarının Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini engelleyeceğini söyledi. Ama Bakan'a göre ülke aynı dönemde Avrupa standartlarına da erişebilecek.

Bazı Türk yetkililer ayrıca 2020 Olimpiyatları'nın Tokyo'ya verilmesini Avrupalıların saygısızlığı olarak niteledi (bu ülkeler son turda oylarını Madrid'den İstanbul'a değiştirmedi).

Bu gelişme, İstanbul'u yeniden tasarlama hayallerinin kabinde yatan Olimpiyatlar'ı almak için Buenos Aires'e bir uçak dolusu işadamıyla uçan Başbakan Erdoğan için büyük darbe oldu.

Ne Arap devrimleri, ne de Avrupa'nın içine dönmesi Türk başbakanın başının altından çıktı.

Baktığı topraklar yakın geçmişte bu kadar çok değiştiyse bunların nedenlerinin başka yerlerde aranması lazım.

Suudi Arabistan'la iş görüşmeleri devam ediyor. Bu sırada Ankara üç yıldan sonra gelecek haftalarda Avrupa Birliği'yle görüşmelere devam etmeye hazırlanıyor.

Ama Erdoğan'ı eleştirenler, hem yurtiçinde hem de yurtdışında düşmanı sandığı kişilere davranışları yüzünden kendisinin sorunlarının şiddetlendiğini söylüyor.

Ama ufukta değişim belirtileri de var. Erdoğan, azınlık haklarını arttıracak ve yurt içinde ve AB'yle gerginlikleri rahatlatabilecek bir "demokratikleşme paketi" sunmaya hazırlanıyor.

Türkiye ayrıca 2015'de BM Güvenlik Konseyi üyesi olabilme çabalarına devam ediyor. Bunun oylamanın sonucu ülkenin uluslararası konumunu gözler önüne serecek.

Ama Türkiye'nin dış siyaset olarak bir kenara atamayacağı bölgesel sorunları bitmek bilmiyor. Türkiye yarım milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaparken savaş bariz bir şekilde 900 kilometrelik sınırdan taşıyor.

Erdoğan'ın askeri müdahaleden vazgeçen Amerika Birleşik Devletleri'nin kendisini yüzüstü bıraktığını hissetmesine şaşmamalı.

Buna ek olarak, kendisinin, geçmişte daha iyi anlaştığı liderlerle görüşebileceği toplantıların yapıldığı New York'a gitmemesine de şaşmamalı." (The Lira)