İHD, tutuklu HDP milletvekili ve belediye başkanlarıyla yapılan hapishane ziyaretlerini raporlaştırdı.

Raporda, Kandıra 1'nolu Kadın F Tipi Hapishanesi'nde tutulan Ferhat Encü'nün, kadın hapishanesinin bir bölümünde tek başına tutulduğu belirtildi.

Raporda Ahmet Türk ve Selahattin Demirtaş'ın 'acil tahliye edilmesi gerektiği' ifade edildi.

İnsan Hakları Derneği cezaevlerinde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi milletvekilleri ve Demokratik Bölgeler Partisi’ne mensup belediye eşbaşkanlarına ilişkin bir rapor yayınladı.

Raporda heyetin Kandıra 1 No’lu (Kadın) F-Tipi, Edirne F-Tipi, İstanbul Silivri 9 No’lu F-Tipi cezaevleri ziyaretlerine dair izlenim ve görüşleri yer aldı. Raporda Selahattin Demirtaş ve Ahmet Türk’ün ‘acil tahliye edilmesi gerektiği’ belirtilirken, Şırnak Milletvekili Ferhat Encü’nün tutuklu olarak kaldığı Kandıra 1’nolu F Tipi Cezaevi, kadın cezaevi olduğu için havalandırmaya tek çıktığı ve ortak sosyal alandan hiçbir şekilde yararlanamadığı ifade edildi.

"BERABER KALMA TALEBİ REDDEDİLDİ"

İHD heyetinin görüştüğü Kandıra 1 No’lu (Kadın) F-Tipi Hapishane ziyaretinde HDP Eş Genel Başkanı ve Adana Milletvekili Figen Yüksekdağ, HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Tunceli Belediyesi Eşbaşkanı Nurhayat Altun, KJA Derneği Genel Başkanı ve HDP Batman Eski Milletvekili Ayla Akat Ata, Tunceli Belediyesi eski eşbaşkanı ve HDP Tunceli eski milletvekili Edibe Şahin ile görüşmeleri sonucunda şu bilgilere yer verdi: “7 kişinin de dile getirdiği en temel hak ihlalinin ‘tecritte tutulma’ olduğu belirtilmiştir. Buna göre görüştüğümüz kişilerin hepsi 3 kişiye göre oluşturulmuş hücre odasında tek başlarına tutulduklarını, günlük havalandırmada tek başına kaldıklarını, havalandırmaya başka kimsenin çıkarılmadığını ve böylece 24 saat boyunca tek tutulduklarını, beraber kalma taleplerinin cezaevi idaresi tarafından kabul edilmediğini özellikle ifade etmişlerdir.”

KADIN CEZAEVİNİN TEK ERKEK TUTUKLUSU

Heyet ayrıca tutuklu siyasilerin, “3 kişilik hücre odalarının kaloriferleri iyi derecede yanmasına rağmen peteklerin yetersiz olması nedeniyle üşüdüklerini ve sürekli kaban ve mont gibi kalın kıyafetler giyerek günü geçirdiklerini” ifade etti.

Raporda Ferhat Encü için de şu cümleler yer aldı, “Kandıra 1 No’lu (Kadın) F-Tipi Hapishanesinde tutulan Ferhat Encü’nün durumu ise oldukça ilginçtir. Kendisi 3 kişilik odada tek başına tutulmakta, havalandırmaya tek çıkmakta ve ortak sosyal alandan hiçbir şekilde faydalanamamaktadır.”

AYNI ODADA KALMA İSTEKLERİ

Heyetin, Edirne F-Tipi Cezaevi’nde kalan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP Hakkâri Milletvekili Abdullah Zeydan ile yaptığı görüşmelerde de, “Demirtaş’ın, tek kişilik hücrede tek başına tutulduğu, havalandırma bölümüne yalnız çıktığı ve tutuklandığı günden beri tek başına kaldığı” ifade edildi. Görüşmede, Demirtaş’ın “geçen hafta kalp spazmı geçirdiğini, revirde kendisine müdahale edildiğini, önceden gelen sağlık sorunları olduğunu ve bu nedenle yalnız kalmasının sağlığı açısından sakıncalı olduğunu özellikle ifade ettiği” belirtildi. Raporda, Zeydan ile Demirtaş’ın aynı odada kalma isteklerinin reddedildiği ve Zeydan’ın da tek başına tutulduğu ve tek başına havalandırmaya çıktığı ifade edildi.

HÜCRE HAVALANDIRMASINDA KAMERA BULUNUYOR

Heyetin, İstanbul Silivri 9 No’lu F-Tipi Kapalı Hapishane ziyaretinde Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı, DTK eski eş başkanı ve eski milletvekili Ahmet Türk, DBP Eş Genel Başkanı ve HDP eski İstanbul milletvekili Sebahat Tuncel, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Bekir Kaya, HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, HDP Hakkâri milletvekilleri Selma Irmak ve Nihat Akdoğan ile yapılan görüşmelerde Ahmet Türk ve Bekir Kaya’nın 3 kişilik hücre odasında birlikte tutuldukları, diğerlerinin ise ayrı ayrı tek başına tutuldukları aktarıldı. İHD heyeti ayrıca yaptıkları görüşmede, “hücre havalandırmasının bulunduğu alanın yüksek bir yerinde kamera bulunduğunu ve bu kameradan oldukça rahatsız olduklarını ve bu durumun kadınlar bakımından taciz olarak değerlendirildiğini özellikle ifade etmiş olduklarını” belirtti

SONUÇ BİLDİRGESİ

İHD'nin hazırladığı raporun sonuç kısmında ise şu ifadelere yer verildi:

"Halen milletvekilliği ve dolayısıyla dokunulmazlığı devam edenlerin yasama dokunulmazlığı bulunduğu için bu kişilerin tutuklu yargılanması Anayasa’ya aykırı olup yargılamanın mutlaka tutuksuz devam ettirilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki sadece 20 Mayıs 2016 tarihine kadar savcılıklarca hazırlanan dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin fezlekeler bakımından dokunulmazlık kaldırılmıştır. Dolayısı ile bu fezlekelerin davaya dönüşmesi halinde bu davalar bakımından yasama dokunulmazlığı yoktur. Bunun dışında dokunulmazlık devam etmektedir. Milletvekillerinin tutuklanması yasama organının yasama faaliyetlerine müdahale olarak değerlendirilmeli ve TBMM’nin bu duruma izin vermemesi gerekmektedir. Bu konuda Anayasa Mahkemesinin 2012/1272 başvuru nolu ve 04.12.2013 tarihli milletvekili Balbay kararı bulunmaktadır[5]. AYM bu kararında, AİHM’in çeşitli kararlarına ve özellikle 10226/03 başvuru nolu Yumak ve Sadak/Türkiye kararına atıf yapmış ve milletvekilinin tutuklu kalmasının Anayasanın 67. ve AİHS’e ek 1 nolu protokolün 3. Maddesinin ihlali olduğunu belirtmiştir. Bu durumda AİHS ve Anayasaya açıkça aykırı olan tutuklu yargılamanın sona erdirilmesi ve milletvekillerinin bir an önce tahliye edilmesi gerekmektedir.

Tutuklu milletvekilleri ile belediye eş başkanlarının tek başlarına tecrit altında bulundurulmaları insan onuruna aykırı bir durumdur. Bu durum işkence, kötü muamele ve insan onuruna yakışmayan davranış yasağına aykırıdır. Kaldı ki, İnfaz Tüzüğüne de aykırı olarak fiili bir durum yaratılmıştır. Milletvekillerine ve belediye başkanlarına 5275 sayılı infaz kanunun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmış hükümlülere uygulanan infaz biçiminin en katı olacak şekilde uygulanarak, daha yargılamalar yapılmadan fiili cezalandırmaya geçilmiştir. Mevcut yasal mevzuata aykırı ve insan onuruna aykırı olarak işkence yasağı kapsamında olan tecridin mutlaka kaldırılması gerekmektedir. 

Halkın yüksek oy oranı ile seçtiği belediye eş başkanlarının OHAL ilanı ve beraberinde çıkarılan ve Anayasaya tamamen aykırı olan 674 sayılı KHK ile görevlerinden alınarak yerlerine kayyım atanması ve akabinde tutuklanmaları açık bir yargı baskısıdır. Türkiye’de hakkında devam eden soruşturma ve davalar bulunan iktidar partisinden onlarca belediye başkanının yargılanmalarına izin verilmemesi karşısında, DBP’li belediye başkanlarının tutuklu yargılanmaları hukukun üstünlüğü ilkesinin olmadığını ve iktidarın yargıyı baskı aracı olarak kullandığını göstermektedir. Belediye eş başkanları tutuksuz yargılanmalıdır.

Tutuklu bulunan milletvekilleri ve belediye başkanları hiçbir şekilde şiddet eylemi ile suçlanmamaktadır. Yasama faaliyetleri, parti çalışmaları ve belediye başkanlığı sırasında yaptıkları konuşmalar, katıldıkları toplantılar ve gösteriler nedeni ile suçlanmaktadır. İfade ve örgütlenme özgürlüğü ihlali kadar kişi güvenliği ve özgürlüğü hakları ihlal edilmiştir.

Sağlık durumları ağır ve yakın tehlike altında olan Ahmet Türk ve Selahattin Demirtaş’ın acilen tahliye edilmesi gerekmektedir."