Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) yeni yasama yılında Meclis'e sunmayı planladığı Seçim ve Siyasi Partiler Yasası değişikliği kapsamında, seçim barajının yüzde 10'dan yüzde 7'ye indirilmesi üzerine uzlaşmaya vardı. Fehmi Koru varılan uzalşamayı değerlendirdi. Yoksa MHP önümüzdeki seçime gidilen günlerde ittifaktan ayrılmayı mı düşünüyor? sorusunu yönelten Koru, "MHP cumhurbaşkanı adayı göstermeyip AK Parti ile birlikte hareket etmekte mahzur görmese de genel seçime tek başına girmeyi yeğleyebilir" ifadesini kullandı. 

Fehmi Koru'nun T24'te yer alan yazısının bir bölümü şöyle: 

Devlet Bahçeli ve seçim barajı konusu

Devlet Bahçeli, dün yaptığı açıklamada, seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi talebinin anayasanın 67. maddesinde yer alan ‘temsilde adalet’ ilkesini hayata geçirmek amaçlı olduğunu söyledi. MHP’nin yüzde 10 barajına takılma gibi bir endişesi yokmuş.

Biraz uzunca olacak, ama okumaya değer:

“Yeni yönetim sistemine geçiş süreci başarıyla atlatılmıştır. Bu sürecin siyasi hesap ve ön yargılardan bağımsız şekilde yürütülmesi ve yeni sistemin sağlam temeller üzerinde bina edilmesi hususunda Cumhur İttifakı bütün iyi niyet ve yapıcı tavrını göstermiş, buna da devam etmektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde, milli iradenin adil ve hakkaniyetli biçimde TBMM’ye yansımasının bize göre iki yolu bulunmaktadır. Birinci yol, seçim barajının indirilmesidir. İkinci yol ise siyasi partilerin kurumsal kimliklerini muhafaza ederek seçim ittifakı yapmalarının yasal içeriğe kavuşturulmasıdır.”

Yasal içerik daha önce sağlandı, şimdi de baraj aşağı çekilerek anayasal gereklilik yerine getirilmiş olacak.

Açıklama yerinde, ancak içinde yine bir müphemiyet barındırıyor.

MHP’nin oy desteğiyle anayasa değiştirilerek yürürlüğe girmesi sağlanmış ‘Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ cumhurbaşkanlığı seçiminde çıtayı hayli yükseltti. Kazanabilmek için ‘yüzde 50+1’ oranında oy almak gerekiyor ve buna tek bir partinin ulaşması mümkün olmadığı için ittifak oluşturmak şart.

Cumhur İttifakı böyle bir zorunluluk üzerine oluşturuldu.

İktidar cephesi ittifak kurunca muhalifler de Millet İttifakı’nı oluşturdu.

Bu sayede ittifak içerisinde yer alan partilerden biri seçim barajını aşınca diğer partiler için baraj söz konusu olmuyor.

Yani aslında Cumhur İttifakı içerisinde yer almaya devam edecekse MHP’nin barajın yüzde 10 veya yüzde 7 olmasını dert etmesi zaten gerekmiyor.

O halde?

Barajın aşağıya indirilmesi konusunda ısrarın sebebi ne?

Akla gelen ilk sebep, doğal olarak, şu sorunun cevabında yatıyor: “Yoksa MHP önümüzdeki seçime gidilen günlerde ittifaktan ayrılmayı mı düşünüyor?”

Cumhur İttifakı ortaklık halindeki iki partiye de şimdilerde yaramıyor; AK Parti’nin oylarında ciddi düşüş yaşandığı gibi, milliyetçi oylar da İYİ Parti’ye kayıyor. AK Parti’de bu duruma bakıp MHP ile ortaklığa son verilmesini seslendirenler çıktı. MHP daha sessiz, fakat onun da bu durumdan mutlu olmadığını düşünmek için çok sebep var.

Önümüzdeki günlerde doğruluğu test edilecek ihtimal şu: MHP cumhurbaşkanı adayı göstermeyip AK Parti ile birlikte hareket etmekte mahzur görmese de genel seçime tek başına girmeyi yeğleyebilir.

Düne iki liderin günümüz tartışmalarını etkileyecek iki açıklaması damga vurdu.