Resmi olmayan sonuçlara göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan oyların yüzde 50’sinden fazlasını alarak Türkiye Cumhuriyeti'nin halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu.

Ezgi Başaran Radikal’deki yazısında, bugün yapılan cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını değerlendirdi. Seçimin belirleyici faktörünün katılımın düşüklüğü olmadığını savunan Başaran, MHP tabanının oylarının Erdoğan’a kaymasının bu sonucu doğurduğunu belirtti.

Başaran, yazsısında, seçimin bir diğer kazananının da Demirtaş olduğunu savundu.

Ezgi Başaran’ın Radikal’deki yazısı şöyle:

Sebep? MHP. Nereden çıkardın diyorsanız? Bakın Kayseri'ye. Bakın İhsanoğlu'nun memleketi Yozgat'a. Bakın Elazığ'a. Bakın Erzurum'a.

"Pşşt tatilciler! Ar yu diskoooo" mu?

Tayyip Erdoğan galip.

Evet, Türkiye bu tadı seviyor.

Memleketle ilgili bu bilgi bir kez daha aleni olduysa, Cumhurbaşkanlığı seçimi başka ne diyor ona bakalım.

***

1. Katılım meselesi…

Seçim sonuçları karşısında Hayko Cepkin Twitter’dan söyle bir mesaj yazdı: “Pşşşt tatilciler! Hay ar yu? Ar yu diskoooo?”

Zekanıza hakaret olmasın da, Hayko demek istiyor ki, siz poponuzu kaldırıp tatilinizi bölmediniz, oy kullanmadınız, bak bu Tayyip Erdoğan’a yaradı, onun oylarını artırdı.

Gerçekten öyle mi?

Bir bakıma… Çünkü, evet, bu seçim son 12 yılın en az katılımlı seçimi oldu. 30 Mart yerel seçimlerinde toplam 52 milyon 695 bin seçmenin yüzde 88.64'ü sandığa gidip oy kullanmıştı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise yurtiçi seçmen sayısı 52 milyon 894 bin olarak belirlendi. Bunların yaklaşık yüzde 70'i oy kullandı. Bu sonuç, bir önceki seçime göre, yaklaşık 17 milyon seçmenin sandık başına gitmediğini gösteriyor.

İyi de bu sandığa gitmemiş kişilerin içinde Tayyip Erdoğan’a oy verecekler yok mu? Tatilcilerin niye AKP ya da Erdoğan seçmeni olmadığı varsayılıyor?

Bana kalırsa bu 17 milyon seçmen de üç aday arasındaki halihazırdaki dağılıma uygun biçimde dağılırdı. Zira ne illerde ne de ilçelerde aksini kanıtlayacak şimdilik bir veri yok.

2. Çatı meselesi…

CHP ve MHP’nin (ve daha başka 8 partinin de) ortak aday formülü tuttu mu? Yok tutmadı, bu iş maalesef olmadı. Ekmel Bey’in kişiliğinden ve seçim kampanyasından bağımsız olarak olmadı. Sebep? MHP. Nereden çıkardın diyorsanız? Bakın Kayseri’ye. Bakın İhsanoğlu’nun memleketi Yozgat’a. Bakın Elazığ’a. Bakın Erzurum’a. Yani MHP’nin kalelerini şöyle bir tetkik edin. İhsanoğlu’nun MHP’nin aldığı oyun ancak yarısını alabildiğini göreceksiniz. Demek ki neymiş? MHP’liler çatı aday yerine Tayyip Erdoğan’a oy vermiş.

3. CHP ve MHP karışır meselesi…

He valla karışır, haklı olarak. Çünkü çatı aday aslında bu iki partiye mensup birçok farklı siyasetçi tarafından doğru bulunmamıştı. Yine Ekmel Bey’in kişiliğinden ve siyaset gücünden bağımsız olarak. Matematik ve mantık bilimlerinin nazarında çatı yerine farklı adaylar gösterilseydi… Mesela CHP Rıza Türmen’i, MHP Meral Akşener’i ve HDP yine Selahattin Demirtaş’ı aday gösterseydi, seçim ilk turda bitmeyebilirdi. Bu basit hesap CHP ve MHP’nin içini karıştıracaktır. Daha çok da karışmaya meyiliyle ün yapmış olanını. Normaldir.

4. Selahattin Demirtaş meselesi…

HDP’nin oylarını yüzde 50 artırdı. Bu kampanya boyunca Kürt siyasi hareketinin son dönemdeki stratejilerinden biri olan “Ana akıma, Türkiye’nin batısına ulaşmak” konusunda müthiş yol kat etti. En önemlisi derdini anlattı. Barışla, hak talepleriyle, gelecekle ile ilgili derdini anlattı. O dert ki, hepimizin derdidir. İşte bu anlaşıldı. O nedenle seçimin bir diğer galibi de Demirtaş’tır.

***

Sonuç… Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyet’ini en uzun yöneten adam olma yolundaki diğer etabına geçmiş bulunuyor. Bu gidişle hedef bi nevi “Muhteşem Erdoğan” filan. Alışın buna, “Eyy geriye kalanlar”!