İç güvenlik paketinin görüşmeleri sırasında Meclis'te darp edilen HDP'li milletvekilleri, oturumu yöneten Ayşenur Bahçekapı'nın muhalefete karşı sert bir tutum izleyerek tarafsızlığını kaybettiğini öne sürdü. "Bahçekapılı'nın darp karşısında sessiz kalması tarihe geçecek bir tutumdur" diyen Pervin Buldan, AKP'yi özür dilemeye çağırdı. Dünkü olaylarda kafasından yaralanan HDP milletvekiliErtuğrul Kürkçü ise Meclis'e kaskla gitti. 

Meclis’te ‘İç Güvenlik Paketi’ olarak adlandırılan düzenlemenin görüşmeleri sırasında arbede yaşanmıştı. TBMM Genel Kurulu’ndaki kapalı oturumda AKP ile CHP ve HDP milletvekilleri arasında sözlü tartışmanın ardından çıkan kavgada HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, CHP Milletvekilleri Musa Çam, Aykut Erdoğdu ile Mahmut Tanal yaralanmıştı. HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise kafasından yaralanmıştı.

HDP’li milletvekilleri bugün Meclis’te düzenledikleri basın toplantısında, özellikle kadın milletvekillerine yönelik saldırı nedeniyle AKP’nin özür dilemesi gerektiğini söylediler. Radikal’de yer alan habere göre, toplantıda konuşan Pervin Buldan, şunları söyledi:

‘İBRETLİK BİR TUTUM’

“AKP Grup Başkanvekiliyle ilgili ne gibi işlemlerin yapılacağını takip edeceğiz. Özellikle meclis oturumunu yöneten meclis başkanvekilinin tutumu da ibret vericiydi. AKP’nin talimatıyla yönetmiş ve muhalefete karşı sert tutum izleyerek tarafsızlığını kaybetmiştir. Darp girişimi karşısında sessiz kalması tarihe geçecek bir tutumdur. AKP’nin 7 Haziran’da yaşayacağı hezimet seçim anketinde gizlediği düşüşler, AKP’nin uykularını kaçırmaktadır. Kendine güvenen bir hükümet böyle ortaçağ yasalarına ihtiyaç duymaz. AKP’nin şu an dayandığı tek zemin kalmıştır o da yolsuzluklar ve rant düzenidir. Bunun da sonuna gelindiğini görünce iyiden iyiye kontrolü kaybetmeye başlamışlardır.

‘BU PAKET HÜKÜMETİ GÖTÜRECEK’

Bu paket hükümeti götürecektir. Biz HDP grubu olarak bu paketin çıkmaması için elimizden geldiğince direnç göstereceğiz. Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz. Türkiye’yi karanlığa sürükleyecek bu paket derhal geri çekilmelidir. Hükümet barış sürecine yönelmeli bunun gereklerini yerine getirmelidir. AKP gurpbaşkanvekili hakkında partisi tarafından işlem başlatılması, AKP vekilleri başta, biz kadın vekiller başta olmak üzere derhal özür dilemelidir.”

‘VEKİLLERDEN KORUNMAK İÇİN KASKLA GELDİM’

Meclis’te darp edilen ve kafasından yaralanan ve bu nedenle Meclis’e bugün kaskla gelen Ertuğrul Kürkçü ise yaşadığı olayı şu sözlerle anlattı:
“Aslında bu kaskımla geldim. Başımı korumak için kullanıyordum. Fakat şimdi vekillerden korunmak için kullanmam gerektiğini düşünüyorum. Bu teçhizatla birlikte meclis’e geleceğim. Bunu sırf bir kara mizah olsun diye de söylemiyorum. Çünkü dün gördüğümüz tablo hepimiz için bir dönüm noktasını geçtiğimiz duygusunu düşüncesini bizde uyandırdı. Dün gece şimdi birazdan Mustafa Elitaş nasıl bizim kötü insanlar olduğumuzu anlatmaya çalışacaktır ama nesnel olarak eğer kapalı oturum olmasaydı, basının göreceği şey şu olacaktı;
Meclis başkanvekilinin, mümkün mertebe usul hükümlerine riayet ederek, muhalefetin söz hakkına saygı göstererek sürdürmeye çalıştığı oturumda, artık bu uygulamayı sürdüremediğini görecektiniz. AKP’li grup başkanvekillerinin arkadaşlarımızın sözlerinin önlenmesi için, meclis başkanvekilini baskı altına almaları sonucu, ortaya çıkan kararlara karşı çıkmak için, Pervin Buldan ve Sebahat Tuncel arkadaşlarımız kürsünün önüne geldiklerinde, arkadaşlarımıza karşı erkek milletvekillerinin darp ederek kendine yol açmaya çalışması, onu izleyen AKP’lilerin hücum etmeleri sonucunda arkadaşlarımızın yardımına gitmek zorunda kaldık.

‘TUNCEL’E YUMRUK SAVURDULAR’

Arkadaşlarımızın itilip kakıldıklarını görerek nezaket uğruna bunu seyre katlanamazdım. Ben Sebahat Tuncel’e yönelen yumruğu savurmak için gittiğimde, yumruk benim kafama geldi ve devamı da geldi.

‘OKTAY SARAL TOKMAKLA YARALADI’

Adının Oktay Saral olduğunu öğrendiğim bu milletvekilinin gece boyunca Meclis’teki saldırının linçin devam ettiği bütün süre boyunca, bütün vekillere her yerde saldırdığına da tanık oldum. Aykut Erdoğdu’yu tokmakla yarayan da oydu. Mahmut Tanal’a saldıran da oydu. AKP’nin saldırı kıtalarının başını çeken vekil oydu. Ancak bundan daha önemlisi, AKP’li vekillerin bunu yadırgamamaları bu saldırıya ortak olmaları, kadın vekillere karşı saygısızca saldıran davranışlarda herhangi bir beis görmemeleri, gün boyunca Özgecan ile ilgilis özlerinin de edebiyat olduğu duygusu uyandırdı.

Evet ben birkaç sıyrıkla bu saldırıyı atlatmış olabilirim ama bu tür saldırılarda kime ne olacağını kimse önceden bilemez. Belki de Musa Çam daha ağır biçimde bu olayla yüzleşebilirdi. Oktay Erdoğdu’nun olmayacak bir yerine bu tokmak gelebilirdi. Ellerine geçirdikleri bütün vurucu yaralayıcı nesnelerle Meclis’in içinde ne varsa onları muhalefet vekillerinin üstüne saldırtan güdüyü düşünmemiz gerekir. Ben iç güvenlik yasasının onlar için hayat memat meselesi haline geldiğine inanıyorum. Ya bu yasa geçecek yada iktidarlarının güçleri tehdit altına girecek.
Gözünüzün önüne getirmenizi diliyorum. Hepsi AKP’li vekiller gibi zihnen donanmış olan, ki bu yasa geçerse, polis güçleri öyle oluşturulacak. Sivil polisler jandarmalar öyle oluşturulacak. Cumhurbaşkanının çağrısına bakacaksak, sivil yurttaşlar da onlar gibi davranacaklar. Böyle davranan güvenlik birimlerinin ellerine geçirdikleri insana darp etme, zor kullanma, silah kullanma yetkisini böyle kullandıkları takdirde, Türkiye’nin nasıl bir mezbahaya döneceğiyle ilgili bir ibret sahnesi olarak zihnimizde saklıyoruz.

AKP’nin aldığı kapalı oturum kararı gereğince, bunlar sizin gözünüzün önünde olmayarak cereyan etti. Görmüş olmanızı hem dilerdim, hem dilemezdim. İnsan olarak görmemek isterdiniz bunları. Vekillerin böyle yaşyıp konuştuklarını, meslektaşlarına bu şekilde muamele ettiklerini gördükten sonra bu meclis’te acaba ne olabilir diye bu meclis’i terk etmiş olurdunuz.

Ben burada açıkça söylemek istiyoruz. Gün boyunca kadınların haklarından ve varlıklarından söz ettikten sonra, onların kadın arkadaşlarımıza bu şekilde saldırmaları ve bizimde geleneksel rolü bir kez daha paylaşarak, onları korumak için ileriye doğru atılmamıza, kendimize hem saldırıya uğramış, hemde talihsiz hissediyorum. Fakat yapılacak bir şey yok. Bir arkadaşınız zorbaların darbesi altındayken koşmadan edemezsiniz. Bunun bedeli varsa bu da ödenir ama buraada asıl can acıtan meclis’in giderek biz mezbahaya doğru dönüşüyor olmasıdır."