Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuşuyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, Musul’da IŞİD tarafından kaçırılan Türk rehinelere ilişkin, konuştu ve bunun iç politika malzemesi yapılmak istendiğini savunarak CHP'ye yüklendi. Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Erdoğan, "biz can derdindeyken, CHP’nin kasap gibi et derdinde olması bir fırsatçılıktır" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun Ortadoğu ile ilgili söylemlerini de eleştiren Erdoğan, "Zannedersiniz ki CHP’nin genel müdürü Paris’te Londra’da doğdu" diye konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

İnşallah personelimiz ve vatandaşımız sağ salim Türkiye’ye döneceklerdir. Bunu temin etmek için ne gerekiyorsa yapıyor, yoğun biçimde çalışmaları sürdürüyoruz.

İç politika malzemesi yapılmak istendi. Bu fırsatçı tavır da devam ediyor. Bizim oradaki 80 vatandaşımızın can güvenliğini ildilendiren bir meselenin, iç politika meselesi yapılması sorumsuzluk örneğidir.

Biz orada canlarımızı kurtarmaya çalışırken, biz can derdindeyken, CHP’nin kasap gibi et derdinde olması bir fırsatçılıktır. Şu anda bölgemizde yaşanan hadiseleri tarihi bağlamından kopararak anlamak asla mümkün değildir.

CHP’nin genel müdürü son zamanlarda çok sık olarak Ortadoğu’dan bataklık olarak bahsediyor. Bu apaçık cehalettir. Ortadoğu’ya milyonlarca insanın yaşadığı, vatanlarının olduğu bir bölgeye bataklık demek ırkçılıktır, ayrımcılıktır, faşizmin ortaya çıkmasıdır. Zannedersiniz ki CHP’nin genel müdürü Paris’te Londra’da doğdu. Tunceli’de doğacak, orada büyüyecek, sonra Ortadoğu’ya bataklık diyeceksin. Bu hem ırkçılıktır, hem de aslını özünü inkardır.

Bizim eski dış politikamız Ortadoğu’ya bataklık diyerek sırt döndü. Selçuklular Osmanlılar ve bugün Türkiye cumhuriyeti bu coğrafyada var olduğu süre içinde, coğrafyanın kronik sorunlarına dahil olmamış, çatışmalarda taraf olmamıştır. Ecdad bölgedeki tüm meselelere üstten bakmayı başarmış, her zaman hakkın adaletin yanında tavır takılmıştır.

Mezhep aidiyetimiz her ne olursa olsun biz “la ilahe illallah” diyen herkes Müslüman mümin olarak gördük, aynı kıbleye dönenleri kardeşimiz olarak gördük, bağrımıza bastık. Biz bu görüşlerimizi ilk kez dile getirmiyoruz. Bölgede her çatışmada anlaşmada biz aklı itidali tavsiye ettik. Öyle bir mezhep anlayışı ki, Ömer dediğiniz zaman çılgına dönüyor. Bizim için Ali bizi asla çılgına döndürmüyor. Tam aksine biz kucaklıyoruz.

Biz de Ali de var, Ömer de var, Hasan da var, Hüseyin de var. Hepsi bizim ailemizin içerisinde bizi bütünleştiren isimler, biz buyuz.