Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "İdlib'de ölenlerin sorumlusu Erdoğan" sözlerine tepki gösterdi. 

Erdoğan, "Bir taraftan tezkereye evet diyeceksin, sonra İdlib'de ölenlerin sorumlusu Erdoğan diyeceksin. Ya sen ne cahil adamsın ya, bu ne mantıksızlık. Yanında taşıdığı adamların her biri bir alem. Çanakkale'de o şehitlerin yanında hepsi içti. Eğitim vermeye geldiniz, önce kendiniz eğitim alın ya. Ya 24 saat de içmeyiverin ya, burası Kabristan. Bu şehitler, bunlar için mi şehadet şerbeti içti. Kahroluyorlar" dedi. 

"24 SAAT DE İÇMEYİVERİN YA" 

Kimse bize bunu niye yaptınız diyemez. Bir taraftan tezkereye evet diyeceksin, sonra İdlib'de ölenlerin sorumlusu Erdoğan diyeceksin. Ya sen ne cahil adamsın ya, bu ne mantıksızlık. Böyle bir durum. Yanında taşıdığı adamların her biri bir alem. Çanakkale'de o şehitlerin yanında hepsi içti. Eğitim vermeye geldiniz, önce kendiniz eğitim alın ya. Ya 24 saat de içmeyiverin ya, burası Kabristan. Bu şehitler, bunlar için mi şehadet şerbeti içti. Kahroluyorlar. 

Biz asla etnik milliyetçilik yapmayacağız. Biz bu noktada, ırkçılık noktasında asla böyle bir yaklaşım içinde olmayacağız. Tüm etnik unsurlar, birbirimizi yaradandan ötürü seveceğiz. 

Siz sadece bir etnik yapının bu ülkede egemenliği için çalışıyorsunuz, buna müsaade etmeyeceğiz. Zira biz tek vatan diyoruz, 780 bin kilometrekarede herhangi bir yeni unsur oluşturmanın gayretine girenlere de müsaade etmeyeceğiz. Varsın gelsin sizin milletvekilleriniz teröristleri o dağlardan tepelerden toplasınlar. 

Biz tembel olamayız, çok çalışacağız. Herkesin ağzına geleni söylemeye hakkı olabilir ama bizim yok. Herkesin milleti umursamadan bildiğini okumaya hakkı olabilir, bizim yok. Hesapsız kitapsız işlere kalkışmaya hakları olabilir ama bizim yok. İster ekonomisi ile ilgili ister iç siyasetle, isterse başka herhangi bir konu ile ilgili olsun tüm işlerimiz de bu kriterlere uygun davranmazsak işlerimizi sıkıntıya sokarız.  

Bir kısım arkadaşlarım görevlerine devam ediyor. Değişim ihtiyacı olan yerlerde bugüne kadar hizmet etmiş arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bizim bu kardeşlerimizle, yollarımızı kaybettik diye bir şey kesinlikle anlaşılmamalı. Biz buna sıradan, diğer partiler gibi bakmayacağız. Davada olay zaman zaman makam mevki değişikliğini gerektirebilir. Bundan dolayı da kimse üzülmemeli. Kime ne zaman hangi mevkide görev düşeceği belli olmaz. Belediyelerde de şimdiden bir takım düzenlemeler yapmaya başladık. Kritik gördüğümüz bir takım yerlerde mevcut isimlerin çekilmesi konusundaki kararımızı adım adım hayata geçiriyoruz. 

MECLİS'TEN GEÇECEK 

Ben de buradan bununla ilgili açıklama getireyim. Bunlar milleti tanımadıkları gibi kanun da bilmiyorlar. Şu anda nikahları kim kıyıyor. Bir kamu görevlisi olan belediye başkanı veya onun yetki verdiği nikah memuru. Bizim vatandaşlarımızın kahir ekseriyeti, resmi nikah kıydığı zaman onunla yetinmiyor, hocaya gidiyor, kayıt dışı bir nikah da orada kıyıyor. Bu gerçekleri göz önüne almak lazım. "Laikliğe aykırı" diyor. Batıda kilise bu işi yapıyor. Onları da örnek gösterirken bunu kendime zul addediyorum. İsteseniz de istemeseniz de bu Meclis'ten geçecek. Senin memurlarının lafını o Anadolu'daki kız dinlemez ama bir hocaefendinin lafını Anadolu'daki kız da erkek de dinler. Burada illa filanca caminin imamına, müftüye git diye bir şey yok. İstersen bekle belediyeyi, belediye ne zaman tarih verirse o zaman kıydırırsın. Bunlar da nikah üzerinden içlerindeki husumeti ortaya döküyorlar. Buradaki rahatsızlığın tek sebebi nikahı kıyacak kişinin din görevlisi olmasıdır. 

Nikahı müftü değil de, tapu müdürü, orman müdürü kıyacak olsa bunların hiçbirinin itirazı olmaz. Veysel hoca da gülüyor, "işi ormana yükleyecek" diye. 

2019 yılında yine biz kendimizle yarışacağız. Başarı çıtasını sürekli yükselttik. Zorlu bir imtihan bizleri bekliyor."