Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampusu'nda düzenlenen Türkiye Gençlik Zirvesi'nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Danıştay'ın öğrenci andı kararını eleştiren Erdoğan, "Kararı iyi niyetli görmüyorum. Andımız konusunda Danıştay'ın kararının ardından sosyal medyada, bazı yayın organlarında çıkanlar kararlılığımızı daha da arttırdı. İçerik itibarıyla bu metin, bu milletin kültürünü, bakışını ortaya koyan bir metin değildir. Bizim andımız İstiklal Marşı'mızdır. İstiklal Marşı'ndan daha güzel bir ant olabilir mi? Kimse Türklüğünü inkar etmiyor ki. Ben Türk'üm, Türkçü değilim. İslam, ırkçılığı reddeder" ifadelerini kullandı.

CHP’nin camileri ahıra çevirdiğini savunan Erdoğan, "Geçenlerde köşe başı kalemşörlerinden bir bayan, toplamış birilerini bir şeyler anlatıyor. 'Biz camileri ahır yapmışız' diyor. Yapmadınız mı? Sadece Fatih'in sur içi bölgesinde yüzlerce mescidi kapatıp ahıra dönüştürdünüz. Ben İstanbul'da belediye başkanlığı yaptım, bunları iyi bilirim” dedi.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"Cumhurbaşkanlığı Politika Kurullarından birisinde gençlerle ilgili alt kurul oluşturulmasını gündemimize alabiliriz. Buradan bu müjdeyi de gençlerimize veriyoruz. Devletin de toplumun da asli görevi gençleri tanımlamaktan ziyade anlamaya çalışmaktır. Gençlerle sürekli yüz yüze görüşmemiz, konuşmamız şart. Gençlerle buluşmaya hep önem verdim, vermeye de devam ediyorum. Gençlerin endişelerini ortadan kaldıracak politikalar geliştirmek bizim en önemli politikalarımızdan biridir."

"Gençlerimize yönelik çalışmalarımızın, dünya dönüşürken sabit kalması düşünülemez. Her şeyin öncelikli muhatabının öncelikle gençler olduğu ortada. Gençlerin hızına ayak uyduramazsak geride kalmaya mahkum oluruz. Gençlerimizin kaygılarını tespit edemezsek, yol göstericilik görevini yerine getiremeyiz. Gençlerin gerisinde kalan değil, onlara rota çizen bir anlayışla yürümeliyiz. Hepimizin ortak sorumluluğu, gençlerimizin, terör, uyuşturucu ve nihilizm tuzağına düşmeyecekleri bir hayatı hazırlamaktır. Gençlerin önündeki engelleri kaldırmanın çabası içinde olacağız. Gençlerin hayal dünyasını yasaklarla kısıtlamayı değil, alabildiğine genişletmeyi hedefliyoruz."

"Şu anda 81 vilayetimizin tamamında üniversite var. Şimdi niteliği artırmamız lazım. Yurt yatak kapasitemizi 663 bine çıkardık. Niye? Yavrularımız yer bulamıyordu? Onlara yer ayarlayalım dedik. Koğuş sisteminde kalıyorlardı. Hayır dedik, en fazla 3 kişi kalacaklar dedik. Harçlar yüzünden aileler eylem yapardı. Eğitim harçlarını kim kaldırdı? Biz kaldırdık. 16 yıl önce 45 liracık burs veriliyordu. Şimdi biz bunu ne yaptık? Ocak'tan itibaren lisans öğrencilerine 500, yüksek lisans öğrencilerine bin, doktora öğrencileri ise bin 500 TL alacak. Burs alan sayısı artıyor. Her isteyene kredi burs veriyoruz. Ama gençlerimiz istemiyor. Ya neden istemiyorsun? Faizsiz geri ödüyorsun? Bu seni bedavacılığa da alıştırmıyor. Her müracaat edene burs veya kredi veriliyor."

"218 kütüphaneyi modernize ediyoruz. Millet kıraathanelerini gençlerin istifadesine sunuyoruz. Rami Kışlası'nı Türkiye'nin en büyük kütüphanesi haline getireceğiz."

"Üniversiteye girişte büyük adaletsizlik sorunu da kat sayı problemiydi. Bu mağdurlardan biri de oğlumdu. Kılık kıyafet meselesini çözerek, üniversite kapılarındaki utanç sahnelerine son verdik. Kamuda başörtüsü sorununu ortadan kaldırarak gençlerimizin sorunla karşılaşmamasını teminat altına aldık. Silahlı Kuvvetler hariç, yargıda, emniyette olsun böyle bir sorun var mı? Yok. Bugün hem Meclis'te, hem kabinede, hem partimizde gençlerimizin önemli hizmetleri var. Geldiğimizde seçme yaşı 18, seçilme yaşı 30. Seçilmeyi önce 25, şimdi 18'e indirdik. Ben gencime güveniyorum demektir bu. Bir şeyi görmemiz lazım. Bu insanlar ya tarih bilmiyorlar. Bilmiyorlarsa öğrenecekler. Öyle bir deha Fatih Sultan Mehmet'e 13-14 yaşında babası padişahlığı verdi. Yaş geliyor 19, 20'ye bir çağı açıp bir çağı kapatıyor. Demek ki bu oluyor. Türkiye'nin siyasi, ekonomik, kültürel hayatında gençlerin varlığının en fazla hissedildiği dönemdeyiz. Şanlı geçmişimizden ders çıkararak istikbalimizi inşa edeceğiz."

ANDIMIZ KARARINA ELEŞTİRİ

"Andımız konusunda Danıştay'ın kararının ardından sosyal medyada, bazı yayın organlarında çıkanlar kararlılığımızı daha da arttırdı. İçerik itibarıyla bu metin, bu milletin kültürünü, bakışını ortaya koyan bir metin değildir. Bizim andımız İstiklal Marşı'mızdır. İstiklal Marşı'ndan daha güzel bir ant olabilir mi? Kimse Türklüğünü inkar etmiyor ki. Ben Türk'üm, Türkçü değilim. İslam, ırkçılığı reddeder. Bu metin ezanı Türkçe okutmak isteyenlerin metnidir. Gazeteci kılıklı provakatörler ekranlardan kin kusmaya başladı. Kimi sözde hukukçuların, televizyonlarda Türkçe ezan zulmünü bile tekrar dillendirenler oldu."

‘PSİKİYATRİNİN KONUSU’

"Koca Koca adamlar kara önlükler giyerek meydana çıktı. Yaşananlar bir histeri olayıdır. Bu eylemler siyasetin değil, psikiyatrinin konusudur. Kendini devletin yegane sahibi zanneden bu azgın azınlığın normalleşme ihtimali yoktur. Bunlar salon cumhuriyetçisidir. Bunlar millete aptal diyerek cumhuriyetimize zarar veriyor. Atatürk'ün resmini paradan kaldıran bunlar. İnönü, CHP'nin en önemli isimlerinden değil mi? Bay Kemal sen bunları bilmiyor musun?"

‘CAMİLERİ AHIRA ÇEVİRMEDİNİZ Mİ?’

"Geçenlerde köşe başı kalemşörlerinden bir bayan, toplamış birilerini bir şeyler anlatıyor. 'Biz camileri ahır yapmışız' diyor. Yapmadınız mı? Sadece Fatih'in sur içi bölgesinde yüzlerce mescidi kapatıp ahıra dönüştürdünüz. Ben İstanbul'da belediye başkanlığı yaptım, bunları iyi bilirim. Tarihlerinde her şeyi yaptılar, İstanbul Havalimanı gibi, Avrasya Tüneli gibi, Yavuz Sultan Selim gibi bir tane eserleri yok. Dikili ağacınız yok. Dikileni söktünüz."