34. İSEDAK toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün Yemen'de milyonlar aç, açık yaşıyorsa bunun sorumlusunu farklı yerlerde aramaya gerek yok. Sorumlusu kim, yine biziz, yani Müslümanlar, yani sözde Müslümanlar" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daimi başkanlığını yürüttüğü İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) 34. toplantısı İstanbul Kongre Merkezi'nde yapıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Özellikle medeniyetin, barışın ve iyiliğin ana vatanı Filistin'i, Filistin'in bütün alem-i İslam'ın göz bebeği Kudüs-ü Şerif'i selamlıyorum. Kudüs'ü muhafaza ve müdafaa için canlarını ortaya koyan Filistin'in genç evlatlarına kızlarına, kadınlarına, vatan hasreti ile 70 yıldır gözyaşı döken Filistinli mültecilere buradan selamlarımı gönderiyorum.

Hiçbir baskı, zulüm Filistinlilerin hürriyet ateşini söndürmeye yetmeyecek. İşgalciler hedeflerine ulaşamayacak. Müslümanlar olduğu sürece, hakkı, adaleti ve özgürlüğü savunan insanlar olduğu sürece inşallah Filistin de var olmaya devam edecektir.

'YEMEN'DE MİLYONLAR AÇSA SORUMLUSU BİZİZ, SÖZDE MÜSLÜMANLAR'

Geçmişte yaşanan her hadise Müslümanlar için iyi okunması gereken olaylar silsilesidir. Müslümanlar olarak halen 1. Dünya Savaşı'nın yol açtığı sıkıntılarla yüzleşiyoruz. 1. Dünya Savaşı'nın bitişinin 100. yıldönümünde yapmamız gereken tarihten ders çıkarmaktır.

Bugün Yemen'de milyonlar aç, açık yaşıyorsa bunun sorumlusunu farklı yerlerde aramaya gerek yok. Sorumlusu kim, yine biziz, yani Müslümanlar, yani sözde Müslümanlar.

Tarih bizler için asla olmuş bitmiş olaylar bütünü değil, kuvvet, cesaret ilhamla beraber ders aldığımız bir ibret vesikasıdır. Geçmişte yaşanmış her hadise, acı, tatlı her vaka biz Müslümanlar için iyi okunması iyi analiz edilmesi, üzerinde hassasiyetle düşünülmesi gereken bir olaylar silsilesidir.

Suriye'den Irak'a, Yemen'den Filistin'e kadar tüm bölgede, yaşadığımız krizin, gerilimin, kan ve göz yaşının temelinde Büyük Savaş ile yapılan dizayn vardır.

Coğrafyamıza zerk edilen hastalıkların başında ırkçılık ve mezhepçilik geliyor. Sınırları kanla çizilmiş olan bu coğrafyada gönüllerimize yeni hudutlar, yeni duvarlar örmemeliyiz.

'Bir damla petrol bir damla kandan daha değerlidir' diyenlerin tuzağına artık düşmemeliyiz. Farklılıklarımızı kaşıyarak bizleri birbirimize kırdırmaya çalışanların oyunlara artık gelmemeliyiz.

'BM SİSTEMİNİN REFORME EDİLMESİ ŞART'

BM Güvenlik Konseyi'nin daha çok daimi üyelerin çıkarlarını koruduğunu yakından tecrübe etti. 5 daimi üye, onlardan biri ne derse herkes onu yapmaya mahkum. Kutuplardaki balinaların sayılarını düşündükleri kadar Somalili aç çocukların hayatını düşünmediklerine şahit oldum. Para, petrol, elmas dışında değer verdikleri pek az değer olduklarını biliyoruz. Artık biz 1. Dünya Savaşı sonrası dünyada yaşamıyoruz. Yeni bir dünya kuruldu. 5 tane daimi üye, 15 geçici üye ile kimse kimseyi aldatmasın. 15 geçici üyenin orada bir kıymeti harbiyesi yok. Her şey 5 üyenin hatta onların içindeki bir üyenin iki dudağı arasında. BM sisteminin reforme edilmesi şarttır.

Vatandaşlarımızın Kudüs'ü ziyaretlerini teşvik ederek, işgalcilerin Kudüs'ün kandillerini söndürmesine önce biz engel olacağız. Bir masumu öldürmeyi bütün insanları öldürmek gibi gören bir inancın müntesipleri olarak yargısız infazlara, vahşi cinayetlere başkalarından önce biz itiraz edeceğiz. Dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın zulüm ve adaletsizliğe önce biz sesimizi yükselteceğiz.

'BERLİN'DEN PARİS'E, BRÜKSEL'DEN MOSKOVA'YA TERÖRİSTLERİN MASUMLARI ÖLDÜRMESİNE KARŞI ÇIKACAĞIZ'

Suriye'deki krizi başkaları değil, biz hal yoluna koyacağız. Berlin'den Paris'e Brüksel'den Moskova'ya nerede olursa olsun teröristlerin masumları öldürmesine biz karşı çıkacağız. FETÖ, PKK, El Kaide, EL Şabab gibi terör örgütleri üzeridnen geleceğimizin karartılmasına önce biz hayır diyeceğiz. DEAŞ bahanesiyle bölgemizde yeni terör devletleri oluşturulmasına biz karşı çıkacağız. Zulüm ve adaletsizliğe önce biz sesimizi yükselteceğiz.

İSEDAK'a üye ülkeler olarak ticaretimizi ne kadar çok artırırsak o kadar güçlü oluruz. Gümrüklerimizdeki altyapıları modernleştirmemiz, gümrük işlemlerini basitleştirmemiz lazım.

Aramızdaki ticarette milli para birimleri kullanmamız, emperyalist prangaları parçalamamız bakımından son derece önemlidir.

İslam İşbirliği Teşkilatı içi ticareti yüzde 25'e çıkarmaya verdiğimiz önemin altını bir kez daha çizmek istiyorum. İslam ülkeleri, tercihli ticaret sisteminin yürürlüğe girebilmesi için ilgili ülkeleri taviz listelerini güncellemeye ve diğer prosedürleri tamamlamaya davet ediyorum.