Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransız Le Monde gazetesine konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vize muafiyeti uygulanmazsa sığınmacı anlaşması devam etmez" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminde Batı'nın Türkiye'yi yalnız bıraktığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Fransa'da Charlie Hebdo saldırısı sırasında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun Fransa'ya giderek destek gösterisine katıldığını hatırlattı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan buna karşın hiçbir Batılı liderin bu dönemde Türkiye'ye gelmediğine dikkat çekti. 

Erdoğan darbe sürecinde Batılı ülkelerin tutumunu da eleştirerek, "Batılılar, Türkleri yalnız bıraktı" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Klişe kınama cümleleri yeterli değildi. onları buraya beklerdim" ifadesini kullandı.

ERDOĞAN: SİZE GÖRE PUTİN DOĞULU MU?

Erdoğan, Le Monde'un "Kendinizi Putin'e Batılı politikacılara olduğundan daha yakın mı hissediyorsunuz?" sorusu üzerine önce "Size göre Putin Doğulu mu?" diye yanıt verdi.

"Rusya hem Avrupa hem de Asya ülkesi. Bu konuya böyle bakıyoruz. Batı dünyası Rusya'yı dışlamayı denedi, bizi değil" yanıtını veren Erdoğan, "9 Ağustos'ta gerçekleştirilecek görüşme Türkiye'deki darbe girişiminden önce planlanmıştı. Eminim ki Putin'le gerçekleştireceğimiz görüşme bu görüşme ülkelerimizin ilişkilerinde yeni bir aşamanın başlangıcı olacak."

‘ESED İKTİDARDA KALDIKÇA, SORUNA ÇÖZÜM BULUNAMAZ’

Erdoğan, “Rusya ile yakınlaşma, Suriye’deki Esad rejimine yönelik tavrınızı değiştirebilir mi?” sorusu üzerine ise şu değerlendirmeleri yaptı:

“Suriye sorununun çözümü en önemli aktörlerin harekete geçmesini gerektiriyor: Rusya, Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Katar ve ABD. Biz daima bu soruna birlikte ve hızlı bir çözüm önerdik. Ancak (Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad) Esed iktidarda kaldıkça, soruna çözüm bulunamaz.

Esed’in gitmesi gerekiyor. Bu olduktan sonra, hepimiz için kabul edilebilir bir isim üzerinde uzlaşabiliriz. Esed’in katılmadığı bir seçim de düzenlenirse, bir geçiş mümkün olur. Böyle bir çözüm için daha önceden hazırlıklarımızı yaptık.

‘600 BİN VATANDAŞININ ÖLÜMÜNDEN SORUMLU BİRİ BİZİM DESTEĞİMİZDEN FAYDALANMAMALI’

Suriye’de 600 bin insan öldürüldü. Bunun sorumlusu kim? Esed. 600 bin vatandaşının ölümünden sorumlu biri bizim desteğimizden faydalanmamalı. Buna rağmen bazıları onu (Esad) destekliyor. Eğer demokrasiye inanıyorsak bu oyunu oynamamalıyız. Başka bir yöne gitmeliyiz.

'BU ÜLKEYİ YÖNETEBİLECEK BAŞKA BİRİ YOK MU?'

Ve inanıyorum ki Batı dünyası, bu sorun konusunda bize ders vermeye kalkışan- Almanya, Fransa ya da İngiltere olsun, hepimiz birlikte ve tabi ki önemli bir aktör olan Rusya ile de bir arada olmak üzere, bir masanın etrafında bir araya gelmeli ve neden 600 bin insanın neden öldüğünü kendimize sormalıyız. Beni üzen bu. 600 bin kişinin katledildiği gerçeği, bizi Esed’i desteklememeye teşvik etmeli. Bu ülkeyi yönetebilecek başka biri yok mu?

‘DİYORLAR Kİ, ESED (ESAD) GİDERSE DAEŞ GELİR. BU OLMAZ’

Bize diyorlar ki, Esed giderse DAEŞ (IŞİD) gelir. Böyle bir şey olmaz. Nasıl DAEŞ’e karşı birlikte mücadele ediyorsak bu rejime karşı da birlikte mücadele edebiliriz. Suriye halkına istediği adayı seçme şansını vermek bizim görevimizdir. Tek çözüm bu. Suriye halkına güvenmiyoruz deyip başkalarının Suriye’nin kaderini kararlaştırmasına izin veremeyiz."

​Konuya ilişkin son açıklama ise AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'den gelmişti.

Alman “Tagesspiegel” gazetesine konuşan ve Türkiye-AB mülteci anlaşmasını savunan Juncker, vize serbestisiyle ilgili ise şöyle konuşmuştu:
 
“Bu konuda AB Komisyonu başından beri çok açık tavır koydu ve bizim tavrımızda bir değişiklik yok. Türkiye 72 şartı yerine getirmeyi kabul etti. Bu yerine geldikten sonra Türk vatandaşlarına vize uygulamasını kaldıracağız.
 
“Vize serbestisinin ne zaman uygulamaya konulacağı, önemli ölçüde Türkiye’nin elinde. Biz her zaman gerekli reformlarda destek vermeye hazır olduğumuzu ilettik. İnsan hakları, ifade ve basın özgürlüğü konusunda bizim pozisyonumuz çok açık.”