Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin düzenlediği "Türkiye İnovasyon Haftası" açılış programında yaptığı konuşmada 'dar elbise' mevzuuna ve yine, isim vermeden, Muhteşem Yüzyıl dizisine atıfta bulunarak açıklamalarda bulundu.


'DAR ELBİSEYİ REDDEDİYORUZ'

Bu toprakların medeniyetinin örnek alınan bir medeniyet olduğunu, buna karşın "başka milletleri taklit eden bir millet" haline getirilmeye çalışıldığını kaydeden Erdoğan, "Biz bu oyunları ve bizimle ilgili tüm planları boşa çıkarıyoruz. Giydirilmek istenen o dar elbiseyi reddediyor, ufkumuzun sınırlarını aşıyoruz. Dünyanın neresine giderseniz gidin 'made in Turkey'i görürsünüz. Bu dünyada artık Türkiye var ve inşallah ebediyen var olacaktır," dedi.

Erdoğan, 2023 yılında Türkiye’nin ilk 10 büyük ekonomi içinde yer alacağını, milletin "başı dik mağrur ve muzaffer bir millet olmak zorunda" da olduğunu kaydetti.

'TARİHİMİZ HAREMDEN İBARET DEĞİL'

Erdoğan 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi konusunda yaptığı açıklamalar sonrası tekrar gündeme gelen tartışmalara da isim vermeden değinerek şunları belirtti:

"Bizim tarihimizde nice büyük âlimler ve gönül insanları var. Birileri bizim tarihimizin savaştan, kılıçtan, entrikadan, iç çekişmeden, maalesef haremden ibaret olduğunu iddia ediyor. Bizden olmayan birileri son derece kasıtlı şekilde bizim tarihimizi bize böyle anlatmaya çalışsa da biz kendi tarihimizi böyle göremeyiz, görmeyeceğiz.

"Fetih dediğiniz kavram savaşarak, birilerin boynunu kopararak, işgal ederek, sömürmek için yeni topraklar elde etme girişimi değil, tam tersine kapıdan önce kalpleri açma girişimidir. Fetih, sevgi medeniyetini yakın uzak diyarlara taşımaktır. Kılıcın değil kalemin egemenliğine inanmaktır. Onun için İstanbul’un fethinde Bizans’ın hanımları Fatih Sultan Mehmet’i, Akşemseddin’i karşılarken, 'Başımızda kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi arzu ederiz' demişlerdir. Çünkü birinde adalet birinde zulüm vardı.

"Bizim tarihimiz konuşulurken sadece savaşlar gündeme getiriliyor. Sanki tarihimiz savaşlardan, entrikalardan ve haremden ibaretmiş gibi gösteriliyor. Bizim tarihimize yön veren kalemden ve kitaptan kimse bahsetmiyor, bahsetmek istemiyor."