Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Büyükelçiler Konferansı'nda konuştu. Erdoğan konuşmasında, ABD'nin yaptırımlarına ilişkin olarak, "Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi ekonomide de bir kuşatma ile karşı karşıya kalarak Gezi olayları ile başlayan 17-25 Aralık'la devam eden 15 Temmuz'la bir üst aşamaya taşınan saldırıların devam edeceği açıktır" dedi. 

"Döviz kurundaki gelişmelerin ekonomik temelinin olmadığını, ülkemize saldırı niteliği taşıdığı herkesin tespitidir" diyen Erdoğan, "Dünya Ticaret Örgütü var, atılan adımların bu örgütün umdeleriyle alakası var mı? Ben yaptım oldu diyemezsin. İstediğin kadar başkan ol. Akşam yatıp sabah kalkıp demir çeliğe şu kadar vergi koydum diyemezsin. Bir yandan stratejik ortak olacaksın, diğer yandan ayağına kurşun sıkacaksın. Böyle bir şey kabullenebilir mi? Bizim bunlara eyvallah dememiz mümkün değildir" açıklamasında bulundu. 

Bazı sosyal medya kullanıcıları hakkında inceleme başlatılmasına da değinen Erdoğan, "Sosyal medya üzerinden birçok ekonomik terör kişilikleri var" dedi

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle: 

"İç siyasette olduğu gibi dış politikada yoğun bir gündemin içinde olduk. Makamında oturan değil, koşan, koşturan, terleyen bir cumhurbaşkanı olmaya çalışıyoruz. Yurtdışında da ülkemizin gücüne güç katmak için gayret sarfediyoruz.

Büyükelçiler Konfrensının konumu farklıdır. Tüm büyükelçilerimizin aynı çatı altında buluştuğu, ufkunun çizildiği önemli bir platform haline geldi. Bu seneki toplantının daha öncekilerden farkı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk konferansı olmasıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ülkemizin ihtiyaçlarına en uygun modeldir.

Millet sandığa giderek hem yasamayı hem yürütme organını belirlemiştir. 

Dünyanın birçok bölgesinde gerilimlere hatta kanlı çatışmalara sebep olacak değişim Türkiye'de tam bir demokrasi şöleni halinde gerçekleşmiştir. 

İnsanı motive temeyen hiçbir model başarılı olamaz. 

Sistem ne kadar mükemmel olursa olsun, başarısını ya da başarısızlığını belirleyecek olan insandır. İnsanı dikkate almayan hiçbir sistem başarılı olamaz. Yeni yönetim sisteminin de başarı çıtasını insan belirleyecektir. Sistemin pürüzsüz şekilde işleyebilmesi için tesis edeyeceğimiz anlayış ile mümkündür. Herkes tam bir koordinasyon içinde büyük ve güçlü Türkiye ideali için çalışma, üretmek zorundadır. Yersiz kaygılardan ve koordinasyon eksikliğine asla tahammülümüz yoktur. 

SİYASETİN VESAYET ELİNE GEÇMESİNE İZİN VERMEDİK

Demokrasimiz 16 yılda parmakla gösterilecek konuma geldi.

Türkiye'nin son yıllarda elde ettiği uluslararası zaferlerde siz büyükelçilerin de büyük payı bulunuyor. Harici teşkilatı güçlü olmayan devletin beynelminel ilişkilerde güçlü olması beklenemez. Birikimleriyle, özgüvenleriyle bizim diplomatlarımızın güçlerini ve kabiliyetlerini gayet iyi tanıdım ve biliyorum. Bu kadroyu yeteri kadar etkin şekilde kullanamadığımıza da inanıyorum. Sizlerden daha büyük gayretler ve sonuçlar bekliyoruz. 

Görünen köy kılavuz istemez. Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi ekonomide de bir kuşatma ile karşı karşıya kalarak Gezi olayları ile başlayan 17-25 Aralık'la devam eden 15 Temmuz'la bir üst aşamaya taşınan saldırıların devam edeceği açıktır. Son yıllarda terörden ekonomik manipülasyonlara maruz kalmamızın sebebi milli menfaatler konusunda tavizsiz tutum takınmamızdır. Siyasetin yeniden vesayetin eline geçmesine izin vermedik. Terör örgütleri üzerinden kurulan oyunları deşifre edip önüne geçtik. Suriye'de etrafımızda oluşturulmaya çalışan terör koridoruna izin vermedik.

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN BİRÇOK EKONOMİK TERÖR KİŞİLİKLERİ VAR

Döviz kurundaki gelişmelerin ekonomik temelinin olmadığını, ülkemize saldırı niteliği taşıdığı herkesin tespitidir. Dünya Ticaret Örgütü var, atılan adımların bu örgütün umdeleriyle alakası var mı? Ben yaptım oldu diyemezsin. İstediğin kadar başkan ol. Akşam yatıp sabah kalkıp demir çeliğe şu kadar vergi koydum diyemezsin. Bir yandan stratejik ortak olacaksın, diğer yandan ayağına kurşun sıkacaksın. Böyle bir şey kabullenebilir mi? Bizim bunlara eyvallah dememiz mümkün değildir. Yaşadıklarımızın krizlerle ilgisi yoktur. Bambaşka bir durum ile karşı karşıyayız. Şu anda bizim bu olaylar karşısında temkinli şekilde attığımız adımlar var, atacağımız adımlar var, çeşitli planlarımız var. Biz kur şöyle oldu, böyle oldu demek suretiyle battık, bittik böyle bir şey yok. Türkiye'nin ekonomik dinamikleri sağlamdır. Bu konuda rahat olun.

Ülke olarak serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermedik. Sosyal medya üzerinden birçok ekonomik terör kişilikleri var. Bunlara karşı da yargımız tedbirlerini almıştır, üzerine gidiyor. Sen benim hafıza kayıtlarımı nereden okuyorsun? Neye göre bunu söylüyorsun? Bunlar ihanet şebekesi. Ama biz bunlara yüz vermeyeceğiz. Gereği neyse gereken bedeli ödeteceğiz. Bunların da inlerini başlarına geçireceğiz.

Türkiye'yi milyonların umudu haline biz getirdik. Ülkemize yönelik artan saldırıların hedefi asla şahıslar, partiler, kurumlar değildir. Her alanda böylesine düşmanca tavır içine girilmesinin gerekçesi yoktur. Burada amaç bağcıyı dövmek, bağcının dişlerini dökmek, ciğerini sökmektir. Türkiye'nin hedeflerinden vazgeçirmektir. Hangi bahene ile yapılırsa yapılsın operasyonun gerçek hedefi budur. Bu saldırılardan alnımızın akıyla çıkmamız milletimizin desteğiyle mümkündür. Kalıpları aşmak, ezberleri bozmak zorundayız. Ya bir yol bulacağız, ya bir yol bulacağız. Bunun başka çıkışı yok. Bu oyunu hep birlikte bozacağız. 

AMAÇ BAĞCIYI DÖVMEK

Hukuk namına hukuksuzlukları bize kimse dayatamaz. Bizim kırmızı çizgilerimiz bellidir. Gazi Mustafa Kemal'in ifadesiyle "Yurtta sulh cihanda sulh" temel prensibimizdir. Devletlerin başarısının sırrı savaşa hazır olmaktır. Biz hazırız, her şeyimizle hazırız. 

Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek hatta mümkün bağcının dişlerini dökmektir. Burada amaç Türkiye hak ve adalet arayışlarından vazgeçirmektir. 

Hangi bahaneyle yapılırsa yapılsın hangi cafcaflı laflarla süslensin operasyonun gerçeği budur. 

Kalıpları aşmak, ezberleri bozmak, alışkanlıkları değiştirmek zorundayız. Ya bir yol bulcağız, ya bir yol bulacağız. Bu oyunu bozacağız. 

Birilerin ihsanına lütfuna borçlu değiliz. Her zaferimizin altında milletimizin alın teri vardır, kanı vardır. 

Aktif bir dış politikanın en önemli icracılarının başında siz büyükelçilerimiz geliyorsunuz. 

Devletlerin başarısının sırrı şayet barış istiyorlarsa savaşa hazır olmalarıdır. 

Körfez'deki akrdeşlerimize kadar ikili işbirliklerinden bölgesel krizlerin çözümüne kadar yoğun işbirliği içerisindeyiz."