Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'daki barış mitingine yönelik, katliama yol açan canlı bomba saldırılarını IŞİD'in yaptığını söyleyenlere tepki göstererek, "Gar'ın önünde yaşanan olay, terörün nasıl kolektif uygulandığını gösteren bir olaydır. Kalkıyorlar 'Burayı DAEŞ yaptı, bilmem kim yaptı'. Bu tamamen kolektif bir terör eylemidir. Burada DAEŞ de var, PKK da var, burada el Muhaberat da var, burada Suriye'nin kuzeyindeki PYD terör örgütü de var. Hepsi beraber ortak olarak bu eylemi planlamışlardır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hak-İş Genel Kurulu’ndan konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Şimdi televizyonlara çıkıp pervasızca edepsizce diktatör kavramını kullananlar var. Allah aşkına soruyorum. Bunlara sormak lazım siz 28 Şubat’ta neredeydiniz? 12 Eylül’de neredeydiniz? 12 Eylül’ün paşası cumhurbaşkanlığı yaparken bir kez olsun bu kelimeyi kullanabildiniz mi? 28 Şubat’ta o brifinglere gittiğinizde kullanacaktınız. Kullandınız mı? Gerçek diktatörlere bir kez olsun diktatör diyebildiniz mi? Diyemezler, diyemediler. Çünkü bunlar cennet mekan Sultan Abdülhamit Han’a diktatör diyenlerin adeta neslidir, onların devamıdır. Bunlar merhum Özal’a diktatör diyenlerin neslidir. Hiç değişmez, aynı şablon, aynı slogan devam ediyor.

Bu tür sıfatlar kullanan kişiler ikiyüzlüdürler. Milletim kimin ne olduğunu biliyor. Bunlar hiçbir zaman millete konuşmadılar. Bugün de millete konuşmuyorlar. Bunlar başka yerlerde iş tutuyorlar. Mesajlarını başka yerlere veriyorlar. Kendi hesaplarınca, uluslararası çevrelerle, oralardaki bir takım kuruluşlarla söylem birliğine girip güya burada operasyon yapacaklar, algı operasyonu yapacaklar. Onların kimlerle yürüdüklerini biz çok iyi biliyoruz.

Biz akşam olduğunda çevremize bakıp bize şu neyi bu neyi demiş diye soranlardan değiliz.

Biz kendisine, bugün Allah için ne yaptın, bugün milletin için ne yaptın diye soranlardanız. Eğer bu saldırılar karşısında boyun eğersek, korkarsak, Allah korusun geri adım atarsak şu 40 yıllık emeğe haksızlık ederiz, onlara karşı çok büyük mahcubiyet yaşarız. Biz elbette onların metotlarını, araçlarını, edep yoksunu dillerini kullanamayız. Onlar her gün yalan söyleyecek, biz her gün doğruyu savunacağız. Onlar sırtlarını, burası çok önemli… Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan paralel yapılara dayayacaklar. Bir takım medya kuruluşlarına, manşetlere, silahlı terör örgütlerine dayayacaklar. Biz sırtımızı önce hakka sonra halka dayayıp öyle yürüyeceğiz."