T24 yazarı Atilla Dorsay, artık 'sembolik' değil, 'fiili gücü' olan bir cumhurbaşkanı olduğunu söyleyen Tayyip Erdoğan'ın en çok sevdiği ve kullandığı kelimeye dikkat çekti: "Son günlerde birkaç günlük şaşkınlık ve sessizlikten sonra yeniden hız kazanan beyanatlarını okuyorum da, hemen gözüme takılıyor: 'bunlar'."

Dorsay'ın, Erdoğan'ın bu 'en çok sevdiği' ve kullandığı kelimeye ilişkin yazısının bir kısmı şöyle:

[...]Evet, RTE için Türkiye’nin büyük çoğunluğu artık bu sözcükle anlatılabilir: “bunlar”. Başka bilgiye gerek var mı? “Bunlar” ona biat etmişlerin, kimi zaman en saf biçimde korudukları o ilk dönemin ideallerine bağlılıkları, ama çokluk ona ve temsil ettiklerine midelerinden angaje oldukları için RTE amigoluğunu koruyanların dışında kalan herkestir.

Yani son seçimin o % 60’a varan AKP karşıtları. Ve AKP’nin içinde bile, o dediğim temiz kalmış, idealist kalmış seçmenler.

Yani “bunlar” elbette Gezi olaylarını en halisane duygularla, başta “üç beş ağacı korumak için” başlatan o gencecik ve temelde apolitik topluluklardır. Kısa zamanda onlara eklenen ve baskıya karşı direnen daha bilinçli bir büyük kitledir.

“Bunlar” tüm o Gezi ve daha sonrasının tüm ülkeye yayılan özgürlük şehitleridir. Ki şimdilerde yine RTE’nin kendisine ve tek adamlığına zemin  hazırlamak için ülkeyi soktuğu iç savaşta hergün ölmektedirler: polisler, askerler, köylüler...“Bunlar” halkın bağrından gelen yeni isyancılardır: Havva ana’nın şahsında temsil ettiği...

“Bunlar” artık tümüyle uyanmış ve nasıl aldatıldıklarını kavramış, eski “Yetmez, ama Evet” diyen ya da barış için kariyerlerini ve kişiliklerini ortaya koyan Akil Adam’lardır. Ki şimdi nasıl bir oyuna getirildiklerini acı acı farketmektedirler. “Bunlar” artık tüm aydınlar, tüm düşünenler, tüm sağduyu sahipleri, tüm gerçek özgürlük ve demokrasi aşıklarıdır.

Ve sadece son birkaç günün konuşmalarına bakarsak, örneğin  “Bunlar anayasa sınırları nedir bilmezler”, “Bunlar söylediklerini ispat etmek zorundadırlar”, “Bunlar, küçük nefislerin esiri olanlar, bizim ilişkimizi anlayamazlar, tanımlayamazlar”, “Bunlar ‘Beştepe anayasal sınırlarına çekilmeli’ der dururlar”, “Bunların siyasetteki mazisiyle bizim siyasetteki mazimizi mukayese etmem”.

Ve bu monolog sürer gider: “Bunlarla ilgili süratle kırmızı bülten çıkacaktır”, “Bunlar hep bana ‘tarafsız olacaksın’ derler. Ben tarafsız olmayacağım, milletimin tarafında olacağım”, “Bunlar ne derse desin, biz bildiğimizi yaparız”....

Ayrıca ‘bunlar’ elbette cemaattir, Ergenekon’dur: hem arkasındaki ‘paralel devlet’le, hem de uzun yıllara yayılan asker kurbanlarıyla...’Bunlar’ kuşkusuz ‘uluslararası lobi’dir, İsrail’dir, ‘affedersiniz Ermeni’lerdir...Tüm Kürtler’dir: seçimle 80 milletvekili çıkarmış HDP’nin de bu açıdan PKK’dan farkı yoktur!...

Özetle ‘bunlar’ Erdoğan’ın karşısında varsaydığı tüm Türkiye’dir, neredeyse tüm dünyadır. Vehmin kıvamına, benmerkezciliğin derecesine bakar mısınız?

En sonuncu örneklerden  biri şu sözleridir: “Bunlar terorist ise, adi suçlar işlemişse, bunları oradaki tüm emniyet mensuplarına, adli görevlilere bildirecek olan sizlersiniz”. Bu lafları tam beşinci kez Saray’da topladığı muhtarlara konuşmasında söylediğini biliyorsunuz.

Yazının tamamına gitmek için tıklayınız