AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği'nin düzenlediği 16. İmam Hatipliler Kurultayı'nda konuştu. İBB'nin vakıfların kaynağını kesmesine değinen Erdoğan, "Özellikle uzun yıllar sonra el değiştiren İstanbul Belediyesi gibi yerlerde 28 Şubat dönemini hatırlatan uygulamalara imza atılıyor. FETÖ vari taktikler kullanılarak öğrencilere yurt sağlayan kuruluş, vakıf, derneklerimiz hedef haline getiriliyor" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Tek parti döneminde kapatılan bu okulları yeniden açan şehit başbakan Adnan Menderes'e rahmet diliyorum.

Bu okulları üç beş kendini bilmezin insafına terk etmedik.

Belediye başkanlığından başbakanlık ve cumhurbaşkanlığına dek üstlendiğimiz tüm görevlerde İmam Hatip neslinin yetişmesine özel önem gösterdik.

Dört evladımın dördünü de İmam Hatip okullarına gönderdim.

Son nefesimi verene dek bir İmam Hatipli olmanın onurunu şeref payesi olarak taşıyorum.

Son seçimlerde bazı şehirlerdeki sonuçların ardından İmam Hatip hazımsızlığının nüksettiğini görüyoruz.

Özellikle uzun yıllar sonra el değiştiren İstanbul Belediyesi gibi yerlerde 28 Şubat dönemini hatırlatan uygulamalara imza atılıyor.

FETÖvari taktikler kullanılarak öğrencilere yurt sağlayan kuruluş, vakıf, derneklerimiz hedef haline getiriliyor.

İETT’de şu anda sakallarla uğraşmaya başladılar. Bunları 12 Eylül’de yaşadık.

Seçim döneminde takınılan özgürlük maskesi yerini baskıya, tahammüzlüğe, faşizme bıraktı.

Seçim öncesi ‘Kimsenin aşıyla ekmeğiyle uğraşmayacağız” diyenler binlere insanı işsiz bıraktı. Sevgi ve kucaklaşma sözlerinin yerini Suriyelilere verilen bir tas çorbaya göz diken, bölücülere gösterdiği empatiyi evladı dağa kaçıralan analardan eksik eden vicdansız, nobran bir zihniyet aldı.

Taksim'de 12-13 ağacın yeri değiştiriliyor diye kıyametler koparanlar...Ormanlarımız yakıldı. PKK bu ormanların yakılışını üstlendi mi, üstlendi. Peki bu ormanların yakılışını üstlenen PKK'ya karşı acaba şu anda çevre dostları niçin kalkıp da bunlara karşı 'Durun' demiyorlar? Dürüst değiller, samimi değiller.

Hatırlayın Cumartesi Anneleri’ni… Yazarı vs. evlatları dağa kaçırılmış annelerin yanına neden gitmiyorlar? Çünkü ikiyüzlüler. Üç beş ağacın taşınması için kıyametler koparanlar, ormanların yakılışını PKK üstlendi. Acaba çevre dostları neden bunlara dur demiyor? Biz elif gibi dimdik duracak ve yolumuza devam edeceğiz. Biz Diyarbakır'daki malum partinin il binası önünde bekleyen anaların yanındayız. Bu terör örgütü kaçacak biz kovalayacağız. Er veya geç bu işin hesabını soracağız. Bazı sanatçılar sağ olsun Diyarbakır'a gittiklerinin haberini aldım. Şahsım adına onlara teşekkür ediyorum. Burada milletimizin uyanışı çok önemli.

Türkiye, Allah ve ahlak demenin yasak olduğu ızdırap dolu günlere şahitlik etti. Bu ülkede insanlar kılık kıyafetinden dolayı polis tarafından sokaklardan toplandı. Camilerin emlak niyetine satıldığı, Kuran kurslarının kapatıldığı günler oldu. Kuranı Kerim’in tren vagonlarında gizli saklı bir şekilde öğretildiği günler geçirildi. Milletin ölüsünü yıkayacak gassal bulunamadığı zamanlarımız oldu.

İnönü, Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu'na ‘Cenazeleri yıkayacak gassal yetiştirmek için okullar açmanı istiyorum’ diyor. İmam hatiplerin bir vesileyle açılması da böyle. Onun için de imam hatip bazı hocalarımız bize "Siz ölü yıkayıcısı mı olacaksınız?” derlerdi. Bizim onurumuzla oynamaya çalıştılar. Onların gassal diye düşündüklerinden Cumhurbaşkanı çıktı, Başbakan çıktı.

3 Kasım 2002'de vesayet kapısı bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Bu millet bir daha asla yeni 27 Mayıs'ların, 12 Eylül'lerin, 28 Şubat'ların yaşanmasına izin vermez.

Bugün milletin yanında devlet de imam hatipleri sahipleniyor.