Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya İnsan Hakları kapsamında Ankara'da düzenlenen etkinlikte açıklamalarda bulundu.

“Her şeyden önce bizim için önder diye baktığımızda geçmişten bugüne dediğimizde tek önderimiz sevgili peygamberimiz Hz. Mustafa'dır. Hak, hukuk, adalet dediğimiz her şeyde onda vardır” diyen Erdoğan, ”İnsani gelişim endeksinde Türkiye artık çok yüksek insani gelişim seviyesinde yer alıyor" iddiasında bulundu.

Erdoğan, "Hak, hukuk, adalet, bu üç kavram biliyorsunuz bizim olmazsa olmazımızdır. Bir liderin, bir cumhurbaşkanının da dikkat etmesi gereken, üzerinde hassasiyetle durması gereken konu budur. Burada insanlığın bütün meseleleri saklıdır” dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:

‘ALLAH KATINDA EN KIYMETLİ OLAN ONDAN EN ÇOK KORKANDIR’

"Dünyanın insan hakları talepleri aslında bize uzak veya yabancı değildir. Dikkat ederseniz bu konudaki en büyük mücadeleler insana en büyük zulümlerin yapıldığı yerlerde yapılmıştır. Ülkemizin meşru terörle mücadele hakkını insan hakları başlığı altında eleştirenlerin geçmişinde her türlü utanç verici leke mevcuttur."

"Yargı Reformu Strateji Belgesi ile insan hakları alanındaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnsani gelişim endeksinde Türkiye artık çok yüksek insani gelişim seviyesinde yer alıyor."

Erdoğan konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı:

*Cumhurbaşkanı olma yolunda olmazsa olmaz nelerdir? Cumhurbaşkanı olmak isteyen biri neleri göze almalıdır?

 "Hak, hukuk, adalet, bu üç kavram biliyorsunuz bizim olmazsa olmazımızdır. Bir liderin, bir cumhurbaşkanının da dikkat etmesi gereken, üzerinde hassasiyetle durması gereken konu budur. Burada insanlığın bütün meseleleri saklıdır. Biz yola çıkarken de ülkemizin ayağa kalkışını eğitim, sağlık, adalet ve emniyet ayakları üstünde kaldıracağız. İşin ekonomik boyutu da var. Alınan ilerlemeler de çok açık ve net ortada. Geldiğimiz mesafe ortada. Israrla söylüyoruz, Türkiye'yi dünyada ilk onun içine sokmak. Biz G20 zirvesinin üyesi ülkelerden biri olmuşsak, dünyada 17. sıraya tırmanmış, Avrupa'da ise  6. sırada yer alır hale geldiysek bunlar gayretle oldu. Şimdi hedef ilk 10'a girmek. Satın alma paritesine bakınca 13. sırada yer alıyoruz ama bu bize yeterli değil."

*Dünya tarihinde beğendiğiniz liderler kimlerdir?

" Ben geçmişten bugüne bakmak gerekir. Her şeyden önce bizim için önder diye baktığımızda geçmişten bugüne dediğimizde tek önderimiz sevgili peygamberimiz Hz. Mustafa'dır. Hak, hukuk, adalet dediğimiz her şeyde onda vardır. Ardından adaletin de timsali olarak 40. Müslüman Hz. Ömer bu yönüyle çok büyük önem arz ediyor. Çağımıza doğru yaklaşınca Osmanlı'da Selçuklu'da örnek liderlerimiz var.

Cumhuriyetimizin kuruluşunda Gazi'nin önemli bir yeri var. Bunlar dönemlerine damgalarını vurmuşlar. Bu şu anda yaşayan liderler noktasına baktığımızda da şu andaki liderlere bakıyorum, oturuyoruz, konuşuyoruz falan biraz dara zora giriyoruz. Tabii bölgesel olarak öyle liderler var ki gerçekten gizli ajandası yok ama öyle liderler de var ki gizli ajandaları var.

Mesela Körfez'de ben genç dinamik olması sebebiyle Şeyh Temim'i beğenirim.  Özellikle nerede darda aklan bir ülke varsa onların yanında. Avrupa'ya girdiğimizde şu anda ciddi manada lider krizi, lider boşluğu var. Şu örnektir diyebilecek cesareti bulamıyorum. Başbakanlığımın ilk dönemlerinde beğendiğim lider Almanya'nın Schröder'dir. Reformları yapmıştır, reformların bütün verimliliğini Merkel kullanmıştır. Ama gerçekten önemli bir isimdi. Üzerinde spekülasyonlar olmasına rağmen İtalya'da Berlusconi beğendiğim liderlerden biri olmuştur.

İş birliği yapma gücü itibariyle de İtalya'da Berlusconi ile attığımız adım ama Afrika'ya doğru uzandığımızda iş birliği yaptığımız ve olabileceğimiz liderler var. Fakat Afrika hâlâ bunun farkında değil. Son zamanlarda da severseniz sevmezseniz Trump böyle biri. Gizli ajandası yok. Saklısı gizlisi yok. Bana karşı çok açık söyler ben de kendisine karşı çok açık söylerim. Bir diğer lider de Rusya Devlet Başkanı Putin'dir. Birbirimize karşı çok açık ve net oyunlarımızı oynuyor, adımlarımızı atıyoruz. Bölgede barışı yine beraber sağlayacağız."

"Son dönemlerde Akdeniz'de sorun yaşıyoruz, Yunanistan Başbakanı'na söyleyeceklerimi açıkça ortaya koydum.Kazan - kazan esasına dayalı olarak Akdeniz'e kıyıdaş ülkelerle adım atabiliriz."

‘LİBYA İSTERSE ASKER GÖNDEREBİLİRİZ’

*Libya konusunda ne gibi adımlar atılabilir?

 Ülkelere bunların bilgilerini sürekli veriyoruz. Asker gönderme konusunda Rusya'dan bir güvenlik şirketi söz konusu. Bu şirket oraya güvenlikçilerini göndermiş durumda. Libya bizden böyle bir talepte bulunursa biz Libya'ya da aynı şekilde elemanlarımızı yeteri derecede neyse gönderebiliriz. Bunlar bizimle böyle bir güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra bir engel söz konusu değildir.

"Almanya senin sınırın var mı? Fransa, İngiltere senin? Bizim orada 911 km sınırımız var. Biz sürekli taciz ediliyoruz. Bizim şehitlerimiz var tabii ki de orada olacağız. Siz ne zaman çıkarsanız, biz de bu teröristlerden orayı ne zaman temizlersek o zaman çıkacağız. Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Bizim mevcut topraklarımız bize yeter."

‘MÜSLÜMAN OLDUĞUMUZ İÇİN BİZİ AVRUPA BİRLİĞİ'NE ALMIYORLAR’

"Bizi liderler zirvesine davet etmediler. Türkiye'nin dışındaki iki ülkeyi AB'ye dahil ettiler. Arkadaşlar neden? Açık ve net söyleyeceğim. Benim bu ifadelerimden çok rahatsız oluyorlar. Sizin nüfusunuz çok fazla diyorlar ama gerçek sebep bu değil. Gerçek sebep biz Müslümanız. AB ülkeleri içinde halkı Müslüman olan bir ülke başka yok. Yahu gerçeği söylesenize. Fransa'nın eski bir büyükelçisi vardı, 'Boşuna uğraşmayın sizi AB'ye almayacaklar, siz Müslümansınız' demişti. Bunları bizim yüzümüze söylemiyorlar. Ben kendilerine de söylüyorum. Biz çekilelim diye bekliyorsanız, biz sabrediyoruz. Biz kendimiz çekilmeyeceğiz, siz göndereceksiniz. AB bu. Bundan 18 sene önce AB'ye muhtaç bir ülke vardı, artık yok. Biz artık kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Biz güçleneceğiz, daha güçlü olacağız, daha güçlü oldukça da önümüzde kimse duramayacak."

NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ'NÜN AVUSTURYALI YAZAR PETER HANDKE’YE VERİLMESİ

"Bu çok önemli bir sınavdı ve Nobel ne olduğunu ortaya koydu. Nobel kendini tüketmiş, kendini bitirmiştir. Nobel tamamıyla ideolojik davranan bir kurumdur. Benim için Nobel'in hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Böyle bir zalime ödül vermekle buna ortak olmuştur. Bu tür bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Bu adamın destek verdiği adamlar hepsi mahkûm edilmiş kişiler. Bu kişilere methiyeler düzen birine ödül veriyorsanız sizin artık uluslararası camiada takdir edilecek hiçbir tarafınız kalmamıştır demektir. Teröristleri kendi romanına yansıtan siz Nobel'e layık görürseniz bizim de sizi tanımamız mümkün değildir. Bu akşam benim önemli bir toplantım var o toplantıda da buna özellikle değineceğim. Bu sadece şu anki ödülde değil ki bundan önceki ödüllerde buna dikkat etmişlerdir. Türkiye’den kalkmışlardır teröriste ödül vermişlerdir."

*Bir gün size Nobel verilmek istenirse ne yaparsınız?

 "Almam. Sevgili gençler öncelikle şunu bilmeniz lazım şu an itibariyle 110 bin Suriyeliye biz vatandaşlık verdik."

"Bay Kemal bundan rahatsız olur. Biz iktidar olursak bunları Suriye'ye göndereceğiz diyor. Bizim bombalara göndermeye niyetimiz yok. Şu an itibariyle kendi evlerine, topraklarına dönmek isteyen gönüllülük esasına dayalı olarak dönecekler. Güvenli bölge tezimiz tutarsa, plan projemiz hazır, ben bunları uluslararası camiada görüşüyorum, bunu yaparlarsa beraberce Tel Abyat'tan Irak sınırına kadar olan bölgede bu projeleri hayata geçireceğiz. Bir milyona yakın insanı oraya yerleştirebiliriz. Bu insanlar buralarda kalabilir, asla cebri bir şey söz konusu değil. Diğerleri için ise aynı şekilde ülkemizde vatandaşlığı varsa çalışanlar olacak. Bunlardan da aynı şekilde istifade etmiş olacağız.  Kötü propaganda var. Bunlar geri gönderilmeyecek diyorlar, biz gönüllülük esasına dayanarak geri göndermekten yanayız. "