Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grubu'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti grup toplantısındaki konuşmasını dünya televizyonları da yakından takip ediyor. Başta CNN International, BBC, El Cezire ve Euronews olmak üzere birçok uluslararası haber kanalı, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını canlı olarak yayınladı. Erdoğan'ın açıklamaları simultane tercüme ile izleyicilere aktarıldı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

Taksim'deki olaylar, amaç değiştirerek, kabuk değiştirerek devam ediyor. Son iki haftadır Türkiye başta İstanbul olmak üzere Ankara ve İzmir değişik şehirlerimizde çok farklı boyutlarda katmanlarda bir kısım gösterilere sahne oldu. Taksim’in yayalaştırma projesi kapsamında, Gezi Parkı’ndaki birkaç ağacın sökülmesi ve taşınmasında başlayan gösteriler amaç değiştirerek ilk çıktığı andan çok daha farklı bir noktaya ulaştı. Bu süreçte tekrarladığım bir hususu vurgulamakta fayda görüyorum. Ak Parti olarak hadiseleri okumak analiz etmek iyi değerlendirmek konusunda her zaman çok büyük hassasiyet içinde olduk. Gerek sandık sonuçlarını, anket sonuçlarını doğru okuyarak bugünlere ulaştık. Şuraya dikkatinizi çekiyorum. Sandıktan çıkan sonuçlar tartışmasız zaferi işaret ettiğinde kendimizi mağrurların yerine değil kaybetmişlerin yerine koyduk.

“İNATLAŞAN PARTİ OLMAYACAĞIZ“

Bize oy vermeyenleri anlamaya çalmıştık. Farklı toplum kesimleriyle inatlaşmadık, Öyle bir parti olmadık olmayacağız. Yüzde 50 oy alsak da yüzde yüzün partisi olacağımızı söyledik. Hizmetlerimiz ayrımcı olmadığımızın göstergesi. Hep helalleşmeden yana olduk. Kardeşlik kavramı tüm konuşmalarımızın ortak noktasıdır. İki haftadır bu gösterileri detaylı olarak ele alıyoruz. Sokağın ne dediğini anlamaya çalıştık. Meşru ve demokratik talepleri bundan önce nasıl dinlediysek bundan sonra da dinlemeye devam edeceğiz. Sapla samanın karıştırılmasına izin vermeyeceğiz.

“DAYATMAYA EYVALLAH DEMEYİZ“

10.5 yıldır her türlü siyası entrikayla, siyaset mühendisleriyle nasıl başa çıktık dik durduysak aynı şekilde devam edeceğiz. Ne dayatırız ne dayatmalara eyvallah deriz.

“ÇEVRE SADECE AĞAÇTAN MI İBARET“

Daha ilk andan itiraben farklı bir mecraya akmaya başlamıştır. Yayalaştırma projesi Büyükşehir'den CHP'li üyelerin onayıyla geçmiştir. Kaldırımın genişletilmesi için bazı ağaçların kaldırılması gerekiyordu. Kaldırım taşlarının sökülmesi, kamu araçlarının ateşe verilmesi bunlar çevre katliamı değil mi? Çevre sacede ağaçtan mı ibarettir.

“GERİDE 4 CANSIZ BEDEN KALDI“

Çevre hassasiyeti diye başlatılan olaylar sebebiyle 4 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Üç gencimiz olaylarda öldü, bir polisimiz şehit oldu. Bütün otobüs durakları, reklam panoları, alt geçitlerdeki çevre adına düzenlenmiş seramiklerin nasıl kırıldığını görüyorsunuz. Bunları çevre adına mı yapıyorlar. Şiddet sarmalına dönen olayları hak arama mücadelesi olarak görmek mümkün değildir.

“EKONOMİ HEDEF ALINDI“

Araç kornalarıyla tencere tava sesleriyle evlerinde insanlar rahatsız edilmiştir. Bize çevre kirliği dersini verenler, gürültü kirliliğinin de çevreye karşı olduğunu bilmeliler. Güç ve itibar hedef alınmıştır. Basın ve çevreler sistematik olarak yanış bilgilendirilmiştir. Masum direniş olarak görmek mümkün değildir. Bir kere bu hataya kimse düşmesin. Gezi Parkı eylemcilerinin masum çevreci olarak yansıtılırken, şiddet içeren eylemcilerle ilgilerinin olmadığını söyleniyor. Durum hiç öyle değil kusura bakmasınlar.

“YÜZDE 95'İ GEZİ PARKININ YERİNİ BİLMEZ“

Gösterilere katılanların yüzde 95'i Gezi Parkı nerededir diye sorsasanız bilmezlerdi. Buralar benim doğup büyüdüğüm yerler. Çok iyi bilirim. Çevre hassasiyeti farklı eylemlere paravan taşımış illegal gösterilere maskeleme olmuştur. Başbakanlık Ofisi'ne saldıran kitleler, o caddede bir tane yaya kaldırım taşı kalmamıştır, çevre katliamı değil mi? Güçleri yetse o dev çınarları yıkarlardı, ama güçleri yetmedi.

TÜRK BAYRAĞINI YAKACAK KADAR ALÇALDILAR

Ankara’da yapılan vandallıklar, Taksim Gezi Parkı'ndan güç almıştır. Taksim Gezi Parkı eylemlerini bahane edenler Türk bayrağını yakacak, illegal paçavraları devletin kurumuna asacak kadar, o bölücü posterleri asacak kadar alçalmışlardır.

“BAŞBAKAN SERT DİYORLAR“

Diyorlar ki Başbakan geriyor, Başbakan sert. Ne olacaktı? Biz gelip bunların önünde diz çöküp, ne olur bu paçavraları indirin mi diyeceğiz? Şu terör örgütü mensuplarının posterlerini indirin mi diyeceğiz?

“POLİSİN BUNA MÜSAADE ETMEMESİ GEREKİRDİ“

Burada güvenlik güçlerimizin başta bu işe müsaade etmemesi gerekirdi. Yahu kamu kurumunun içine bunlar nasıl sokulur? Oradan bu tür paçavralar nasıl asılır, astırılır? O örgüt liderlerinin posterleri oralara nasıl astırılır?

“KUSURA BAKMAYIN BU TAYYİP ERDOĞAN DEĞİŞMEZ“

Bunların karşısında biz konuşunca Başbakan sert konuşuyor. Buna sert diyorsanız kusura bakmayın bu Tayyip Erdoğan değişmez. Şu anda gerek bakanımıza, gerek valimize, il emniyet müdürümüze, bu sabah yaptıkları operasyon sebebiyle teşekkür ediyorum. Atatürk Kültür Merkezi’nden bütün bu paçavralar vesaire hepsi indirildi. Ayrıca anıt. Anıt'taki bütün o paçavraları gördünüz. Gönlüm bugün brifing vermek isterdi. 20 dakikalık görüntü hazırlattım. Bunları sunacağız, o hali bu görüntülerle sunmak isterdim.

“KARDEŞLERİME SESLENİYORUM“

Gezi Parkı adı üstünde gezi parkıdır, işgal alanı değildir.Şu an orada çevre için, agaçlar için eylem yaptıklarını zanneden kardaşlerime sesleniyorum.,Bu bahaneyle Türkiye üzerine, Türkiye ekonomisi üzerine oyunlar oynanmaktadır. Kirli oyunlar oynanıyor. Samimi çevrecilerin oradan ayrılmasını istiyorum.

“OTELLERİN YÜZDE 80'İ BOŞALTILDI“

Özgürlük ve özgürlüklere müdahale adı altında sizlerin arkasına sığınıyorlar. Bunlar özgürlük diye başkalarının özgürlük alanına tecavüz etmişlerdir. Taksim'de otellerin yüzde 80'i boşaldı. Esnaf kan ağlıyor, bira satanlar hariç. Yaşı 25 olan gençlere de sesleniyorum. Ben sizi Allah için seviyorum. Şu anda sizler 20 yaşındasınız. Bakınız İstanbul’a ben Belediye Başkanı olduğum zaman 1994. O günden bugüne 19 yaş. AK Parti iktidarı olarak demek 10 yaşındaydılar. Ama Tayyip Erdoğan olarak alırsanız 19 yıl geçti. Sevgili gençler, Türkiye’yi biz çok zor şartlar altında devraldık.

“SEÇİLME YAŞINI BİZ İNDİRDİK“

30 yaş seçilme yaşıydı, bunu 25’e kim indirdi? Biz indirdik. Ben 18 yaşla ilgili de çalışma yaptırtıyorum. Dünyada 18 yaş uygulamalarını da Avrupa’da nedir, muhalif kesim 18 yaşı duydukça hepsi çoluk çocuğa mı bırakacağız demeye başladılar. 25’te de bunu demişlerdi. Dünyada oluyor da bizde neden olmasın? Burada da hak eden, bu yarışta kazanan onlar da gelir aday olur. 18’e seçme yetkisi veriyorsun, seçilme yetkisini vermiyorsun.

“TAKSİM'E 4 AYAKLI KOYSAM SEÇTİRİRİM DİYORDU“

Yoksa geçmişte birilerinin söylediği gibi o da liderdi. Taksim meydanına dört ayaklı koysam seçtiririm diyordu. Biz bunları da gördük. Bu milletin evladı 18 yaşında da, ona da seçilme hakkını vereceksin. Gençlerin şunu özellikle anlamasını istiyorum. Hem birkaç nesil olarak, siyasi nesil olarak zorlu süreçlerden geçtik. Gençlerin bizleri anlamalarını çok isterim. Bu ülkede inançlarından dolayı nice insanımızın hayatı karartıldı. Öyle mi? Sadece baş örtüsü takıyor diye halkının yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de üniversiteye kızlarımız gidemedi. Yurtdışına gitmek zorunda kaldılar. Ben İspanya’da yaptığım konuşmada bunu söyledim diye, partimin hakkında kapatılma davası açıldı. O zaman CHP Genel Başkanı şunu söylüyordu “Hamd olsun ki Ankara’da savcılar var”

“YAKINIMIN GELİNİNİ YERDE SÜRÜKLEDİLER“

Bunlar mı özgürlükçü? Bunlar mı özgürlükten yana? Bir genç kızın başörtülü olduğu için okuma hakkı yok mu? Okumayacak mı? Bunları yaşayan bir baba olarak ben de çok iyi biliyorum. Başörtülü kızlarımızı, başörtülerinden tutmak suretiyle onları yerlerde sürükleyenler bunun hesabını nasıl verecekler? Bu olaylarda bile çok önemli bir yakınımın gelinini, Başbakanlık ofisimin yanında, yerlerde süründürdüler, kendisini çocuğunu taciz ettiler. Bu mudur özgürlük, çevrecilik? Bütün bunlara sabır sabır sabır dedik. Ben bütün bunlara karşı halkımın duyarlılığı adına, Kuzey Afrika’dan dönerken iki saatte toplanan İstanbullu bir şey dile getirdi aslında. Asıl özgürlük budur dediler.

“BİZ ZENCİYİZ“

Bunları bize yaşatanlar sadece statükocu siyasetçiler değil. Biz, bazı sanatçılardan, bazı çevrelerden ve bazı STK'lardan hep bu muameleyi gördük. Hani bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam diyorlar ya. Bu yeni değil. Onlara göre biz sinemadan, sanattan, estetikten, mimariden anlamayız. Biz onlara göre verilenle yetinmesi gereken, alt tabakadan gelen zenci bir güruhuz. Bugün de aynı şekilde bakıyorlar. O zaman da böyle bakıyorlardı. Biz, bizim yaşam biçimimiz ne olacak dediğimizde anlayış göstermediler. Biz Mamak zindanlarının şahidiyiz. Mamak'ta yatanları kuyrukta bekleyenlerden biri bendim. Biz Metris zindanlarının da şahidiyiz. Diyarbakır zindanlarının da şahidiyiz. Azınlığın kendi yaşam tarzını çoğunluğa nasıl dayattığını iliklerimize kadar yaşamız bir hareketiz. Ancak biz hiçbir zaman intikam peşinde olmadık. 10 yıl boyunca tek yaptığımız imtiyazları mağduriyetleri gidermek, hak ve özgürlükleri tesis etmek olmuştur.

“GEZİ'Yİ PİSLİK GÖTÜRÜYOR“

Birbirimizin yaşam alanlarına müdahale etmeden, hassasiyetleri kaşımadan Türkiye'yi birlikte büyüteceğiz. Sanatçı sıfatı olanlar, gazeteci yazar sıfatı olanlar, on yılların refleksiyle bu milleti aşağılamaktan lütfen vazgeçsinler. Gençlerin arkasına saklanarak imtiyazları için mücadele verenler bu çirkin oyunlarına derhal son vermelidir. Gençlerimiz de bu çevrelere karşı çok dikkatli olmalıdır. Bakın Gezi Parkı'ndan aldığım haberler, orası pis kokudan geçilmiyor. Herhalde ne demek istediğimi anlamışsınızdır.

“MÜEZZİNİ TEHDİT ETTİLER“

Müezzini tehdit edeceksiniz, farklı şekilde göstereceksiniz. Ne olmadı yahu? Bütün görüntüler elimizde. Görürler, görürler merak etmeyin.

“ZAMANLAMA DİKKAT ÇEKİCİ“

Bu olayların zamanlaması elbette son derece dikkat çekici. Taksim’deki gösteriler büyütülerek abartılarak Türkiye tarafından tehlikeli bir seviyeye çekilmek istenmiştir. Bazı medya kuruluşlarının bu olayları büyütmek yaygınlaştırmak adına nasıl sorumsuz yayınlar yaptığını gördük. Sözüm ona sanatçıların, adeta emir almış gibi hep birlikte nasıl aynı ağızla konuştuklarını, tahrik ettiklerini yaşadık.

“NEFRET SUÇU İŞLEDİLER“

Kin ve öfkeyle hareket eden insanlar nefret suçu işlediler. Bugün Taksim’de ifade özgürlüğü tehdit altında diye bağıran bir çok marjinal grup, akil insanlar toplantılarını basmaktan terör estirmekten geri durmadılar? Burada konuşamazsınız neden dediniz? Akil insanlar karşınıza geldiler. Adımlar atılıyordu, neden engellemeye çalıştınız? Hep aynı ekipler. Hepsinin tespiti var.

“AYGÜN'E DAVA AÇILIYOR“

Polisime küfreden ana muhalefet partisinin bir milletvekili (CHP'li Hüseyin Aygün). Polis teşkilatım davayı açıyor.

“BU MUHALEFETLE YENİ ANAYASA YAZILMAZ“

Yeni Anayasa'ya da bunlar karşı. Sadece oyalama taktiği uyguluyorlar. Neymiş, süre koyamazmışız. Bu ne demek ki? Böyle bir parlamento çalışması olur mu? Her şeyin zamanlaması vardır. Geri kalmış ülkeler 6 ayda anayasa yapacak, biz 1.5 yılı doldurduk hala 45. maddedeyiz. Dürüstseniz yüklenin iş bitsin.

“ANTİ KAPİTALİST GENÇLER DİNLESİN“

Özellikle, Anti Kapitalist, Anti Emperyalist olduğunu söyleyen gençler bu rakamlara dikkat etsin. 2002 yılında görevi devraldığımızda gösterge faiz yüzde 63'tü. 116 milyar lira bütçemiz vardı. Şimdi bunlar kapitalizmin karşısında değil mi? Kapitalizmin en önemli sömürü aracı faiz ise. Onlara cevap veriyorum. Bu bütçenin 52 milyar lirası yani yüzde 45'i faiz harcamalarına gidiyordu. Yani benim vatandaşımın verdiği her verginin 100 lirada 45 lirası faiz lobisine gidiyordu. Toplanan verginin yüzde 85'i faize gidiyordu. Bugün yüzde 15'i gidiyor. Türkiye bütçesi bugün 404 milyar lira oldu. Faiz harcaması 53 milyar dolar oldu. 10 yılda Türkiye'nin faizi yapmak için yaptığı tasarruf 642 milyardır. Milletin parası bu. Eğer bugün de öyle olsaydı 642 milyar lira faiz lobisine gidecekti.

“YEŞİL KATLİAMI SÖZKONUSU DEĞİL“

Biz istedik ki Taksim'de trafiği yer altına almak suretiyle orayı rahatlatalım. Gezi Parkı diye anılan bölgeyi meydanla eşit seviyeye getirmek istiyoruz. Baktığınız zaman Taksim'i devasa görme şansına sahip olacağız. Bir de burada Topçu Kışlası yapılırken, yeşil katliamı söz konusu değil. İstanbul'un şehir müzesi yoktur. İstanbul'a ilk kez Topkapı Sarayı'nın dışında ilk kez şehir müzesi kuracağız. Bir kere AVM dedik diye, bunu alıp kullandılar. Burası AVM'ye uygun yer de değil.

“MENDERES'E KURULAN TUZAĞIN AYNISI“

Meselenin demokrasi boyutu da var. Demokrasinin standartlarının yükselmesi de içeride ve dışarıda birilerini rahatsız etmektedir. Birileri on yıllardır var olan imtiyazlarını geri alabilmek için olayları tahrik ediyor. Merhum Menderes'e kurulan tuzağın aynısıdır son olaylar. Yine son olaylar 12 Eylül öncesinin tekrar edilmesidir. Birileri kaybettikleri imtiyazlarını geri almak istemişlerdir. Ancak o birileri bu sefer sert kayaya çarpmıştır.

“KILIÇDAROĞLU EYLEMLERE ÇÖKMEK İSTEDİ“

İzmir'de Karşıyaka parti binamız yakılmıştır. Tahrip edilmiştir. Şu ana kadar 12 civarında ilçe teşkilatımız saldırıya uğradı. Bunlar mı demokrat? Eylemlere çöreklenmek isteyen CHP Genel Başkanı kendi kurduğu tuzağa kendi düşmüştür. Eylemlerden boğulmuştur. CHP bütün bunları siyasi kazanç sağlayamayacağım diye, sadece kargaşa ortamı oluşturmak için, büyük Türkiye'ye hançer saplamak için yapmıştır. CHP'nin tek yaptığı, eylemin arkasına sığınıp onları meydanlara itmek olmuştur. Bakıyoruz elinde molotof ile birisi TOMA'lara saldırıyor. İki TOMA aracımız molotofla yandı. Bunların yolu bu, niye, çünkü o pankartlar paçavralar indirilmesin diye. Aynı şeyleri CHP'nin Reyhanlı saldırılarındaki tutumu ile gördük. Ben CHP liderini bir kez daha istifaya davet ediyorum..Milletim 7 ay sonra sandıkta bütün bu provokasyonların hesabını soracaktır.

“CHP GENEL BAŞKANI EYLEMLERDEN KOVULDU“

CHP formalarıyla meydanlarda olanları gördük. İzmir’de bizim Karşıyaka teşkilatımız yakılmıştır. Büyük bir tahribat verilmiştir. Çiğli teşkilatımız aynı şekilde. Şu ana kadar 12 civarında ilçe teşkilatımız saldırıya uğraşmıştır. Bunlar mı demokrasi adına yapılıyor? Eylemlerin üzerine çöreklenmek isteyen CHP Genel Başkanı kendi tuzağa düşmüş ve eylemlerden kovulmuştur.

“POLİSE HAKARET EDENE PARA VEREN DE CHP'Lİ VEKİLLER“

CHP Milletvekilleri ihanetlerle başbaşa kalmışlardır. Polise hakaret eden küfür eden gençlere para veren de CHP milletvekilleridir. Ben bu gençleri de anlamıyorum. O birkaç kuruşa muhtaç olmuşlar demek ki.

CHP bütün bunları siyasi kazanç sağlamayacağını bilerek sadece kaos oluşturmak, kargaşa ortamı oluşturmak sadece büyük Türkiye’ye hançer saplamak için yapmıştır. CHP’nin tek yaptığı eylemcileri itmek olmuştur.

“TOMA'LARI YAKTILAR“

İşte bu sabah bakıyorsunuz bir eylemci TOMA araçlarına molotofkokteyli atıyor ve iki tane TOMA aracımız yanıyor. Bunların yolu bu. Niye? Atatürk Kültür Merkezi’ndeki o pankartlar paçavralar indirilmesin diye.

“REYHANLI SALDIRISININ BİR NUMARALI FAİLİ YAKALANDI“

Reyhanlı saldırının bir numaralı faili yakalandı. Eylemlerin gerçekleşmesinde her aşamada rol alan lojistik destek sağlayan, Nasır Eskiocak isimli şahıs çalışmalar neticesinde dün gece 23:30 sıralarında Hatay Yayladağı ilçesi sınır mevkiinde yakalandı. Başarılı operasyonlarından dolayı ben polisimizi ve jandarmamızı kutluyorum.

“MİTİNG İPTALİ YOK“

Biz kimsenin karşısına yüzde 50'yi çıkarmadık, çıkarmayız, kimseyi sokağa dökmeyiz. Ne yaparsak hukuk içinde yaparız. Haftasonu Sincan'da ve daha sonra İstanbul'da dev mitigler yapacağız. Derdimiz sessiz yığınların sesini duyurmak.

“KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KAR KALMAYACAK“

Sadece bu olayları sonlandırmakla kalmayacak, bu teröristlerin de hukuk çerçevesinde her an enselerinde olacağız. Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Polisimize dil uzatanların, polis katledenlerin bunu yanına bırakmayız ve bırakmayacağız.

“BU İŞİ BİTİRİN DİYOR VE GÖZLERİNDEN ÖPÜYORUM“

Taksim başta olmak üzere, çeşitli yerlerde gösteri yapan ve samimi duygularla oralara gittiğini kabul ettiğim gençleri özellikle buralardan ayırarak artık bu işi bitirin diyor ve gözlerinden öpüyorum.

“BUNDAN SONRA TAHAMMÜL YOK“

Ama bu işleri terörize ederek devam etmek isteyenlere demek istiyorum ki artık bu iş sona ermiştir. Bundan sonra bunlara da tahammül yoktur. Sizleri itidale davet ediyorum. (Akşam)