4 esnafın yargılandığı Ali İsmail Korkmaz davasının Kayseri’de görüldüğü dakikalarda Ankara’da esnaflara seslenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Bizde esnaf ve sanatkar demek, ticaret yapan, alan – satan sırf ekonomik faaliyette bulunan insan demek değildir. Bizim medeniyetimizde, milli ve medeniyet ruhumuzda esnaf ve sanatkar gerektiğinde askerdir, alperendir, gerektiğinde vatanını savunan şehittir, gazidir, kahramandır” dedi.

Erdoğan, “Gerektiğinde asayişi tesis eden polistir, gerektiğinde adaleti sağlayan hakimdir hakemdir, gerektiğinde de şefkatli kardeştir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Taksici deyip şoför deyip geçemezsiniz. O mahallenin eminidir, ağabeyidir, mahallenin bekçisidir. Bakkal deyip kasap deyip manav terzi deyip geçemezsiniz. O mahallenin adeta ruhudur. Sokağımızın semtimizin vicdanıdır. Esnafı çıkartıp aldığınızda Türkiye tarihinden geriye hiçbir şey kalmaz” ifadelerini kullandı.

Ali İsmail Korkmaz davasında mütalaasını okuyan savcı, Korkmaz çökmüş bir haldeyken vurmaya devam eden polis memuru Mevlüt Saldoğan hakkında müebbet hapis cezası talep ederken, sivil sanıklardan fırıncı İsmail Koyuncu ve Ramazan Koyuncu ile Muhammet Vatansever ve Ebubekir Harlar hakkında ise 8-12 yıl hapis cezası talep etti. Mütalaada tutuksuz yargılanan sanık polis memurları Şaban Gökpınar ve Hüseyin Engin'in ise beraatını istedi.

4 esnafın yargılandığı Ali İsmail Korkmaz davasının Kayseri’de görüldüğü dakikalarda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Ankara’da 4. Esnaf ve Sanatkarlar Şurası’nda konuşuyordu.

Erdoğan konuşmasında esnafla ilgili şunları söyledi:

‘GEREKTİĞİNDE KAHRAMANDIR, ASKERDİR’

Bizde esnaf ve sanatkar demek, ticaret yapan, alan – satan sırf ekonomik faaliyette bulunan insan demek değildir. Bizim medeniyetimizde, milli ve medeniyet ruhumuzda esnaf ve sanatkar gerektiğinde askerdir, alperendir, gerektiğinde vatanını savunan şehittir, gazidir, kahramandır.

‘ASAYİŞİ TESİS EDEN POLİSTİR’        

Gerektiğinde asayişi tesis eden polistir, gerektiğinde adaleti sağlayan hakimdir hakemdir, gerektiğinde de şefkatli kardeştir.

‘MAHALLENİN BEKÇİSİDİR’

Taksici deyip şoför deyip geçemezsiniz. O mahallenin eminidir, ağabeyidir, mahallenin bekçisidir. Bakkal deyip kasap deyip manav terzi deyip geçemezsiniz. O mahallenin adeta ruhudur. Sokağımızın semtimizin vicdanıdır. Esnafı çıkartıp aldığınızda Türkiye tarihinden geriye hiçbir şey kalmaz.

‘ALLAH ALLAH DİYE ZİKREDİYORLAR’     

Selçuklu ve Osmanlı döneminde bakırcılar yaptıkları işe vurdukları çekice bile bir derin anlam yüklüyorlar. Tak tak diye ses çıkarken, bakırcının gönlünden dilinden Allah Allah diye zikir dökülüyor. Keçiciler yünü vücutlarına vurdukça Allah Allah diye hakkı zikrediyorlar. İşte böyle bir ruh var. Medeniyet var. Elini açık tut kapını açık tut sofranı açık tut. Elini bağlı tut, dilini bağlı tut, belini bağlı tut. İşte böyle bir teşkilata böyle bir geleneğe zihniyete sahip olmak bizim için milletimiz için inanın eşi bulunmaz bir talihtir.

Böyle bir esnaf ve sanatkar camiasına sahip olmak geleceğimiz adına da iftihar vesilesidir. Rabbim bu milleti ekmeksiz susuz havasız vatansız bırakmasın. Ama onlar kadar böyle güzel bir esnaf geleneğinden böyle güzel bir camiadan cemiyetten de inşallah mahrum bırakmasın.

‘ESNAF AYAKTA DURDUKÇA BU DEVLET AYAKTA KALIR’      

Esnaf yaşadıkça bu millet yaşar. Esnaf ayakta durdukça bu devlet ayakta kalır. İşte onun için esnafın acımasız ve ahlaksız iktisadi anlayışın altında ezilmesine hep birlikte karşı çıkacağız.

Esnaf ahlakını dışlayan değil, onu çürüten değil, esnaf ahlakıyla yoğrulmuş yeni bir anlayışı hem ülkemize hem dünya idrakine söyletmek durumundayız. (T24)