Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, tek tip kıyafet uygulaması, ‘Fırat Kalkanı’ harekatı ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Erdoğan,"Tek tip elbisenin badem renginde olacağını, darbecilerin tulum, teröristlerin ceket-pantolon giyeceğini kaydeden Erdoğan, Suriye ile ilgili olarak da "Fırat Kalkanı'nı yeni hamlelerle genişletmekte kararlıyız" dedi

Malatya'da toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan'ın açıklamaları:

Türkiye olarak her yönden yoğun bir saldırı altındayız. Güneyimizde bir terör devleti kurma çabaları sürüyor. Sürekli ismi değiştirilen bir terör örgütü üzerinden ülkemizi kuşatmaya çalışıyorlar. Bölücü örgüt yurtiçinde de eskisine göre çok azalmış olmakla birlikte zaman zaman eylemler yapabiliyor. İnşallah çok yakında bu örgütün yurtiçindeki faaliyetlerini tamamen çökertmiş olacağız. Bölücü örgütü, Suriye ve Irak'ta da asla rahat bırakmayacağız.

TEK TİP ELBİSE UYGULAMASI

15 Temmuz ihanetine ortak olanlar şimdi mahkemelerde hesap veriyor. Yalan üstüne yalan. Hakim diyor ki 'Kim bu?', 'Ben değilim' diyor. Pantolonun aynı, gömleğin aynı... Ama şimdi bunlara tek tip elbiseyi getiriyoruz. Fakat bu tek tip elbise renk olarak badem var ya badem, badem içinin koyusu bir renk olacak. İki tip olacak. Bir tulum olacak, bir de ceket pantolon olacak. Bunların bir kısmı diyelim ki darbeciler tulum giyecek, diğerleri de yani teröristler ceket pantolon giyecek. Artık bundan sonra istedikleri gibi giyinip gelme yok. Bunlar bu şekilde tüm dünyaya tanıtılacak.

Bugün hala onlara (FETÖ sanıkları) el altından moral ve belki de destek verenler yakında emin olun birer birer ortadan kaybolacaklar. İşte o zaman şimdi mahkemelerde şov yapan bu hainler göreceksiniz acı akıbetleri ile baş başa kalacaklar. Üzüntüm odur ki kendileriyle birlikte ailelerinin de mahvına bunlar yol açacaklar. Dört duvar arasında çürürken bütün bunları düşünecek çok zamanları olacak. Darbeyi milletimizin gücüyle engelleyen Türkiye, darbecilerin cezalarını da hukuk devleti sınırları dahilinde verecektir.

Fırat Kalkanı Harekatı ile Suriye'deki terör oluşumu projesinin kalbine soktuğumuz hançeri, yeni hamlelerle genişletmekte kararlıyız. Çok yakında bu konuda yeni ve önemli adımlarımız olacak. Suriye'deki meselenin bir terör örgütü ile mücadele sınırlarının çok ötesine taştığı artık açıkça ortadadır. Suriye'de etkisiz hale getirilen terörist sayısından 50 kat, 100 kat daha fazla sivil ölüm yaşanıyor olmasını kimse izah edemez. Bu katliama 'dur' demek, insanlığın ortak görevidir. Biz, üzerimize düşenleri yaptık, yapıyoruz, yapacağız. İstiklalimize ve istikbalimize yönelik senaryoları bozmanın bedelini kendi topraklarımızda ödemektense Suriye ve Irak'ta ödemeyi tercih ederiz. Buralarda yaşayan kardeşlerimizin, masumların, mağdurların feryatlarına kulak tıkama hakkına da sahip değiliz.

Ekonomideki sancılı süreci de geride bırakmaya başladık.

Türkiye'deki 3 milyon Suriyeliyi tartışanların asıl aynı durumun kendi başımıza gelmesi halinde karşılaşacağımız felaketi hesaplaması lazım. Muhacirler var, ensar var, biz ensar olmaya talibiz. Muhacirlere de gönlümüzü açtık ve onları kucaklayacak kadar bizde gönül zenginliği var. Suriye'de bu süreç böyle devam etmeyecek. FETÖ ihanetini nasıl başarısızlığa uğrattıysak, bu mücadelemizi durdurmak veya rayından çıkartmak için atılabilecek diğer adımları da akamete uğratacak güce ve inanca sahibiz.

Herkes emin olsun ki biz burada olacağız. Bunun için ne diyoruz? Tek millet. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abazası'yla, Romanı'yla, Boşnağı'yla, Arnavutu'yla, 80 milyon tek millet. Şüphe var mı? İki, tek bayrak, işte bayrak. Rengi şehidimizin kanının rengi, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehitlerimizin ta kendisi. Tek bayrak, eşi benzeri olamaz. Üç, 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Tek vatan, 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Bunu kimse bölemez, bölmeye de gücü yetmez. Bölmeye gayret edenler şimdi nerede? Kimi yurt dışında, kimi cezaevlerinde, kimisi dağlarda. Güvenlik güçlerimiz bunları inlerine kadar kovalıyor mu? Kovalamaya devam edeceğiz. Durmak yok, yola devam. Milletimizin huzurunu kaçıramayacaklar. Bu vatanımızı bölmek isteyenlerin akıbeti bilsinler ki karanlıktır.

Bu devlet Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Devletimiz içinde devlet kurmak isteyenleri biliyoruz, işte birisi Pensilvanya'ya gitmiş. Orada. Gelsene, niye gelemiyorsun? Niye oralara sığınıyorsun. Aldın yanına bütün alçakları, onlarla beraber sana 400 dönüm arazi tahsis ettiler, oradan dünyaya hükmetmeye çalışıyorsun. Kainatın imamıymış. Ne imamı ya, ne imamı? Bir kısmını da nereye gönderdiler? Almanya'ya. Bir kısmı da Almanya'da, Avrupa'da. Almanlarla da araları iyi. Bir kısmı Hollanda'da. Bir kısmı Belçika'da. Hepsi birleştiler, bütünleştiler ve şimdi Tayyip Erdoğan'a oralardan meydan okuyorlar. Hepiniz toptan gelin. Bizim Rabbimizden başka hiçbir güce borcumuz yok. Onun için de hiçbir gücün önünde eğilmedik. Sadece rükuda Allah'ın huzurunda eğildik, o kadar. Onun için de tek devlet noktasında zaten hassasiyetimiz bellidir, o da Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Onun dışında lafügüzaftır. Onun için kimse bize bir şeyler uydurmaya gayret etmesin. Kusura bakmasınlar.

Hamdolsun ekonomideki sıkıntılı süreci geride bırakmaya başladık. Turizm, ihracat canlanıyor ve yüzde 2,9 gibi pek çok ülkede olmayan bir büyümeyi geçen yıl sağladık. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 5 büyüme oranına ulaştık. Türkiye gerçek potansiyeline doğru yürüyor. İhracatta da güzel haberler geliyor. En son Temmuz ayında yıllık ihracat yeniden 150 milyar doları aştı. Yılın 7 aylık dönemindeki ihracat artışı da bir önceki yıla göre yüzde 11'e yaklaştı. Turizmde de hızlı bir toparlanma sürecine girildi. Bu yılın ilk yarısında yüzde 14'ün üzerinde yabancı ziyaretçi artışı sağlandı. Temmuz ve ağustosta bu oranların çok daha yükseleceği görülüyor.

İşte rüzgar enerjisini söyledim. Uluslararası yatırımcıların ülkemize olan ilgisinde gözle görülür bir artış var. İşsizlik oranı düşüyor, enflasyonda tek haneli rakama düştük. Her alanda verilen teşvikler, adeta bir can suyu gibi ekonomide yeniden çarkların dönmesini sağladı.

Hemşehriniz, değerli dostum Erman Bey, Rönesans, İstanbul'da dev bir şehir hastanesi yapıyor. Japonlarla bir kredi anlaşması yaptılar. Yaklaşık 1,5 milyar dolar. Bak şimdi bu hastane 36 ayda bitecek. 2 bin 500 yataklı dev bir şehir hastanesi. Japon işte, hemşehriniz, değerli dostum Erman Bey'e inandı, güvendi, bu krediyi verdi ve Türkiye'ye giriyor. Türkiye bak nereden nereye geliyor. Milletimin her bir ferdine seslenmek istiyorum; ülkenize güvenin, devletinize sahip çıkın, geleceğinize sımsıkı sarılın. Terör örgütlerine kök söktüren, bölgede üzerine oynanan oyunları birer birer bozan Türkiye, 2023 hedeflerine mutlaka ulaşacak, oradan aldığı güçle 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirecektir. Biz milletimizle birlikte buna inanıyoruz, inandığımız için güçlüyüz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.

NE OLMUŞTU?

15 Temmuz darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele saldırı düzenleyen askerlerin yargılandığı davada bir sanığın ‘hero’ (kahraman) yazılı tişört ile mahkemeye gelmesi üzerine ‘tek tip kıyafet’ tartışması gündeme gelmişti.

Erdoğan, İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nde yapılan 15 Temmuz etkinliklerinde yaptığı açıklamada, “FETÖ’cülerin bu iyi günleri. Geçen gün Sayın Başbakanımızla da konuştum. Artık bunlar (FETÖ sanıkları) mahkemeye çıkarken Guantanamo’da olduğu gibi bunları da tek tip elbise ile çıkaralım. Tek tip elbise” demişti.

Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme getirdiği ‘tek tip kıyafet’ konusunun toplantıda ele alındığını ifade ederek, “Adalet Bakanlığımız çalışma yapacak. 'FETÖ' başta olmak üzere terör örgütü üyelerinin mahkemelere tek tip kıyafetle gelmeleri sağlanacak” ifadelerini kullanmıştı.

Öte yandan HDP, CHP ve birçok sivil toplum kuruluşu tek tip kıyafet uygulamasına karşı çıkmıştı.