Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü, açlık grevindeki Nuriye Gülmen ile Semih Özakça ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

17. gündür devam eden ‘Adalet Yürüyüşü’nü eleştiren Erdoğan, “Gittiğiniz yol Kandil ve Pensilvanya'nın yoludur. Terör örgütlerine karşı yapmayı aklınızdan geçirmediğiniz yürüyüşü teröristleri ve onlara destek verenleri savunmak için başlatıyorsanız kimseyi amacınızın 'adalet' olduğuna inandıramazsınız. Siz, bu tavrınızla dikene su vererek, adaleti savunmuyor tam tersine zulmü yüceltiyorsunuz" ifadelerini kullanarak, “Rüzgar eken fırtına biçer” dedi.

 Erdoğan, açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya verilen desteğe de tepki gösterdi.

Açlık grevindeki Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’yı destekleyenleri suça ortak olmakla suçlayan Erdoğan, “Kendi milletvekillerinin dünyanın her yerinde 'vatana ihanet suçu' kapsamında kabul edilen eylemine sahip çıkanlar, aslında taammüden aynı suça ortak olmaktadırlar. Konunun ne basın özgürlüğüyle ne düşünce ve ifade özgürlüğüyle ne milletvekili dokunulmazlığıyla ilgisinin olmadığını en iyi bu gürültüyü çıkartanlar biliyor. Bir başka terör örgütüyle irtibatlar sebebiyle kamudan ihraç edilen ve yine örgütün emriyle cezaevinde güya açlık grevi başlatanlara yine bunlar sahip çıkıyor. Bu da enteresan. Esasen bunların hiçbirinin derdi demokrasi ve özgürlükleri savunmak değil, kendi suçlarını bastırmaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

ADALET YÜRÜYÜŞÜ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a başlattığı 'Adalet Yürüyüşü'ne yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, şöyle konuştu:

 "'Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür' derler. Şu anda, akılsız başın cezasını ayaklar çeker, misali kendini yollara vurup İstanbul'a giden CHP'nin başındaki zat, bizim için 'Seçimden sonra Başbakan, yurt dışına kaçacak' tezviratları yapıyordu. İşin doğrusu; çok partili hayatımızda siyasetin bu denli seviyesiz hale getirildiği, siyasetçilerin akıllarını ve ruhlarını bu denli kiraya verdiği pek az seçim gördük. Bugün FETÖ ihanet çetesine ve onların dümen suyuna girerek, ülkesine iftira atanları korumak için yolları arşınlayanları o dönemde de aynı çetenin ayakçılığını yapar görüyorum. O dönemde sergilenen haysiyet cellatlığına milletimizin itibar etmemesinin tam tersine oynanan oyunu görerek, güçlü bir şekilde arkamızda durmasından birilerinin hiç ders çıkarmadığı anlaşılıyor"

‘DARBE GİRİŞİMİNİ ENGELLEDİK, SURİYE’DEKİ TEZGAHI BOZDUK’

"Artık çoğu ya yurt dışına kaçmış olan ya mahkemelerde adalete hesap veren FETÖ tetikçilerinin ellerine tutuşturdukları malzemeler, kayıtlar, tapeler üzerinden kendilerine ikbal devşirmeye çalışanlar, hala aynı yerde debelenip duruyor. Buna karşılık AK Parti, 2014 mahalli seçimlerini de kazandı, cumhurbaşkanlığı seçimini de kazandı, milletvekilliği seçimini de kazandı. Yetmedi, halk oylamasını da kazandı. Milletimiz ve güvenlik güçlerimizle beraber bölücü örgütü açtığı çukurlara gömdük. Darbe girişimini engelledik. Suriye'de kurulan tezgahı bozduk. Ekonomik saldırıları da atlattık. Biz ülkemiz için çalıştığımız ve 'tek bayrak, tek millet, tek devlet, tek devlet' dediğimiz için 80 milyonun gönlünde kendimize müstesna bir yer edindik.

Onlar ise yoldaşlığını yaptıkları ihanet çetesiyle ve bölücü örgütle birlikte Türkiye'nin aleyhinde çalışmaktan bir gün bile vazgeçmediler. Eskiler 'İnat da bir murattır' derler. Bunların kendi milletlerine ve devletlerine karşı olan her işin arkasında yer alma konusunda ortaya koydukları inat, meselenin araç olmaktan çıkıp, amaç haline geldiğini gösteriyor. Özellikle ülkemize ve milletimize olan muhabbetlerinden şüphe duymadığımız MHP'nin kritik konularda gösterdiği onurlu ve sağduyulu duruşa baktığımızda CHP'nin ve aynı çizgideki çevrelerin konumunu çok daha açık bir biçimde görebiliyoruz. Meselenin muhalefet değil, siyaset değil; memleketin bekası meselesi olduğunu görerek, ülkesinin ve milletinin yanında yer alan herkese buradan bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum"

‘CHP, MİLLETE KARŞI SİYASET YAPIYOR’

"CHP'nin temsil ettiği çizgi, artık siyaseten muhalif olma, siyaseten farklı duruş sergileme, siyaseten farklı söylemde bulunma boyutunu aşmış; terör örgütleriyle ve onların özellikle ülkemizin üzerine kışkırtan güçlerle birlikte hareket etme noktasına geldiğini görmek durumundayız. Geçmişlerindeki millete rağmen siyaset yapma anlayışları sebebiyle demokrasi sicilleri zaten bozuk olanlar, şimdi işi bir adım daha ileriye götürüp, millete karşı siyaset yapmaya başlamışlardır. Aklı başında herkesin rahatlıkla görebildiği bu durum; Suriye'de, Irak'ta, Körfez'de, Avrupa'da ülkemize karşı kurulan tuzakların bir parçasıdır"

‘AYM'YE KADAR TÜM KURUMLARA SALDIRAN ZİHNİYETİN DERDİ 'ADALET' OLAMAZ’

"Güya 'adalet' diyen, adaleti sağlamakla görevli ilk derece mahkemelerinden AYM'ye kadar tüm kurumlara saldıran bir zihniyetin derdi asla 'adalet' olamaz. Hukuk olamaz. Bir defa bile gönül diliyle şehitlerimizi andıklarını, gazilerimize şifa dilediklerini duymadıklarımız, ne yazık ki teröristler ve onlara yardım edenler için adeta dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Hem FETÖ'nün hem PKK'nın önde gelen isimlerinin övgüyle bahsettiği bir genel başkanın yaptığı işlerin ülkemizin ve milletimizin yararına olmadığını anlamak için başka bir ölçüye gerek yoktur"

‘ADALETİ SAVUNMUYOR TAM TERSİNE ZULMÜ YÜCELTİYORSUNUZ’

"Avrupa'nın himayesindeki sözde gazetesinden size seslenen PKK yöneticisi 'Doğru adımlar atıyorsunuz' diyorsa attığınız adım, kesinlikle yanlıştır. Terör örgütleri OHAL'den rahatsızsa ve siz de uygulama gayesini bile bile buna karşı çıkıyorsanız gittiğimiz yol, Kandil'in, Pensilvanya'nın yoludur. Uluslararası kuruluşların ve mahkemelerin dahi eleştirmediği tarzda terör davalarına saldırıyorsanız Türk adaletini itham ediyorsanız yaptığınız iş, bu ülkenin hayrına asla değildir. Terör örgütlerine karşı yapmayı aklınızdan geçirmediğiniz yürüyüşü teröristleri ve onlara destek verenleri savunmak için başlatıyorsanız kimseyi amacınızın 'adalet' olduğuna inandıramazsınız. Siz, bu tavrınızla dikene su vererek, adaleti savunmuyor tam tersine zulmü yüceltiyorsunuz"

‘EYLEME SAHİP ÇIKANLAR TAAMMÜDEN AYNI SUÇA ORTAK OLMAKTADIR’

"İlla bir hak arayacaksanız gidin FETÖ davalarının, PKK davalarının, DHKP-C davalarının görüldüğü mahkemelere şehitlerin, gazilerin, milletin hakkını arayın. Darbecileri bırakıp, darbeye maruz kalanları suçlayanlara yazıklar olsun. Teröristleri bırakıp, terörle mücadele edenlerin üzerine gidenlere yazıklar olsun. Kendi milletvekillerinin dünyanın her yerinde 'vatana ihanet suçu' kapsamında kabul edilen eylemine sahip çıkanlar, aslında taammüden aynı suça ortak olmaktadırlar. Konunun ne basın özgürlüğüyle ne düşünce ve ifade özgürlüğüyle ne milletvekili dokunulmazlığıyla ilgisinin olmadığını en iyi bu gürültüyü çıkartanlar biliyor. Bir başka terör örgütüyle irtibatlar sebebiyle kamudan ihraç edilen ve yine örgütün emriyle cezaevinde güya açlık grevi başlatanlara yine bunlar sahip çıkıyor. Bu da enteresan. Esasen bunların hiçbirinin derdi demokrasi ve özgürlükleri savunmak değil, kendi suçlarını bastırmaktır.

Teşkilatlarımızdan bu meseleleri milletimize anlatma konusunda çok daha aktif bir şekilde hareket etmelerini bekliyoruz. Milletimize hakikatleri anlatmadığımız her yerde meydanın yalanlara, yanlışlara, iftiralara kalması kaçınılmazdır. Bunun için hep birlikte gece gündüz çalışmak, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayarak tüm vatandaşlarımıza gerçekleri anlatmak mecburiyetindeyiz"