TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasından sonra benzer konularda iki ayrı araştırmaya imza attı. Devlet başkanlarının hukuki ve cezai sorumluluğunu dünya örnekleriyle inceleyen TBMM, bir başka araştırmayla da Türk hukukuna göre Cumhurbaşkanı’nın sorumluluklarını irdeledi. Güncel tartışmalara denk düşen iki araştırma, milletvekillerinin incelemesine sunuldu.

17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarından sonra Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasıyla hukuki ve cezai sorumluluğunun tartışıldığı bu dönemde yapılan iki ayrı araştırma, “Türk hukukunda Cumhurbaşkanın hukuki sorumluluğu” ile “Devlet Başkanlarının Sorumluluğu” adını taşıyor. Dünya örneklerinin de araştırıldığı çalışmaya göre Erdoğan’ın göreviyle ilgili suçlarından ötürü cezai sorumluluğu yok. Gerçek bir kişi olarak ise göreviyle ilgili olmayan eylem ve işlemlerinden dolayı hukuki sorumluluğu tam.

SEÇİLMEDEN ÖNCEKİ SUÇLARI

Taraf'tan Dilek Gedik'in haberine göre, araştırmada Cumhurbaşkanı’nın seçilmeden önceki görevi ile ilgili işlediği suçlara ve bunun dışındaki suçlara özel bir yer ayırarak şu hukuki değerlendirme yapıldı:

“Cumhurbaşkanının seçilmeden önceki görevi ile ilgili işlenen suçları bakımından önceki görevinin gerektirdiği soruşturma ve kovuşturma yöntemleri uygulanacaktır. Ancak Cumhurbaşkanı seçilmeden önce bakan veya başbakanlık görevinde bulunuyorsa, o dönemle ilişkili suçların soruşturulması TBMM İçtüzüğü’nün 107/1 maddesi uyarınca, üye tam sayısının en az onda birinin vereceği bir önerge ile Anayasanın 100’üncü maddesinde ‘Meclis Soruşturması’ başlığı ile düzenlenen yöntemle yapılabilecektir. Kural olarak, cumhurbaşkanının göreviyle ilgili suçlarından ötürü cezai sorumluluğu yoktur. Bu kuralın tek istisnası cumhurbaşkanının vatana ihanetle suçlanmasıdır.”

Diğer incelemede ise “Çalışmada devlet başkanlarının siyasi sorumluluğu konusuna girilmemiş; sadece kişisel suçlarından dolayı sorumlu tutulup tutulmadıkları ele alınmıştır. Çalışmada ayrıca, devlet başkanları kişisel suçlardan dolayı sorumlu tutuluyorlarsa bunun cezai ve hukuki sorumluluğu kapsayıp kapsamadığı, kapsıyorsa genel hükümlerin mi uygulandığı yoksa onlara özel düzenlemeler mi olduğu gibi sorulara da cevap verilmeye çalışılmıştır” dendi.