Tayyip Erdoğan, Gülen cemaatiyle ilgili "2010 referandumu, onların dikkat ederseniz onların çok çırpındığı bir referandum oldu. Sizlerden de bir adım önde gittiler. Meğerse bu iyi niyetli değilmiş" dedi. 30 Mart'tan sonra cemaate operasyon yapılacağını söyledi.

Osmaniye mitinginin ardından Ankara’ya dönerken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Tayyip Erdoğan , Gülen cemaatiyle ilişkilendirilen, ‘paralel yapının örgüt şemasının ellerinde olduğunu’ belirterek, “Pensilvanya’daki örgüt şemasında Kainat İmamı diye geçiyor. Hesaplarını Türkiye ’ye Humeyni gibi dönmek üzerine kurmuşlar. Mesih diyorlar, mehdi diyorlar. Bütün bunların hepsini söylüyorlar. Örgütün şeması elimizde. Kainat imamı diye başlıyor” dedi.

Başbakan Erdoğan, devlet içinde yapılandığı öne sürülen paralel yapıyla ilgili ilk kırılmanın 2010 referandumunda yaşandığını söyledi. “Şimdi anlaşılıyor ki emniyet ve istihbaratın ardından yargıyı da böyle ele geçirdiler” diyen Erdoğan, bu yapıya karşı 30 Mart seçimlerinin ardından adım atılacağını belirtti.

Başbakan Erdoğan pazartesi günü Niğde ve Osmaniye’de gerçekleştirdiği mitinglerden sonra dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Fethullah Gülen’in, “Cebrail parti kursa oy vermem” açıklamalarıyla itikadi manada sarsıntı geçirdiğini söyleyen Erdoğan asıl kırılmanın 7 Şubat’ta değil 2010 referandumunda olduğunu söyledi. Erdoğan, “Gayretlerinin iyi niyetten kaynaklanmadığını, istihbarat ve emniyetten sonra yargıyı da ele geçirmek için hareket ettiklerini, bunun bugün ortaya çıktığını” belirtti.

Star gazetesinden Fadime Özkan’ın haberine göre; Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

'SAVAŞ AY RÖPORTAJI BENİ SARSTI'

“17 Aralık’tan sonra yaşananlar ciddi manada meydanları olumlu etkiledi. Bir birliktelik dayanışma sağladı. CHP ’ ve MHP ’nin Pensilvanya ile olan ilişkileri de insanları tetikledi. Hele hele mesela ben şimdi rahmetli Savaş’ın (Ay) onunla olan o söyleşisini görünce doğrusu itikadi noktada çok ciddi ikilemin içine düştüm, sarsıntı geçirdim.”

'HARAÇ TOPLADILAR'

“Bu yapının makbuzsuz ‘himmet’ diyerek topladığı paralar ciddi sorun. Bir şey daha ortaya çıkıyor; haraçlar. Çünkü anlaşılıyor ki tüm dinlemelerini işadamlarına şantaj için kullandılar. Ülke gerçekten paralel yapı eliyle darbeyle karşı karşıya. Şimdi bu ortaya çıkmış oldu. Bundan sonrası seçimler, sonrası da, buraların dizayn edilerek temizlenmesi arındırılması.”

BUNLAR 27 MAYIS'IN SİVİLİ

“Bir ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’nı dinlemek Milli Güvenlik sorunudur. Bu zaten MGK açıklamasında vurgulandı. Mesele artık devlet politikası haline geldi. Çalışmalar da başladı. Bu adamlarla ben bu meseleyi birkaç yıldır görüşüyorum. Şu bölücülüğü yapmayın diyorum. Darbe yapmak istediler. Samimi olmayınca yakayı ele verdiler.”

'1 NUMARA KAİNAT İMAMI'

“Pensilvanya’daki örgüt şemasında Kainat İmamı diye geçiyor. Hesaplarını Türkiye’ye Humeyni gibi dönmek üzerine kurmuşlar. Mesih diyorlar, mehdi diyorlar. Bütün bunların hepsini söylüyorlar. Örgütün şeması elimizde. Kainat imamı diye başlıyor. Altta kıta imamları. Mesleki imamlar... Aklınızın, hayalinizin almayacağı şeyler. 30 Mart’tan sonraki etaplarda atacağımız, planımda olan birçok adımlar var. Bu adımları süratle atıp neticelerini almak olacak. Sonra biliyorsunuz Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Amacımız bu seçimlere Türkiye’yi daha huzurlu sokmak.”

YARGIYI ELE GEÇİRDİLER

“7 Şubat girişiminden bu yana değişen bir şey yok. 7 Şubat işin görüntüde bir kırılmasıdır da, asıl olay son referandumla alakalıdır. 2010 referandumu, onların dikkat ederseniz onların çok çırpındığı bir referandum oldu. Sizlerden de bir adım önde gittiler. Meğerse bu iyi niyetli değilmiş. Şimdi onları düşünüyorum. Niye iyi niyetli değilmiş. Çünkü o referandumda bunların tek hedefleri vardı. İdari ve adli yargıyı ele geçirmek. Ve bunu başardılar. Az veya çok başardılar. Ve ondan sonra Şubat olayı gelir. Ondan sonra bu olaylar gelmeye başladı. Çünkü dinlersin ama dinlemenin bir de adli boyutu, yargıdaki boyutu var. Onun oradan tamamlanması lazım. Tamamlanmadığı zaman bir anlamı olmuyor. Onlar orayı hallettiler. Dolayısıyla yargıya bu iş gittiği zaman, orada da biz gereğini yapacağız dediler. Hem birincil mahkemede hem üst mahkemede çözmüş oldular. Üçayağını da tamamladılar. İşin istihbarat ayağı, emniyet ayağı, yargı ayağı.”