Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kayaş Tren Garı'nda düzenlenen Başkentray Açılış Töreni'nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Doğu Guta’da kimyasal silah kullanıldığını savunan Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a ‘katil’ dedi.

Erdoğan,  “Kimsenin Suriye topraklarını askeri mücadeleleri için yakmaya hakkı yoktur. Kimyasal silah kullanan rejimi korumak ne kadar yanlışsa, teröristleri korumak da o kadar yanlıştır. Ne ABD ile olan müttefiklikten, ne de Rusya ile enerjiden güvenliğe kurduğumuz ilişkilerden, ne İran ile ilişkilerimizden vazgeçmeye niyetimiz yoktur. Katil Esed'i destekleyenler yanlış yapıyorlar, PYD'yi destekleyenler de yanlış yapıyorlar" ifadelerini kullandı.

Kurlardaki artışın 'mantıklı' olmadığını öne süren Erdoğan, "Ekonomide aktif rol oynayanlar eğer Suriye'deki bu gelişmeleri kalkıp bahane ederek buradan ülkemize ekonomik terör estirmeye çalışıyorsanız yanlış yaparsınız. Döviz kurlarındaki artışın makul, mantıklı, işin kitabına uygun hiçbir izahı yoktur. Hiç endişe etmeyin, sağda solda konuşulanlara da bakmayın. Bizi döviz kuru, möviz kuru üzerinden terbiye edemezler. Onlar kendi başlarının çaresine baksın. Biz yolumuza kararlı bir şekilde devam ediyoruz." dedi.

'Birileri ülkemizdeki Suriyeliler üzerinden sorun yaratıyor' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Aramıza nasıl ve ne şekilde olduğunu bildiğimiz sınırlar konuldu diye bu kardeşlerimizi el olarak mı göreceğiz? Sevincimizi, üzüntümüzü paylaştığımız bu insanlara sırtımızı dönmemiz mümkün mü? Anadolu'nun insanı bir şekilde başka coğrafyalardan kopup gelmiş insanlardan oluşuyor. Mesela Ankara, 30 binlik bir şehirdi. Şimdi 5.5 milyonluk devasa bir şehir. Bu 5.5 milyon insan ülkemizin 4 bir yanından gelerek bu şehirde gelecek hazırladılar. Eğer bir asır önce olsaydı, Çanakkale'deki mezar taşlarında olduğu gibi, Ankara'daki Haleplileri, Üsküplüleri de burada sayacaktık.

Kardeşin kardeşe vefası zaman ve mekanla sınırlı olamaz. Devletimizin sınırları olabilir, ama gönüllerimize sınır koyamayız. Nerede bir kardeşimiz varsa ihtiyaç anında onun yanında olmak boynumuzun borcudur. Yurtlarında güvenliği kalmayan, muhacir bu insanlara, ensar olmaktan gurur duyuyoruz. Rabbim bizi muhacir sıfatına düşürmesin. Ensar olmak kolay. Türkiye bu dalganın altında ezilecek sandılar. Biz bu süreci ders olacak şekilde yönettik, yönetiyoruz. Biz Suriye topraklarını güvenli hale getirene kadar onları ağırlamaya devam edeceğiz. Fırat Kalkanı bölgesine 160 bin Suriyeli geri döndü. Afrin'e de yüzbinlerce kardeşimizin döneceği görülüyor. Hatırlayın bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım demiş"

‘SURİYE'DEKİ GÜÇLERİN BİLEK GÜREŞİ SAHASINA ÇEVİRMESİNDEN SON DERECE RAHATSIZIZ’

"Suriye'deki gelişmeler güvenlik krizine yol açmıştır. Suriye'deki güçlerin bilek güreşi sahasına çevirmesinden son derece rahatsızız. Dün Trump ile görüştüm. Bugün Putin ile görüşeceğim. Bu kimyasal katliamı nasıl durdururuz onu konuşacağım. Suriye'deki operasyonlarımızda rejimin baskısındaki milyonlarca insana güvenlik sağlamaktır. Suriye'deki herkes için güvenlik sağlanana kadar orada olacağız."

‘KATİL ESEDİ DESTEKLEYENLER DE, PYD'Yİ DESTEKLEYENLER DE YANLIŞ YAPIYORLAR’

"DEAŞ ile samimi tek mücadeleyi Türkiye yürütmüştür. Herkes farklı emellerini geliştirmek için DEAŞ'ı kullanmıştır. PYD gibi eli kanlı bir örgüt DEAŞ ile mücadele bahanesiyle bölgeye gönderilmiştir. Değerli kardeşlerim, birçok batılı dostların bayrakları bunların tanklarının yanında görülüyor. Kurtarabileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Öyle ya da böyle imha edeceğiz. Müttefik ülkelerin askerlerine silah doğrultacak değiliz. Ancak müttefik ülkelerin askerlerinin bunların yanında yine de çok durmamalarını tavsiye ediyoruz. Suriye'de herkesin maskelerinin indirmesini ve olduğu gibi görünmesini istiyoruz. Kimsenin Suriye topraklarını askeri mücadeleleri için yakmaya hakkı yoktur. Kimyasal silah kullanan rejimi korumak ne kadar yanlışsa, teröristleri korumak da o kadar yanlıştır. Ne ABD ile olan müttefiklikten, ne de Rusya ile enerjiden güvenliğe kurduğumuz ilişkilerden, ne İran ile ilişkilerimizden vazgeçmeye niyetimiz yoktur. Katil Esed'i destekleyenler yanlış yapıyorlar, PYD'yi destekleyenler de yanlış yapıyorlar. Bulunduğu ortama refah getiren tek ülke Türkiye'dir. Bizim dışındaki güçlerin bulunduğu yerlerde zulüm vardı, huzursuzluk vardır. Suriye'yi imar etmeye, gönülleri yapmaya gittik ve başarana dek kalacağız."

‘BİZİ DÖVİZ KURU ÜZERİNDEN TERBİYE EDEMEZLER’

'Suriye krizi üzerinden ülkemize ekonomik terör estirmeye çalışıyorsanız yanlış yapıyorsunuz' diyen Erdoğan şöyle devam etti:

 "Bunun bedelini ödersiniz. Bunun işin kitabına uygun hiçbir izahı yoktur. Ekonomi yüzde 7 olarak açıklandı, ihracat tüm zamanların rekorlarını kırdı. Turizmin iyi geçeceğine dair ciddi işaretler var. Akkuyu'da nükleer santralin temelini attık. Bu birilerini rahatsız ediyor. 135 milyarlık yatırım teşviklerinin belgelerini sahiplerine teslim ettik. Savunma sanayisinde her gün iyi haberler alıyoruz. Kanal İstanbul'un ihalesinin yapılması şart haline geldi. Boğaz'daki son kaza bunu çok açık gösterdi. Hiç endişe etmeyin, sağda solda konuşulana bakmayın. Bizi döviz kuru üzerinden terbiye edemezler. Biz yolumuza bakıyoruz."