Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Koç Grubu'na ait TÜPRAŞ'ın  fuel oil dönüşüm tesisinin açılışında konuştu. Erdoğan Avrupa Birliği cephesinden gelen açıklamalara çok sert tepki gösterdi.

14 Aralık operasyonuyla ilgili ilk kez konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan; ‘'Olay, bir basın özgürlüğü meselesi değildir. İki gözü dahi görmeyen bir insanı bütün bir operasyonun başı diye yakalayıp, 122 kişiyi içeriye alanlar işte bunlardı'' dedi.

Erdoğan, ''O insanların şikayeti üzerine açılmış bir süreç ve bu sürecin şu anda bedelini ödüyorlar ve ödeyecekler'' ifadesini kullandı.

Erdoğan, "İnşallah medya dünyası girdiği kirli ilişkilerden bir an önce sıyrılacaktır, kendisini bu tehlikeli vesayetten kurtaracaktır diye inanıyorum. Bu kirli odaklara boyun eğenler, milletin karşısında kaybetmeye mahkumdur, bunu böyle bilmeleri gerekir" ifadesini kullandı.

"Şantaja, tehditlere, uluslararası çevrelerin Türkiye üzerinde kurdukları kumpaslara bu milletin gelmediğini ve gelmeyeceğini" söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşte onun için, vatanını seven, insaf sahibi, vicdan sahibi herkesi, bu kirli odaklara, bu kirli çevrelere cesur bir duruşla cevap vermesini özellikle hatırlatmak isityorum. Her zaman söylüyorum; bitaraf olan bertaraf olur. Onun için tarafımızı çok iyi belirlememiz lazım. Duruşumuz çok önemli. Ama yalpalayan değil, omurgalı duruşlar çok önemli. Omurgalı durduğumuz zaman bilesiniz ki millet kazanacaktır. Millet kazandığı zaman Türkiye kazanacaktır. Ülkesinin bağımsızlığı tarafında saf tutmayan, milletin kararı karşısında yok olup gitmeye mahkum olur. Maşalara, taşeronlara, paralel yapılara kol kanat gerenler, müsamaha gösterenler, er ya da geç mahcup olacaklardır. Ekonomi, siyaset ve medya dünyasının hiç tereddüt etmeden, ülkenin istiklali tarafında saf tutacakların  ben şahsen gönülden inanıyorum."

Erdoğan, "dün bağımsız savcılar tarafından başlatılan ve tamamen hukuk içinde yürütülen operasyon karşısında, içeride ve dışarıda, haddi aşan, insafı aşan, asıl niyetleri ortaya koyan bazı tepkilerin sergilendiğini" kaydetti.

'AB BİZİ ALIR MI ALMAZ MI? BİZİM BÖYLE BİR DERDİMİZ YOK'

"Eski Türkiye'nin bütün aktörlerinin, eski Türkiye'yi özleyen tüm tarafların ittifak halinde, koro halinde savcılara, hakimlere, emniyet görevlilerine belli merkezlerden idare edilen bir baskıyı uygulamaya çalıştığını" ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Düşünebiliyor musunuz, adımlar atıldığı anda Avrupa Birliği'nden hemen biri çıkıyor açıklama yapıyor. Sen neye göre bu açıklamayı yapıyorsun  Neyi biliyorsun  50 yıldır bu ülkeyi Avrupa Birliği kapısında bekletenler acaba bu atılan adımın ne olduğunu biliyor musunuz  Ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar ister basın mensubu olsun ister şu olsun ister bu olsun, gerekli cevabı alacaklardır. Onları bizim bu ülkede egemen duruma getirmemiz mümkün değildir.  Böyle bir adımı atarken de 'Acaba Avrupa Birliği ne der? Acaba Avrupa Birliği bizi alır mı almaz mı?' bizim böyle bir derdimiz yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Lütfen siz kendi aklınızı kendinize saklayın."

İşadamı Özdemir Sabancı suikastinin faillerinden Fehriye Erdal'ın durumunu örnek gösteren Erdoğan, "Fehriye Erdal'ı bir kapıdan alıp bir kapıdan bırakanlar acaba hukuk adına bu ülkeye bir cevap verebilirler mi " dedi.

Almanya'da kundaklanan evlerinde ölen 7 Türk vatandaşıyla ilgili soruşturmada da yanıtsız kalan sorular bulunduğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Ben bir ülkenin başındaki şahısla görüşüyorum, kendisine dosyaları veriyorum, Türkiye'deki terör örgütüyle ilgili diyor ki '4 bin tane şu anda açtığımız dava var.' 'Netice ' diyorum. Netice yok. Avrupa'nın en güçlü ülkesi. Almanya'dan bahsediyorum.  Peki böyle bir ülke PKK terör örgütüyle alakalı bu dosyalar veriliyor, 'hiçbir netice yok' diyorsunuz ama kalkıp benim ülkeme yönelik operasyon yürütmek istiyorsunuz. Kusura bakmayın. Avrupa Birliği kalkıp ulusal güvenliğimizi tehdit eden bu unsurlarla ilgili şu anda güvenlik güçlerimizin attığı bir adıma, hukukun attığı bir adıma kendisinde müdahale yetkisi aramasın, lütfen kendi işine baksın."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Onlar bağıracaklar, feryat edecekler, belki de ağlayacaklar. Onlar da arkalarına 'güneydeki sevdikleri ülkeyi' alarak, o belli uluslararası çevreleri, uluslararası medyayı alarak ihanetlerini, evet, tescillemeye devam edeceklerdir. İşte yine söylüyorum; 'basın özgürlüğü' diyorlar, alakası yok. Bunların basın özgürlüğü ifadesinden ne demek istediğini anlarız. Bize zaman zaman gelirler. Uluslararası camiadan da gelirler. 1 ay kadar önce de geldiler. Çok enteresandır. Dediler ki, 'işte içeride gazeteciler var.' İçeride gazeteciler var derken yığınla sayı çıkardılar. Adet ne biliyor musunuz  7 tane. Bunu açacaklarını bildiğim için ben de Adalet Bakanlığından bütün belgeleri aldırdım. Bu 7 kişinin suçları bekçi öldürmekten tutun, polis öldürmeye varıncaya kadar... Ellerinde silah bulundurmaya varıncaya kadar, DHKP-C terör örgütünün mensubu olduklarına varıncaya kadar her şeyi önlerine koydum. 'Şimdi ne diyorsunuz ' Cevap yok. İşte bunların avukatlığına soyunuyorsunuz. Kusura bakmayın."

Kendisine bu ziyareti yapanların davaların yeniden görülmesini istediklerini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını, yeni Türkiye'de adaletin egemen ve hakim olacağını söyledi.

'BİZ İŞİMİZE BAKACAĞIZ'

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dostlar biz işimize bakacağız. Biz iftiralara, yalanlara, algı operasyonlarına boyun eğmeden Türkiye'yi büyütmeye inşallah devam edeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar, ekonomimizi daha da büyüteceğiz. Çünkü, güçlü bir Türkiye inanıyorum ki gündemi belirleyen bir Türkiye olacaktır. Gündemi belirlenen bir Türkiye olmayacaktır. Aynı şekilde ne yaparlarsa yapsınlar biz çözüm sürecini de daha da güçlendireceğiz. Onların algı operasyonlarına inat biz demokrasiyi, kardeşliği, birlikte yaşama kültürünü daha da çoğaltacağız. Onlar Türkiye'yi çukura çekmek isteyecekler, Türkiye'yi eskiye götürmek isteyecekler; ama biz Yeni Türkiye'ye böyle büyük eserler, böyle büyük yatırımlar kazandırmaya devam edeceğiz."

Kaynak: NTV