Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

İktidarın 1 Mayıs eylemlerini yasaklama girişimine ve buna karşı güçlü adımlar atmayan sendika bürokrasisine sert tepki gösterdi.

Akdeniz, "Çarklar dönüyorsa 1 Mayıs'ı kutlamak haktır! Mitingleri yasaklanma girişimini kabul etmiyoruz. Emek haftası kapsamında 1 Mayıs kutlamalarının gerçekleşeceğini ilan ediyoruz" dedi.

"HALKA DAYATILAN ŞEY VAHŞİ BİR SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI, ÇÖZÜM TAM 28 GÜN TAM KAPANMA"

Açıklamasına Kovid-19 salgınının geldiği noktayı değerlendirerek başlayan EMEP Genel Başkanı Akdeniz, "Yine kritik bir haftadayız. Dün ölüm rakamları açıklandı. En az 341 yurttaşımız hayatını kaybetti. Soma’da hatırlayalım, 301 madenci hayatını kaybetmişti. Salgın rakamlarına baktığımız zaman her gün bir Soma depremi yaşanıyor. Gidişat sosyal kırıma dönüşmüş durumda. Hükümet sessiz, adeta üç maymunu oynuyor. Halka dayatılan şey atık vahşi bir sürü bağışıklığı. Kademeli, kontrollü normalleşmeden artık vahşi sürü bağışıklığına geçti iktidar" dedi.

28 gün tam kapanma, yaygın test ve hızlandırışmış aşılama çağrısı yapan Akdeniz, "Geçici, palyatif tedbirlerle bu iş çözülmez. Metrobüsler, metrolar, otobüsler lebalep doluyken göstermelik kısıtlama kararlarıyla bu sürecin önüne geçemezsiniz. Fabrikalar yangın yeriyken, işçiler çarklar dönsün diye dip dibe çalışırken bu kısıtlamalarla hiçbir sonuç alamazsınız. Çözüm bellidir, çözüm acil olarak 28 gün tam kapanmadır. 28 gün tam kapanma bu süreçte işçileri, emekçileri, küçük esnafı, çiftçiyi, gençleri koruyacak, işsizleri koruyacak ekonomik ve sosyal korunmanın sağlanmasıdır. Bu olmadan yangını kontrol altına almak mümkün değildir. Hükümet ateşle oynamaktadır ve bu işin sürdürülebilir yanı kalmamıştır. Tabii ki tam kapanma da yetmiyor. Yaygın test ve hızlandırılmış aşılama olmadan da bu kitlesel ölümlerin önüne geçmek mümkün değil" ifadelerini kullandı.

"FEDAİ KUŞÇU HİKAYESİ BİNLERCE İNSANIMIZIN HİKAYESİDİR"

Sağlık Bakanı ve iktidarın "başarı hikayesi" diye övündüğü şeyin böyle bir hikaye olduğunu vurgulayan Akdeniz, "Daha dün Tekirdağ’da Fedai Kuşçu isimli bir işçi kardeşimiz Covid-19’a yakalandığı için işinden oldu, işine gitmedi ve bu süre zarfında borçları birikti. Cebindeki 12 lirayı eşine teslim ederek hayatına son verdi. Fedai Kuşçu hikayesi binlerce insanımızın hikayesidir, katlanarak büyüyen bir dramın hikayesidir" diye konuştu.

"İKTİDARIN 'BAŞARI HİKAYESİ' PATATES SOĞAN İZDİHAMLARIDIR"

Bunların hesabını hükümetin, iktidarın vereceğini belirtip birlikte hesap sorma çağrısı yapan Akdeniz, "İktidar, Türkiye’yi 10 büyük ülke arasına sokacağını söylüyor. Büyüyen kim? Tekeller, şirketler, kapitalistler. Ama 10 büyük ülke arasına girmeyi düşünen Türkiye’de insanlarımız patates, soğana reva görülüyor. Patates ve soğan almak için tırlara koşarken izdihamda birbirlerini eziyor. Patates ve doğan yüklü tırlar üstelik üzerlerine Türk bayrağı asılarak ve devlet törenleriyle karşılanıyor. İşte budur ekonomide 'başarı hikayesi'! İzdiham, rezalet ve halkın hali işte böyle rücu ediyor" dedi.

Üçer dörder maaş alan AKP'li yöneticileri anımsatan Akdeniz, "Halk salgın ve ekonomik kriz günlerinde bunları yaşarken AKP’li yöneticiler bir maaşla yetinmiyor, iki maaşla yetinmiyor, üç maaşla yetinmiyor, tam dörder maaş alıyorlar. Bir asgari ücret değil, on asgari ücret değil, otuz asgari ücret tutarında parayı ceplerine koymayı vicdanlarına sindirebiliyorlar. Borsa İstanbul’da, Telekom’da, Türksat’ta, Turkcell’de, TMSF’de, RTÜK’te ve daha birçok kamu şirketinde dörder maaş alan bürokratların manzarasıyla patates ve soğana mahkum edilen halkın manzarası Türkiye’nin ekonomik başarıya koşan hikayesini anlatıyor" ifadelerini kullandı.

"REZALET VE ÇÜRÜMENİN MANZARASI"

AKP'li belediyelerin insan kaçakçılığına köprü olduğu vakaları anımsatan Akdeniz "Bakanlar alışverişi kendi şirketlerinden yapıyor izahı yok. 128 milyar dolar kimler tarafından kimlere satıldı, bu paralar nasıl buhar oldu, izahı yok. Deprem vergisi adı altında toplanan paralara ne oldu, bu paralar şimdi nerede, İzmirli depremzedeler soruyor ama izahı yok. 128 milyar dolar nerede? Deprem vergisi adı altında toplanan para nerede? İnsan kaçakçılığı ve şebekeler eliyle AKP'li belediyeler adeta birer kumpas yuvasına dönüşmüş durumda. Bu rezalet ve çürümenin manzarasıdır. Bu aynı zamanda 'uçan ekonominin' ne hale geldiğinin de resmidir. Türkiye'nin başarı hikayesi işte böyle yerlerde sürünmektedir" diye konuştu.

"1 MAYIS KUTLAMALARININ GERÇEKLEŞECEĞİNİ İLAN EDİYORUZ"

Çelişkilere dikkat çeken Akdeniz, "Salgından dolayı fabrikalarda ve hastanelerde ölmek serbest ama itiraz etmek yasak. Hekimler bu gidişata dur dediğinde karşılarına kolluk kuvvetleri çıkarılıyor. Halkın paralarının çarçur edilmesi serbest ama 128 milyar dolar nerede demek yasak. Lebalep kongre salonları serbest AKP'lilere ama 1 Mayıs'a gelince, halkın bu gidişata dur demesine gelince yasak! Eğer 1 Mayıs günü farbrikalar çalışıyorsa, çarklar dönüyorsa 1 Mayıs'ı kutlamak haktır! Mitinglerin yasaklanma girişimini kabul etmiyoruz. İşçi ve emekçileri birleşmeye, fiili ve meşru olarak mücadele etmeye çağırıyoruz. Emek haftası kapsamında 1 Mayıs kutlamalarının gerçekleşeceğini ilan ediyoruz" dedi.

"DAHA NEYİ BEKLİYORSUNUZ"

Sendika bürokrasisine de seslenen Akdeniz, "Bu kadar saldırının, bu kadar salgının, işsizliğin ve yoksulluğun yaşandığı, hak ve özgürlüklerin ayaklar altına alındığı bir Türkiye'de neyi bekliyorsunuz? Bir araya gelmek için, işçi ve emekçilerle birlikte alanları doldurmak için, 1 Mayıs başvuruları yapmak için, konfederasyon ayrımlarını bir kenara bırakıp en güçlü birliği tek adam yönetimine karşı kurmak için daha neyi bekliyorsunuz. Sendika bürokrasisinin elbette yatacak yeri yok. 1 Mayıs yaklaşırken hala bu sessizlik, hala bu aymazlık, 1 Mayıs'ı marjinal hale getirme çabaları karşısındaki suskunluk elbette kabul edilemez. İşçiler ve emekçiler iktidardan hesap sordukları kadar sendikal bürokrasiden de hesap soracaktır" dedi.

Akdeniz açıklamasını "Güvenceli iş, insanca yaşam,  hak ve özgürlükler için bütün işçileri ve ezilenleri, emek ve demokrasi güçlerini birleşmeye ve 1 Mayıs’a alanlara çağırıyoruz" sözleriyle ve sağlıklı bir hafta dilekleriyle noktaladı.