Diyarbakır'da gündemdeki gelişmeleri değerlendiren BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Hakkari'deki yaklaşık 40 gündür süren gerilla hakimiyetine dikkat çekerek, Şemdinli ile Çukurca arasındaki 300-400 kilometrelik bir alanın gerillanın denetiminde olduğunu söyledi. Demirtaş, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in hazırladığı mutabakat metninin imzaya açılmasının da "çok tehlikeli" olduğu uyarısında bulundu.

 

MUTABAKAT METNİ TÜRKİYE'Yİ İKİ KAMPA BÖLER

"TBMM Başkanı bu mutabakat metnini imzaya açarsa tehlikeli bir iş yapmış olur. Mutabakat metnini 'imzalayanlar' ve 'imzalamayanlar' diye STK'lar, siyasi partiler, Türkiye ikiye ayrılmış olur. Dolayısıyla, Türkiye iki ayrı kampa ayrılmış olur" diyen Demirtaş, "Bu tür metinleri, siyasi partiler, dernekler, STK'lar imzaya açabilir. Fakat Meclis Başkanı, parlamentodaki bütün grupları temsil eden başkanı olan birinin böylesi bir metni imzaya açması çok sakıncalıdır" ifadelerini kullandı.

 

Demirtaş, "Benim naçizane tavsiyem kendi kişisel görüşleri olarak o mutabakat metninin kalmasıdır. Aksi taktirde aslında hiçbir şekilde yeni tek bir cümle içermeyen metin Türkiye'de bir kamplaşmanın önünü açmış olacak. Bana göre hükümet sözcüsü her ne kadar metne tepki gösteriyor gibi olsa da, bence bu metin iç ve dış politikada sıkışmış olan AKP politikalarını kurtarma metnidir. AKP'nin düştüğü çukurdan meclis başkanı eliyle kurtarılması girişimidir. Güvenlik konsepti bakış açısıyla hazırlanmış bir metindir. BDP böyle bir girişimin destekçisi olmaz" diye belirtti.

 

DOKUNULMAZLIĞIMIZ FİİLEN KALKMIŞ DURUMDA

Şemdinli'de temaslarda bulunan ve aralarında BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak'ın da bulunduğu heyetin temasları sırasında gerilla yol kontrolü ile karşılaşması sonrası gündeme getirilen dokunulmazlık tartışmasını değerlendiren Demirtaş, "Dokunulmazlığın kaldırılması ya da kaldırılmaması Meclis'in taktirindedir" dedi.

 

Demirtaş şöyle devam etti: "Bu konuda AKP'nin samimi bir tutumu varsa biz başından beri şunu söylüyoruz; kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıkları kaldıralım. Milletvekillerinin ifade özgürlüğü dışında hiçbir özgürlüğü olmasın. Ama sırf bir iki milletvekilimiz için dokunulmazlıklar tartışılmaya açılırsa bu iki yüzlülük olur. Bu kadar dolandırıcılık, sahtecilik fezlekesi Meclis'te beklerken, sadece BDP'li birkaç vekilin dokunulmazlığının gündeme getirilmesi bizim açımızdan kabul edilemez bir durum olur. BDP'li vekiller dokunulmazlığın arkasına sığınan vekiller değil. Zaten bir çoğumuz hakkında dokunulmazlığımız fiilen ihlal edilmiş durumda. Davalarımız sürüyor. Polisin, savcının, yargının dokunmadığı BDP'li vekil yoktur. Dokunulmazlığımız fiilen kalkmış durumda."

 

Başbakan Erdoğan'ın danışmanlarını "fal bakmak"la eleştiren Demirtaş, "biraz etraflarına baksınlar" derken, Başbakan'a da çağrı yaptı. Tansiyonu düşürecek açıklamalar yapılmasını isteyen Demirtaş, BDP milletvekili Leyla Zana'nın Başbakan'la görüşmesinden sonraki sessizliğini de değerlendirdi.

 

'ORDU OPERASYON YAPMADI Kİ BİTSİN'

Demirtaş, "Biz Leyla hanımı ne konuşturduk, ne de susturduk. Susuyorsa, kendi kişisel tavrıdır" diye belirtirken, devlet zirvesinin Antep'teki cenazede yer almasının da samimi olmadığını vurguladı. Demirtaş, "O tabloda bulunanlar çözümsüzlükten besleniyor" tepkisinde bulundu.

 

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde yaklaşık 40 günden beri süren çatışma ve gerilla hakimiyetine işaret eden Demirtaş, Şemdinli ile Çukurca arasındaki 300-400 kilometrelik bir alanın gerillanın denetiminde olduğuna dikkat çekti.

 

Askerin bu bölgelere karadan operasyon yapmadığını vurgulayan Demirtaş, şöyle konuştu: "Ordu sadece havadan karakollara lojistik destek yapıyor. Karadaki denetim PKK tarafından ele geçirilmiş durumda. Bunu saklamak için manipülatif açıklamalar yapılıyor. Hakkari Valisi 'operasyon bitti' diyor. Ordu operasyon yapmadı ki bitsin. Durum öyle değil. Askeri açıdan PKK'nın bitirilemeyeceğini Şemdinli'de 40 gündür süren savaş ve acı gerçek bir kez daha ortaya koydu. Ordan çıkarılması gereken sonuç şudur. Kürt sorunu tankla topla halledilecek sorun değil. PKK askeri olarak bitirilse de Kürt sorunu ortadan kalkmayacaktır. Bence doğru sonuçlar çıkarılırsa bu aşamada ciddi radikal değişikliklerle hükümet müzakereleri gündemine alırsa hep birlikte ölümleri ve akan kanı durdurabiliriz. BDP olarak daha güçlü bir şekilde destek vermeye hazırız. Hükümetin ciddi ve radikal politika değişikliği ile savaş konseptinden çıkıp müzakere konseptine geçmesi gerekir. Böyle bir sürece girilirse BDP hükümet ile bu konuları görüşür, destek olur. Ama güvenlikçi konseptten vazgeçilmesi gerekir. İki tarafın da savaşı artık bir seçenek olmaktan çıkarıp yeni bir müzakere süreci başlatması lazımdır. Şemdinli bunu yakıcı bir şekilde göstermiştir." (ETHA)