"Demokratikleşme Paketi"ni eksik bulan Prof. Dr. Doğu Ergil, "Kürtlerin en çok acı çeken toplum olarak tahammülü yok, temel hak ve özgürlükler konusunda tereddütlü ve yetersiz adımlar atılması kabul edilemez" dedi. Alevilerin haklarının da pakette yer almamasını eleştiren Prof. Dr. Ergil ayrıca, "merkezi otoritenin gölgesi kalkmıyor" dedi.

ANF'ye konuşan, aynı zamanda Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan Prof. Dr. Doğu Ergil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan "demokratikleşme paketi" ile ilgili olarak, "Öncelikle şunu bilmek gerekiyor; 'paket' sözü demokratikleşme kavramıyla çok uyumlu değil. 'Paket', birilerinin bir yerlerde hazırladığı öneriler listesidir. Halbuki 'demokratikleşme' dediğimiz, geniş tabanlı müzakerenin, pazarlığın sonucunda ortaya çıkan bir süreç ve sosyal olgudur. Ama Başbakan'ın buna bir karşılığı var; 'bunlar zaten otuz yıldır tartıştığımız, toplumun bildiği şeyler' diyor. Zaten parlamentoda konsensus sağlanamadığı, toplum da bu kadar kutuplaştığı için bunun böyle yapılmasının gerektiğini düşünüyor" diye konuştu.

'HER ŞEY ŞARTA BAĞLANIYOR'

AKP hükümetinin söz konusu paketi geniş bir mutabakatın eseri olarak meydana getirmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Ergil, buna rağmen hükümetin şimdiye kadarki gelişmelerin muhasebesini yaparak 'hükmeden' ve 'emreden' bir hükümet olmamayı gündemine alması gerektiğini vurguladı.

"Demokratikleşme Paketi"ni ilkeler çerçevesinde önemsediğini belirten Prof. Dr. Ergil, ancak hükümetin şimdiye değin verdiği sözleri tutmayarak uygulamada çeliştiğini anımsattı: "Bu paketi şu açıdan önemli buldum; ilkeler çok yerinde. Kimse kimsenin hayatına, kimliğine, inancına karışmayacak... 1948 İnsan Hakları Bildirgesi'ne bağlı olunacağı vurgulanıyor... Ancak Türkiye altına imza attığı haklar ve özgürlükler belgelerinin gereklerini uygulamıyor; sorun burada zaten. 'kimsenin hayatına karışılamayacak' deniyor, ama realite böyle mi? Realite çelişiyor ilkelerle. Öylesine çelişiyor ki, gündelik hayatta, özel hayatta, kültürel hayatta müdahale malzemesi oluyor. Bu nasıl düzeltilecek?"

Pakette yer alan, köy isimlerinin iadesiyle ilgili başlığa da değinen Prof. Dr. Ergil, "Köylerin adları değişecek ama otoritenin sözü olacak. İl ve ilçelerin adları kanunla değişecek. Her şey yavaş yavaş ve şarta bağlanmış olacak" dedi.

'MERKEZİ OTORİTENİN GÖLGESİ DURUYOR'

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda yapılacak yenileme hakkında ise Prof. Dr. Ergil, "Yine otoriteden izin isteyerek, mutabakatını arayarak elde edilecek haklar var. Uygulamada merkezi davranıyor. Merkezi otoritenin yapılacak şeylerdeki gölgesini görüyorsunuz" dedi.

Prof. Dr. Ergil, Alevi sorununa dair pakette herhangi maddenin yer almamasını da eleştirerek, "Pakette Alevi konusunda hiçbir şey yok. Hem kimsenin üzerinden siyaset yapılamayacağının vurgulanması hem de Alevilerin dışta tutulması kuşku doğuruyor, muğlaklık yaratıyor" diye konuştu.

Hükümetin yüzde 10 barajına karşı olmamasına rağmen pakette üç sistem önermesini de "muğlaklık" olarak nitelendiren Prof. Dr. Ergil, ekledi: "Erdoğan, bizimle Dolmabahçe'de konuşurken yüzde 10 barajını değiştirmeyi düşünmediğini söyledi. Raporlar sunduk, Avrupa'nın baskısı da olmuştur. Bir gitme gereği duymuş olabilir."

'TEREDDÜTLÜ VE YETERSİZ ADIMLAR...'

Prof. Dr. Ergil, hükümetin yetersiz adımlar atmasının kabul edilemeyeceğini ifade etti: "Kürtler toplumun genelinden çok daha acı çekmiş bir toplum. Haliyle beklemeye tahammülü yok. Toplum alışacak diye temel hak ve özgürlükler konusunda tereddütlü ve yetersiz adımlar atılması kabul edilemez."

Toplumun da paketteki eksiklikleri hükümet üzerinde baskı kurarak gidermeye çalışmasının gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Doğu Ergil, "Yasa değişikliğinin gerektiği her yerde bu değişiklik için bastırmak ve yasaların nasıl olacağına dair kararı toplumun vermesi gerekiyor. Görev topluma düşüyor. Kolaycılıktan vazgeçilmeli. Haklı olan toplum diyoruz; o halde haklarına sahip çıkmalı" ifadelerini kullandı. (ANF)