HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Meclis Genel Kurulu’nda Doğan Medya’nın Demirören’e satılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İktidarın seçime giderken medyayı tek elde topladığını savunan Kerestecioğlu, Doğan Medya’yı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aldığını öne sürdü.

Kerestecioğlu, “Doğan Medya Grubu, telefonda Erdoğan'dan gözyaşlarıyla af dilemesiyle hatırladığımız Demirören'e satıldı, tam da seçime giderken. Tesadüf olabilir mi? Hayır. Erdoğan büyük bir seçim yatırımı yaptı; seçim yolunda gerçekleri tamamen gizleyecek, muhalefetin sesini tamamen kısacak kocaman bir adım daha attı. "Tek devlet", "tek millet", "tek yargı"dan sonra şimdi de "tek medya" diyorsunuz. Küçücük bir muhalif sese bile iktidarın tahammülü olmadığını görüyoruz, aslında olan bu. O nedenle Demirören'e verdiler Doğan grubunu. Çünkü Demirören, Erdoğan'ın kendisidir. Doğan Grubu’nu aslında Demirören değil, Erdoğan almıştır; Demirören'i de CEO yapmıştır” dedi.

Kerestecioğlu, şöyle konuştu:

AKP Başkanı Erdoğan'ın dün söylediği bir sözü hatırlatmak isterim. Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun, yaşadığımız tüm sıkıntıların sebebini itiraf etmiş kendisi. Demiş ki 2019 seçimleri için: "Allah göstermesin, herhangi bir aksilik durumunda kaybedenin biz değil, Türkiye olacağını görmek zorundayız. Mesele siyasi olmaktan çıkmış, devletimizin ve milletimizin bekası meselesine dönüşmüştür." Böyle demiş Erdoğan, o kaybederse Türkiye kaybedecekmiş. Bu sözlere tehdit mi dersiniz, "Ben olmazsam oldurmam" mı dersiniz, artık ne derseniz deyin ama işin şirazesi iyice kaydı.

"TEK DEVLET", "TEK MİLLET", "TEK YARGI"DAN SONRA ŞİMDİ DE "TEK MEDYA"

Bu sözler daha çok su kaldırır ama bunun ışığında; zaten Türkiye'ye yaşatılmayan acı, zulüm kalmamışken, ülke savaşa bile girmişken dün bir yeni adım daha atıldı. Doğan Medya Grubu, telefonda Erdoğan'dan gözyaşlarıyla af dilemesiyle hatırladığımız Demirören'e satıldı, tam da seçime giderken. Tesadüf olabilir mi? Hayır. Erdoğan büyük bir seçim yatırımı yaptı; seçim yolunda gerçekleri tamamen gizleyecek, muhalefetin sesini tamamen kısacak kocaman bir adım daha attı. "Tek devlet", "tek millet", "tek yargı"dan sonra şimdi de "tek medya" diyorsunuz.

Zaten uzunca bir süredir Aydın Doğan ve ailesi aslında baskı altındaydı, şimdi onlar satışla belki kendilerini kurtarmış olabilirler ama Doğan grubunda çalışan basın emekçileri ne olacak, işten çıkarmalar yaşanacak mı? Bunun da takipçisi olacağız.

‘DOĞAN GRUBU’NU ASLINDA DEMİRÖREN DEĞİL, ERDOĞAN ALMIŞTIR’

Doğan Grubu kusursuz yayıncılık mı yapıyordu? Hayır. Tarafsız mıydı? Hayır. Eleştirilecek çok fazla yönü vardı. HDP hakkında onlarca konuşma yapılırken HDP'li hiç kimsenin çıkmadığı bir yayın grubundan söz ediyoruz. Küçücük bir muhalif sese bile iktidarın tahammülü olmadığını görüyoruz, aslında olan bu. O nedenle Demirören'e verdiler Doğan grubunu. Çünkü Demirören, Erdoğan'ın kendisidir. Doğan Grubu’nu aslında Demirören değil, Erdoğan almıştır; Demirören'i de CEO yapmıştır.

Amaç, seçime tek sesli bir medyayla gitmektir çünkü acziyet vardır. Özgüveni olan hiçbir siyasi iktidar aslında bu yollara tenezzül etmez.

FAŞİZMİN ÖNCELİKLİ REFLEKSİ BASINI SUSTURMAKTIR’

Biz bunu ilk kez yaşamıyoruz. Faşizmin öncelikli refleksidir basını susturmak. Dünyada da, Türkiye'de de çok örneği vardır. Daha uzağa gitmeye gerek yok. 15 Temmuzdan sonra kapatılan basın yayın organlarına baktığımız zaman İMC TV, Hayatın Sesi Televizyonu…

Ama ne oldu biliyor musunuz? Hep bir yol bulundu, gazeteciler de bir yol buldular, gerçekler de bir yol buldular. Yani bunu susturmak o kadar kolay değil. Yine yeni kanallar açacağız, yeni dergiler basacağız, gerekirse kapı kapı dolaşacağız. Türkiye'nin tüm muhalifleri; demokrasiden, barıştan yana olan herkes yan yana gelecek, kimsenin gücü sesimizi kısmaya da, ülkeyi karıştırmaya da yetmeyecek.

Demokrat Haber/Ankara