Paris'te suikasta uğraya Kürt kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in cenazeleri yüzbinlerle beraber törenin yapılacağı Diyarbakır Batıkent Meydan'ına geldi. Alanda uçsuz bucaksız metanetli bir kalabalık vardı. Polis müdahale etmeyince hiçbir olay çıkmadı. Olay çıkmayınca da medya yüzbinlerce insanın katıldığı töreni görmedi.

Halkın siyah giyinmesi ve beyaz tülbent takması nedeniyle alan adeta siyah ve beyaza büründü. Cansız, Doğan ve Fidan'ın fotoğraflarının bulunduğu alanda yüz binler, "Hepimiz Sakine'yiz", "Hepimiz Leyla'yız", "Hepimiz Fidan'ız" dövizlerini ellerinde taşıdı. Ölenlerin yakınları kürsüden halka seslendi ve barış mesajları verdi.

3 Kürt kadın siyasetçinin fotoğraflarının bulunduğu "Roboskî'de Paris'te, acıyı öfkeye, öfkeyi zafere çevireceğiz" pankartının açıldığı alanda, DTK Eşbaşkanları Aysel Tuğluk, Ahmet Türk, BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, tüm BDP'li milletvekilleri, Halkların Demokratik Kongresi, HDP, çok sayıda sivil toplum örgütü, Türkiye ve yurtdışından gelen parti temsilcileri, aydın ve gazeteciler de törenin yapıldığı alana geldi.

PKK bayraklarına sarılı tabutlar kadınların omuzunda hazırlanan platformlara konuldu. Kadınlar, tabutların etrafında çember oluşturdu. Yüzbinlerce kişi hep bir ağızdan "Şehîd namirin" ve "Güneşin yoldaşları ölümsüzdür" sloganları attı.

AHMET TÜRK: BİZ BARIŞI KONUŞURKEN KANDİL BOMBALANIYOR

Mardin Bağımsız Milletvekili ve DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk, Kürtçe ve Türkçe yaptığı konuşmada yüzbinlerin Kürt ve Kürdistan şehitlerini uğurladığını belirterek, şöyle dedi:

"Anneler, aileleri ağlamayın gözyaşı dökmeyin. Onlar özgürlük ve Kürdistan şehitleridir. Bugün yüzbinler Kürdistan şehitlerini uğurluyor. Özgürlük mücadelesinde öldürüldüler ama, biz onların mücadelesini devam ettireceğiz. Bütün dünyanın gözü bugün Amed'tedir. Özgürlük mücadelesinin bedelleri çok ağır oldu. Kürt halkı karar vermiştir özgürlükten başka bir şey istememektedir. Biz barış ve kardeşlik istedikçe bize teslimiyeti dayattılar. Kürt halkı bunu asla ve asla kabul etmedi. Barış, kardeşlik içinde eşitçe yaşamak istiyoruz. Kürt halkı onurlu barış için bir kez daha hazır olduğunu söylemektedir. Biz barışı konuşurken Kandil bombalanıyor. Hem başbakan hassasiyet diyor hem Kandil'i bombalıyor. Bu nasıl hassasiyettir bunu görmek gerekiyor. O hassasiyeti onlardan da bekliyoruz. Türk halkının bunu görmesi gerekir. Kimin barıştan yana olduğunu kimin olmadığını görsünler. 3 canımızı ve 3 şehidimizi uğurluyoruz. Bütün Kürdistan şehitleri önünde saygı ile eğiliyoruz."

AYSEL TUĞLUK: YÜREĞİM CİĞERİM YANIYOR

Van Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, saldırının İmralı'da başlatılan görüşmelere, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümüne yönelik yapıldığını belirterek yüreğim, ciğerim yanıyor. 3 güzel fidanı katledenleri lanetliyorum. Şehitlere layık olmak için onların yolundan gideceğiz" dedi.

BDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel, Kürdistan'ın 3 devrimcisini uğurladığını söyledi. Bu katliamı yapanların bu uğurlamayı görmesi gerektiğini belirten Tuncel, "Onlara sıkılan kurşunlar bu halkın geleceğine sıkılmıştır. Asla ve asla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Amed'te Sakine arkadaş faşizmin yüzüne tükürmüştü, biz de katillerin yüzüne tüküreceğiz. Bu halklar mutlaka bu ülkede özgür, eşit ve birlikte yaşayacaklardır. Arkadaşlarımız barış için demokratik Cumhuriyet ve Özerk Kürdistan için mücadele ettiler. Türkiye'nin saldırganların ortaya çıkması için çaba sarf etmesi gerekir. Bu katliamın hesabını devrimciler soracaktır" diye konuştu.

DEMİRTAŞ: BU HALK CESURDUR, O NEDENLE BARIŞA HAZIRDI

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'da yüzbinlerin katıldığı cenaze töreninde yaptığı konuşmada, barışın cesaret ve yürek işi olduğunu belirterek, "Bu halk cesurdur. O nedenle barışa hazırdır" dedi.

Demirtaş şöyle konuştu: "Yüzyıldır maalesef ki topraklarımız köy köy, mezra mezra, sokak sokak, işkencehaneye çevrilmiş bir halkız. Bugün Kürt kadınının Ortadoğu'nun orta yerinde bütün dünyayı aydınlatacak bir meşale yaktığına tanıklık ederken, tarihin bu acılarından süzülüp gelirken, asla ve asla geçmişimizi unutmadan geleceğimize bakacağız. Bir zamanlar bu topraklarda Kürt kadınının sofrada bile yeri yokken bugün 3 devrimci kadın, milyonların huzurunda devrimin nasıl yapılacağını gösteriyor. Kürt kadınına, Kürt kadın devrimcilerine selam olsun. Onlar ki bu karanlık içinde binlerce yıllık erkek savaş zihniyetine kafa tutmuş devrimcilerdir. Her birinizin önünde saygıyla eğiliyoruz. Bugün bu alanda meydandaysak, bugün bu otobüsün üstündeysek, bu mikrofon elimizdeyse sizin sayenizdedir. Başta Kürt kadınının, Kürdistan şehitlerinin sayesindedir. Bizle var olmadı bu mücadele bizle son bulmaz. Bu 3 Kürt kadını gibi devrimcilerle bu mücadele var oldu. Onlar gibi yaşayarak, devrimci gibi yaşayarak ve gerekirse onlar gibi devrimci ölerek barışı, onurlu bir geleceği bu ülkeye getirebiliriz. Ben Sakine, Leyla ve Fidan arkadaşlarımızın şahsında bütün şehitlerimizi bir kez daha anıyorum. Bütün yoldaşlarımıza başsağlığı diliyorum."

İŞ YAPMA, PRATİK YAPMA ZAMANIDIR

Sözlerin kifayetsiz çaresiz kaldığı günlerden geçtiklerini ifade eden Demirtaş, şunları söyledi: "İş yapma, pratik yapma zamanıdır. Bu değerlere layık olmanın bağlı kalmanın başka da yolu yoktur. En kritik dönemlerde, halkımızın geleceğinin belirlendiği, kaderimizin yeniden çizildiği günlerde, eğer değerlerimize layık olmak istiyorsak akıllı olmak, sabırlı olmak ve cesur olmak gerekiyor. Aynı anda bu üçü olmamız gerekiyor. Şehitlerimizin, değerlerimizin bize öğrettiği anlattığı budur. Bugünlerde özellikle de bizler üzerinden bir kader çizilmesinin yapıldığı bugünlerde, biz Amed meydanında 3 devrimci kadınının cenazeleri önünde açıkça ifade ediyoruz. Bu halk hiçbir zaman barıştan kaçmadı. Kimse bizim halkımızı, bu hareketi, bu mücadeleyi barıştan uzak bir halk, hareket olarak tanımlayamaz. Bu halka kimse acımasızlık yapmasın. Bu analar parçalanmış bedenleri ile evlatlarını toprağa verirken bile intikam yemini etmediler. Bugün 3 yoldaşımızın aileleri intikam yemini etmiyorlar. Bu onurlu duruşu bütün dünya ne zaman anlayacak? Bu Hükümet ne zaman anlayacak? Biz de halkımıza verdiğimiz sözün arkasındayız. Ne söylediysek arkasındayız."

HALKIMIZA BİR VAADİMİZ VAR

"Bizim halkımıza özgürlük vaadimiz var" diyen Demirtaş, sözlerini söyle sürdürdü: "Barış sözümüz var. Bu topraklar artık barışa hasret, barışa susamış topraklar olarak kollarını açmış onurlu bir barışı kucaklamaya hazırlanırken, kimse farklı yöne çekmesin. Hiçbir kaygımız, korkumuz yoktur. Özgüvenimiz tamdır. Bizimle Kürt ve Kürdistan sorununu çözmek isteyenler bu halkın geniş yüreğine güvenebilirler. Bu halk Sayın Öcalan'ın arkasındadır. Bu meydan bunun tanıklığı, bunun fotoğrafıdır. Artık barış zamanıdır diyoruz, cenazelerimizin önünde bunu haykırıyoruz. Bu kanı durdurabiliriz, konuşarak sorunlarımızı çözebiliriz. Yıllardır tekrarladığımız bu duyguların arkasında milyonlar vardır. Biz barış isteyen halkımızı en büyük güvence olarak görüyoruz. Bizimle muhatap olmak isteyenler neyi güvence olarak ortaya koyuyorlar, onu görmek istiyoruz. Sizin ortaya koyduğunuz güvence nedir? Size güvenmemiz için bir adım atın, somut politika koyun ortaya. Bakın işte Diyarbakır meydanı böyle bir şeye hazır olduğunun sinyalini veriyor. Bu cenaze töreninde verilmiş güçlü mesajı almak istiyorsanız, kana doymuş bu topraklarda artık çiçekler açsın, 'genç bedenleri değil savaş zihniyetini gömelim' diyorsanız biz hazırız. Bu yoldaşlarımızın, şehitlerimizin bize talimatı özgürlük ve onurlu bir barıştır. Arkasında durdukları değerler bizim değerlerimizdir."

BARIŞ CESARET İŞİDİR

Artık öfkenin dili değil barışın dili hakim olsun isteniyorsa Kürt halkına karşı da aynı hassasiyeti beklediklerini dile getiren Demirtaş, "Malatya morgunda 11 PKK'li genç var, Kandil dağında 7 Kürt gerillasının cenazesi var. Her ananın gözyaşının rengi aynıdır diyorsanız, bütün değerlere saygı beklemek de bu halkın hakkıdır. Hem savaşırım hem barışırım demek olmaz. Barış cesaret, yürek işidir. Bu halk cesurdur o nedenle barışa hazırdır. Siz cesursanız hodri meydan. Bu fırsatı artık kaçırmayalım. Bu topraklarda artık gençler yeterince toprağa düştü diyorsak bu fotoğrafı iyi okuması lazım herkesin" diye belirtti.

SAYIN ÖCALAN'IN ARKASINDAYIZ

Demirtaş şunları ekledi: "Sayın Öcalan'ın arkasında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Sizin bu sahiplenmeniz, Paris'ten buraya kadar Kürt kadınlarını omuzlarınızda taşımanız dünyaya verilmiş en büyük mesajdır, ittifaktır. Katletmek istediğiniz irade Paris'ten buraya kadar milyonlara dönüşerek sel olmuş, Dersim'e, Nurhak'a, Mersin'e akacak. Yolunuz açık olsun yoldaşlarım gözünüz arkada kalmasın. Milyonlarca Sakine, Leyla, Fidan bu uğurda yürüyorlar. Sizler uğruna mücadele ettiğiniz topraklarda rahat uyuyun, katillerinizin arkasındaki güçleri açığa çıkarmak da boynumuzun borcu olsun. Fransa hükümeti de AKP hükümeti de bu katillerin açığa çıkarılmasının gereğini yerine getirmek zorundalar. Bu alçaklık dönüm noktasıdır. Kürt halkı tavrını ortaya koymuştur. Şimdi sıra gerçek barışı istediğini söyleyen muhataplarımızdadır. Avrupa'dadır, AKP hükümetindedir. Kürt halkı kurbanlık kuzu, koyun değildir, örgütlüdür, güçlüdür, hesap sorabilecek kararlılık ve irade sahibidir. Bir kez daha bütün şehitlerimizin huzurunda halkımıza verdiğimiz sözün gereğini yerine getirmek için canla başla çalışacağımızın sözünü veriyorum. Anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Bu sahiplenmeden dolayı ve yarınki sahiplenmeden dolayı bütün halkımıza, kadın yoldaşlarımız başta olmak üzere bütün halkımıza teşekkür ediyoruz. Şehitlerimizin yolu açık olsun."

DİYARBAKIR’DAKİ CENAZEDEN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN >>>