Demirel hükümeti döneminde, Ermeni temsilcilerle görüşen Dışişleri Bakanı Çağlayangil’in Ermenilerin tazminat ve geri dönüş taleplerini kabul ettiği iddia edildi.

Eski Dışişleri Bakanı Sabri Çağlayangil’in ASALA eylemlerini sona erdirmek amacıyla 38 yıl önce Ermeni liderlerle gizli bir toplantı yaptığı öne sürüldü. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in bilgisi dahilinde yapıldığı belirtilen toplantıların ayrıntıları Kafkasya uzmanı Thomas de Waal’ın “Büyük Felaket: Soykırımın Gölgesinde Türkler ve Ermeniler” kitabında yer aldı. Milliyet’in haberine göre, Dışişleri Bakanlığı, Ermeni diasporasında faaliyetlerini sürdüren üç siyasi parti olan Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaktsutyun), Hınçak ve Ramgavar partilerinin liderleriyle 1977 yılında gizli görüşmeler gerçekleştirdi.

'TAZMİNAT VE GERİ DÖNÜŞ KABUL EDİLMİŞTİ'

Taşnaktsutyun Partisi lideri Shavarsh Toriguian, Hınçak Partisi lideri Avedis Demirjian ve Ramgavar Partisi lideri Parounag Tovmassian ile bir araya gelen Çağlayangil, “Maddi tazminat, eski evlerine dönme ve Ermenilere bazı ayrıcalıklar tanımak kabul edilebilir meseleler, ama toprak talebi kesinlikle kabul edilemez. Bu talep hiçbir Türk tarafından, vatan haini bile olsa, hiçbir koşulda kabul edilemez” dedi. Beş hafta sonra Demirel hükümeti düştüğünde Çağlayangil de koltuğunu kaybetti. Thomas de Waal’ın deyimiyle “Yarısına kadar açılan kapı tamamen kapandı ve Zürih’teki toplantı o kadar gizliliğe gömüldü ki bir daha kimse aralayamadı.”

Milliyet gazetesinde, “Bakan diasporayla gizlice toplandı” başlığıyla ve Pınar Ersoy imzasıyla yayımlanan haberde özetle şu bilgiler yer aldı:

Tarih 27 Kasım 1977. Yer İsviçre’nin Zürih kentindeki görkemli Dolder Grand Oteli’nin Yeşil Odası. Masanın bir ucunda o dönem hâlâ Sovyetler Birliği’nin parçası olan Ermenistan’ın üç önemli partisinin temsilcileri var. Taşnaktsutyun Partisi lideri Shavarsh Toriguian, Hınçak Partisi lideri Avedis Demirjian ve Ramgavar Partisi lideri Parounag Tovmassian’ın karşısında dönemin Dışişleri Bakanı Sabri Çağlayangil oturuyor. Toplantıdan Başbakan Süleyman Demirel dahil yalnızca iki üç kişinin haberi var. Ermeni tarafına göre heyecanlı, Türklere göre gergin bir atmosferde başlayan görüşmeler, öğlen hiçbir sonuç çıkmadan bitiyor. Görüşmelerin devam etmesi planlanırken beş hafta sonra Demirel hükümeti düştüğünde tarihi bir fırsat ıskalanıyor.

Ermenistan’da yayınlanan bazı makaleler, daha önce bu gizli toplantının varlığından bahsetmişti. Ancak, görüşmenin detayları şimdi ilk kez ortaya çıktı. Washington’un en saygın düşünce kuruluşlarından Carnegie Endowment for Peace’in dünyaca ünlü Kafkasya uzmanı Thomas de Waal, Ermeni arşivlerini inceledi, Çağlayangil’in en yakın yardımcısı olan ve toplantılara katılan emekli diplomat Oktay Aksoy’la görüştü ve tüm detayları “Büyük Felaket: Soykırımın Gölgesinde Türkler ve Ermeniler” kitabında kaleme aldı. De Waal’in önceki gün tanıtımı yapılan kitabına göre Çağlayangil’i Ermeni temsilcilerle bir araya getiren süreç şöyle gelişti:

ASALA’YI DURDURMAK İSTEDİ

ASALA eylemleri, 1976 yılında artık tamamen kontrolden çıkmıştı. 1973 yılında California’da suikasta kurban giden Başkonsolos Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir’den sonra 1975’te Paris Büyükelçisi İsmail Erez ve Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil arka arkaya öldürülmüştü. Demirel hükümetinin Dışişleri Bakanı Çağlayangil, böyle bir ortamda Ermeni liderlerle temasa geçmeye karar verdi. Amacı saldırıları durdurmanın yolunu bulmaktı. Çağlayangil, Agop isimli bir sanat koleksiyonerinden yardım istedi. Kim olduğu hâlâ bilinmeyen Agop, bakana, Ermeni Kilisesi New York Episkoposu ile iletişime geçmesini tavsiye etti. Bir kartvizitin arkasına yazdığı “Sevgili Episkopos, sizi iyi arkadaşım, Türkiye Dışişleri Bakanı Çağlayangil ile tanıştırmak istiyorum. Lütfen gereğini yapınız” notuyla iki adamı buluşturma adımını attı.

NEW YORK’TA GİZLİ TOPLANTI


Çağlayangil, mart ayındaki bu görüşmenin ardından ekim ayında BM Genel Kurulu için New York’a gittiğinde en yakın yardımcısı Aksoy’u episkoposu bulmakla görevlendirdi. Daha sonradan Stockholm büyükelçiliği de yapan Aksoy, Oshagan Choloyan isimli bir rahiple görüştü. (Oshagan Choloyan 1998’de başepiskopos oldu). Choloyan, Taşnaktsutyun partisinin Washington’daki temsilcilerinden dişçi Hratch Abrahamian’a haber verdi. Abrahamian da diğer üyelerle New York’ta gizli bir toplantı ayarladı. Çağlayangil ve Aksoy, birkaç gün sonra bu grupla buluşmak üzere onları ASALA’dan korumakla görevli korumaları atlatarak Hilton Oteli’ne gitti. Çağlayangil, Abrahamian ve diğerlerine yüksek seviyede görüşmelere hazır olduğunu açıkladı. Mesajı Beyrut’taki Ermeni liderlere Abrahamian iletti. Sonunda Ermeni parti liderleri “toprak konusunda pazarlık yapmamak” şartıyla toplantıya katılmayı kabul etti.

“BU FIRSATI KULLANIN”

Taşnaktsutyun, Hınçak ve Ramgavar partilerinin temsilcileri ile Çağlayangil, 27 Kasım 1977’de Zürih’teki Dolder Grand Oteli’nin Yeşil Odası’nda buluştu. Taraflar bir masanın iki ayrı ucunda oturuluyordu. Ermenilerin notlarına göre umutlu bir hava vardı. Aksoy’a göre ise “atmosfer gergindi.” Masadakilerin büyük çoğunluğu Türkçe bildiği halde Ermeniler İngilizce konuşuyor, Aksoy Türkçeye çeviriyordu. Çağlayangil toplantıya başlarken ortamı yumuşatmak için soyadının Ermeniceden geldiğine dair dedikodular olduğunu söyledi. Bir çiftlikte Ermeni bir çocukla büyüdüğünü anlattı. Daha sonra yaşı nedeniyle bundan sonraki hükümetlerde büyük ihtimalle görev almayacağını hatırlatarak Ermenilere bu fırsatı değerlendirmelerini tavsiye etti.

ASALA’YA KARŞILIK VERİLEBİLİR İMASI

Toplantıda, 1915 ve soykırım gündeme geldiğinde ortam iyice gerildi. Çağlayangil bunun büyük güçlerin iki tarafa da yaşattığı “ortak bir trajedi” olduğunu söylerken Taşnaktsutyun Partisi lideri Toriguian, “Bu konu hakkında konuşmadan ya da iki tarafın da suçlu olduğunu söyleyerek kapatmak mümkün değil. Önemli olan Ermeni sorununun çözülmesi, Ermeni ulusunun kendi tarihi topraklarında yaşayabilmesidir” dedi. Bu temel konuda yaşanan olumsuzluk herkesin moralini bozmuştu. Ama Çağayangil’in asıl amacı ASALA eylemlerini durdurmaktı. Konuyu gündeme getirdiğinde Ermeni liderler bu eylemlere imza atan militan gençler üzerinde hiçbir etkileri olmadığını söyledi. Toplantıya katılan Ermenilerden birine göre Çağlayangil bunun üzerine Türklerin de saldırılara karşılık verebileceğini ima etti.

'TOPRAK TALEBİ KABUL EDİLEMEZ'


Toprak talebi konusu toplantının en hassas meselelerindendi. Ermeni kaynaklara göre Çağlayangil’in bu konudaki tavrı çok netti. Bakan, “Maddi tazminat, eski evlerine dönme ve Ermenilere bazı ayrıcalıklar tanımak kabul edilebilir meseleler ama toprak talebiniz kesinlikle kabul edilemez. Bu talep hiçbir Türk tarafından, vatan haini bile olsa, hiçbir koşulda kabul edilemez” dedi. Öğle yemeği vakti geldiğinde hiç yol alınamamıştı. İki taraf birbirlerinin telefon numaralarını alarak ayrıldı. Aksoy’a göre Çağlayangil, hayal kırıklığına uğramıştı. Bir dışişleri bakanının asla görüşmeyeceği kişilerle masaya oturmuş ve hiçbir şey elde edememişti. Beş hafta sonra Demirel hükümeti düştüğünde Çağlayangil de koltuğunu kaybetti. Thomas de Waal’ın deyimiyle “Yarısına kadar açılan kapı tamamen kapandı ve Zürih’teki toplantı o kadar gizliliğe gömüldü ki bir daha kimse aralayamadı.”

ZABITLAR MİT ARŞİVİNDE

Eski Dışişleri Bakanı Çağlayangil’in Ermeni diasporasının temsilcileriyle yaptığı iki gizli toplantıda bulunan bakan müşaviri Aksoy, toplantı zabıtlarının Demirel’de, bakanda ve MİT’te olduğunu anlattı.

Dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in 1976 ve 1977’de Ermeni diasporasının temsilcileriyle yaptığı iki gizli toplantının arka planını, o dönemde bakan özel müşaviri olarak toplantılara katılan emekli Büyükelçi Oktay Aksoy Milliyet’e anlattı. Aksoy, notların dönemin Başbakanı Demirel ve Çağlayangil’in yanı sıra MİT’e iletildiği bilgisini verdi.

Aksoy, gizli toplantıyla ilgili özetle şunları söyledi:
Benimle Oshagan Cholayan adında genç bir papaz görüştü, metropolitin yardımcısı. Türk Dışişleri Bakanı’nın Ermeni temsilcilerle görüşmek istediğini söyledim. ‘Ben sizi aratırım’ dedi. Beni dişçi Abrahamyan aradı. O dönem Ermeni derneklerinden birinin başındaydı.
İlk toplantı 1976’da yanlış hatırlamıyorsam ekim ayında Hilton Oteli’nde yapıldı. İçeride 10-12 kadar Ermeni diasporasının temsilcisi var. Masanın öteki ucunda sadece Çağlayangil ve ben varım. Bakanın bir Türk koruması salon dışında bekledi. Amerikalı korumalar da salonun dışında kaldı. Toplantıdan ABD’lilerin haberi olmuştur. Bizim büyükelçiliğe haber vermedik. Sadece dönemin Başbakanı Demirel biliyordu. Çağlayangil, o toplantıda, ‘Benim babamın çiftliğinde Ermeni çalışanlar vardı. Çok iyi ilişkiler içindeydik. Çocukluğumda Ermeni arkadaşlarım oldu. Bu ASALA nerden çıktı? Bunu nasıl sona erdirebiliriz’ dedi. ‘Bir toplantı ayarlarız’ dediler.

BAKAN TÜRK RESMİ TEZİNİ TEKRARLADI, ERMENİLER KARŞI ÇIKTI

Ankara’ya döndükten sonra Abrahamyan telefonla aradı. İkinci toplantı Zürih’te yapılacaktı. Bakanın Brüksel ziyareti olacaktı. Toplantının tarihini Brüksel gezisine göre ayarladık. Brüksel dönüşü Zürih’e geçtik.
Çağlayangil, Zürih toplantısında, hatırladığım kadarıyla ‘Ermeniler birinci cihan savaşında Ruslarla birlikte hareket etti. Tehcir kararı Ermeni halkını çatışma bölgelerinden uzaklaştırmak için alındı. Ama tehcir sırasında tatsız şeyler olmuş olabilir. Yoksa Ermenileri yok etme gibi bir niyet yoktu. İlişkiler düzgün gidiyordu, Kıbrıs çıkartmasından sonra bu olaylar olmaya başladı’ dedi.
Taşnaktsutyun temsilcisi çok sert tepki gösterdi. Doğrudan soykırım dediler. Daha yumuşak tutum içinde olan, “Savaş sırasında olmuş olabilir, ama çok sıkıntı ve acı çektik. Gençler infial içinde. ASALA’yı gençleri önlemek kolay değil” diyenler oldu. Bu bir pazarlık görüşmesi değildi.

Çağlangil, “Cinayetleri nasıl önleyebiliriz” arayışı içindeydi. Durumu anlama çabasıydı. Bu görüşmeleri herkesten gizledik. Sadece Demirel’in haberi vardı. Notları, üç nüsha halinde temize çektim. O zaman daktilo kullanıyorduk. Araya koyduğum kopya kâğıtlarını da imha ettim. Bir nüshayı bakan aldı, bir nüsha Demirel’e gitti. Üçüncü nüshayı ise MİT müsteşarına verdik. Çok gizli olduğu için kendim için saklamadım. Çağlangil bırakmamışsa bugün Dışişleri’nin arşivinde de yoktur. MİT’in arşivindedir. Daha sonra hükümet değişince üçüncü toplantı gerçekleşmedi.”