BDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, Dicle Üniversitesi'nde yaşanan olaylarla ilgili Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Panel, sempozyum, konferans gibi kamuoyuna açık toplantıların demokratik etkinlikler olduğunu ve bu faaliyetlerin demokratik toplum düzeninde herkesin doğal hakkı olduğunu belirten Baluken, bu tür etkinliklerin önünün açılması, teşvik edilmesi, gerekli koşulların ve imkânların sağlanması gerekliliğine işaret etti.

Baluken, Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi'nin başlayan barış ve müzakere sürecine katkı sunmak amacıyla "Çözüm Sürecinde Siyaset ve Akademinin Rolü" konulu bir panel gerçekleştirmek için çalışma yürüttüğünü ve panelin düzenleneceği yerin ise Dicle Üniversitesi Kongre Merkezi olarak belirlendiğini belirterek, panele konuşmacı olarak BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da davet edildiğini dile getirdi.

'SANIRSINIZ Kİ REKTÖR DEĞİL MGK SEKRETERİ'

Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi'nin 10 Mayıs günü gerçekleştirmeyi planladığı bu panelle ilgili olarak katılımcıların listesini içeren bir yazıyla Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'ne resmi başvuruda bulunarak, üniversitenin kongre merkezinin tahsis edilmesini talep ettiğini belirten Baluken, üniversitenin Rektörü Ayşegül Jale Saraç imzasıyla Eğitim Sen'e cevap yazısı geldiğini belirtti. Baluken, durumu şöyle açıkladı:

"Yazıda aynen şu ifadeler yer alıyor: 'Ülkemizin içinde bulunduğu çözüm sürecini akamete uğratmak isteyen kesimlerce üniversitemiz kampus alanı içerisinde oluşabilecek provokatif eylemlere meydan vermeme amacıyla üniversite kongre merkezi ve diğer tüm salonlarına üniversitemizin düzenlediği aktiviteler dışında kullanım izni verilmemesi yönünde üniversitemiz yönetim kurulunun almış olduğu karara istinaden salon tahsisi talebiniz mümkün görülmemektedir.' Evet en demokratik hak olan bir panele izin verilmeyeceğini belirten bu yazı bir bilim yuvası olması gereken üniversitenin rektörü tarafından gönderiliyor. Sanırsınız ki, rektör değil, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri. Provokatif eylemlere meydan vermemek için bu etkinliğe izin verilmiyormuş! Bu yasak kararının kendisi zaten bir provokasyondur."

'ENGELLEME KARARI EŞ GENEL BAŞKANIMIZA KARŞI UYGULANMIŞTIR'

Dicle Üniversitesi Rektörü'nün bu kararının ırkçı, ayrımcı, anti demokratik bir karar olduğuna işaret eden Baluken, "Karar, tarihe geçecek bir demokrasi skandalıdır. Bu karardan da anlaşılıyor ki, o üniversitenin rektörü ve yönetimi demokratik çözüm sürecinden son derece rahatsızdır. Bu süreci hazmedemedikleri için çözüm süreciyle ilgili etkinlikleri engelliyorlar. Rektörün rahatsızlığı aynı zamanda Sayın Eş Genel Başkanımızın o panele konuşmacı olarak katılacak olmasıdır. Bu nedenle o panele izin verilmemiştir. Engelleme kararı Eş Genel Başkanımıza karşı uygulanmıştır" diye konuştu.

Söz konusu BDP olunca üniversitenin halka yasaklandığına işaret eden Baluken, "BDP Diyarbakır'da siyasetin yüzde 70'ine hakim olan, yerelde iktidar olan bir partidir. Bu partiye karşı böylesine bir tutum geliştirilmesi ırkçılıktır, provokasyondur. Onların demokrasi anlayışları, özgürlük anlayışları ancak bu kadar olabilir" dedi.

'DİCLE ÜNİVERSİTESİ'Nİ OHAL'E ÇEVİREN REKTÖRE DUR DENİLECEK Mİ?'

Yıllardır Dicle Üniversitesi'nde çok ciddi bir kadrolaşma harekâtı yürütüldüğünü kaydeden Baluken, "Üniversitenin akademik demokrat kadroları birer birer tasfiye edildi. Üniversitede bilimsel kriterler yerine cemaatlere yakınlık gibi referanslar esas alınarak, kadrolaşmaya gidildi. Üniversite şuan cemaatler koalisyonu tarafından yönetiliyor. Biz Dicle Üniversitesi Rektörü ve yönetimini bu ırkçı, ayrımcı, yasakçı, demokrasi karşıtı tutumları nedeniyle kınıyoruz. Konuyu soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdık. Üniversite salonunun demokratik etkinliklere kapatılması, Sayın Eş Genel Başkanımızın konuşmacı olarak katılacağı panelin engellenmesi karşısında üniversite rektörü ve yönetimiyle ilgili idari işlem yapılıp yapılmayacağını ilgili bakana soruyoruz. Bu keyfi ve yasakçı uygulamalarla Dicle Üniversitesi'ni adeta OHAL'e çeviren üniversite rektörünün görevden alınması düşünülüyor mu? Oradaki kadrolaşmaya dur denilecek mi? Akademik kadroların tasfiyesi ve tek tipleştirme çalışmaları engellenecek mi? Bütün bunların yanıtını bekliyoruz ve bu sürecin takipçisi olacağız. Önümüzdeki günlerde Sayın Milli Eğitim Bakanı'yla da bu konuyu görüşeceğiz. Benzer şekilde İstanbul Milletvekilimiz Sayın Sebahat Tuncel'in davetlisi olduğu Ankara Üniversitesi'nde gerçekleştirilmesi planlanan panele üniversite yönetimi izin vermemiş, yönetim ırkçı ve ayrımcı bir tutum almıştır. Ancak öğrencilerin kararlı tutumu nedeniyle aynı panel sayın vekilimizin de katılımıyla kantinde gerçekleştirilmiştir. Bu anti-demokratik tutumu nedeniyle Ankara Üniversitesi yönetimini de kınıyoruz. Biz üniversite yönetimlerinin anti-demokratik uygulamalarını her fırsatta teşhir edeceğiz" dedi. (Yuksekovahaber)