HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, “HDP’lilere devleti tanıtacağız” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, “Devleti en iyi HDP’lilerdir. Biz HDP’liler başka bir şey ile tanışmak istiyoruz; basiret ve sağduyu ile bütün toplumun geleceğini inşa edebilecek bir devletle tanışmak istiyoruz” sözleriyle yanıt verdi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu gündemdeki konuları ve önümüzdeki dönemdeki planlamaları ele almak için sabah saatlerinde parti genel merkezinde toplandı.

Tutuklu eş genel başkanların yokluğunda toplanan MYK sonrası, Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, gündemdeki gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu.
 
Bilgen, “HDP’lilere devleti tanıtacağız” şeklinde tehditkar açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da yanıt verdi.
 
HDP’lilerin, Türkiye’de devleti en iyi tanıyanlar olduğunu söyleyen Bilgen, Soylu’ya “Biz HDP’liler başka bir şey ile tanışmak istiyoruz; basiret ve sağduyu ile bütün toplumun geleceğini inşa edebilecek bir devletle tanışmak istiyoruz” dedi.

AK Parti ve MHP arasındaki Anayasa tartışmalarına ilişkin de konuşan Bilgen, “Mevcut durumun yasal kılıflara büründürülmesi ne kadar kabul edilemez bir yaklaşımsa buna teslim olmak ne kadar yanlışsa bu referandum başarısız olsa bile bu durumun devam ettirilmesi de bir o kadar kabul edilemezdir. Bizim tek adamlığa dair tavrımız son derece nettir. Ancak bu referandumu adeta tartışmayı engellemek için bir oldubittiye getirme eğilimini görüyoruz. Tıpkı OHAL konusunda olduğu gibi Hükümet içinde farklı eğilimler var. ‘Ben OHAL’in bitmesini istiyorum kardeşim’ diyen bakanlar var. AP ile ilişkiler konusunda farklı eğilimler var. İdam konusunda yine farklı eğilimler kamuoyu ile paylaşılıyor. Bunlar kamuoyunda tartışmaya ihtiyaç olduğunun göstergesidir. Bir kişinin baskı ile tüm tartışmaları örterek tüm ülkenin geleceğini şekillendirecek bir tartışmayı örtmesi son derece yanlıştır. Biz bu tartışmaların devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
 
Bilgen, eş genel başkanlar ve milletvekillerinin tutukluluk durumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Bilgen, AYM’nin tutuklu milletvekilleri ile ilgili daha önce almış olduğu kararı hatırlatarak, şunları söyledi:
 
“Biz gerekli başvuruları yaptık, ancak bu sürecin zamana yayılmaması için bir müdahalenin gelişmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bu sürecin siyasi sorumluluğunun AKP’ye ait olduğu gerçeğini örtemez. Kimse bu süreci “bağımsız bir yargı süreci” tarifi yaparak siyasi sorumluluğunu örtemez. Kimi siyasi partilerden milletvekilleri Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimizle cezaevinde görüşmeler yapıyor, bu son derece önemli ve değerli ancak gerekli olan parti olarak bir dayanışmanın gösterilmesidir. Adalet Bakanının izni ile cezaevinde vekillerle görüşme yapılabiliyor. Bunun izahı olamaz. Diğer partiler bu hukuksuzluğa karşı ne kadar sesini yükseltirse o kadar demokrasiyi sahiplenmiş olacaklar, bu sadece HDP ile dayanışmak tutumu değildir. Cezaevindeki arkadaşlarımızın milletvekilliği görevleri devam ediyor. Milletvekillerinin yasama faaliyetlerini engellemeye dönük her türlü yaklaşım suç işlemektir.”
 
OHAL’in kaldırılmasına yönelik parti olarak başlattıkları kampanyanın ise devam edeceğini paylaşan Bilgen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise bunu bir “pazarlık” gibi sunduğunu kaydetti.
 
‘OHAL’İN TÜRKİYE’YE FATURASI NE KADAR?’
 
Bilgen, “Belli ki bu kararı bakanlarla birlikte alma konusunda bile çok istekli davranmıyor ki, bakanlar kendi görüşlerini kamuoyu ile paylaşıyor. Fransa’da kaç milletvekili, kaç gazeteci tutuklu. Böyle kıyaslar yapıp buradan AB’ye mesaj vermenin ötesinde OHAL’in Türkiye’ye faturasını ne kattığını tartışmaktır. Esas olan budur, bunun dışındaki polemik ülkeye zarar vermektedir” ifadelerini kullandı.
 
Bu açıklamalarının ardından Bilgen, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
 
Mehmet Ali Şahin’in HDP’lilerin tutukluluk durumuna ilişkin AYM’yi işaret eden sözleri sorulan Bilgen, “Birincisi başvuru yoğunluğu AYM’nin önünde var. AYM 15 Temmuz sonrasında kendi üyesini koruyamayarak açıkça anayasaya aykırı olarak iki üyesinin işine son verilmesinin önünde duramadı. AYM’nin hükümete bağlılık sınırını biliyoruz. Hukuki kararla sadece karara konu olan kişiye bağlı değildir. Çok açık anayasa hükmü var. Söz konusu davaya ilişkin yargılama sürecinin işlemesi ile vekillerin tutuklanması ayrı şeyler. Sn Şahin’in dile getirdiği durumu doğru okumaktır. Dileriz bu haksızlığın daha fazla kayba neden olmadan bitmesine vesile olur” yanıtını verdi. (Kaynak: Dihaber)